Çocuk doktorlarına en sık sorulan 10 önemli soru

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Taşkesen, anne baba adayları için gebelik sürecinin her zaman heyecanlı ve bir o kadar da stresli geçtiğini belirterek, ebeveynler tarafından en çok sorulan 10 soru hakkında bilgi verdi.

Çocuk doktorlarına en sık sorulan 10 önemli soru
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Taşkesen, anne baba adayları için gebelik sürecinin her zaman heyecanlı ve bir o kadar da stresli geçtiğini belirterek, ebeveynler tarafından en çok sorulan 10 soru hakkında bilgi verdi.

Memorial Dicle Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. Mustafa Taşkesen, ebeveynler tarafından en çok sorulan 10 soru hakkında bilgi verdi. Tüm bebeklerin el ve ayaklarının, vücudun diğer bölgelerinden daha soğuk olduğunu belirten Taşkesen, “Ensesi ve giysilerin altında kalan bölgeler yeterince sıcak, bebek de huzurlu ise ortam ısısı ve giysileri yeterli demektir. Anne babalar nasıl giyiniyorsa, bebeklerini bir kat fazla giydirmelidir. Oda ısısı gündüz 24-25, gece 22-23 santigrat derece olmalıdır. Daha yüksek sıcaklıklarda kuru ve ısınmış hava, burun mukozasını kurutur. Bu durumda kısa süreli 1-2 saat kadar oda nemlendiricileri kullanılabilir” dedi.

“Su sıcaklığı 37 derece olmalı”

Emzirme sırasında bebeğin anne sütünü yeterli miktarda alabilmesi için meme başı ve çevresindeki kahverengi kısmı iyi kavramasının sağlanması gerektiğini anlatan Taşkesen, “Emzirme sırasında yutkunma sesleri ve süt sesi gelmeli, çenesinin hareketli olmasına dikkat edilmelidir. Sadece meme ucunu tutan bebek yeterince beslenemez. Sütün yeterli olup olmadığı da günlük bez değişimi, yaptığı kaka sayısı ve günlük, haftalık veya aylık tartı kontrolü ile değerlendirilir. Günlük 5-6 kez bezi değişen, 3-5 kez yumuşak kaka yapan bebeklerin yeterli beslendikleri kabul edilir. Tartı kontrolü ile bu kesinleştirilir. Ayrıca doğumdan sonra bebeğe D vitamini başlanması gerekir. Bunun dışında herhangi bir ilaca gerek yoktur. Bebeklere yaz aylarında her gün, mevsim geçişlerinde günaşırı, soğuk günlerde ise haftada iki kez banyo yaptırılabilir. Su sıcaklığının 37 derece olması önerilir. Termometre yoksa dirsek ile suyun ısısı ölçülebilir. Göbek bağı düşmeden banyo yaptırmakta önemli bir sakınca yoktur. Ancak bu durumda; banyo suyunun kaynatılmış ve ılıtılmış olması, banyo sırasında göbeğin mümkün olduğunca daha az ıslatılması ve sonrasında iyice kurulanmasına dikkat edilmelidir. Bebeğin göbek bağı yaklaşık 7-14 gün içinde düşer. Göbek bakımı için özel bir uygulamaya gerek yoktur. Göbek bağına hiçbir madde sürülmemesi gerekir, o bölgenin temiz ve kuru tutulması yeterlidir” diye konuştu.

“Emzik kullanımı nörolojik olgunlaşmayı destekliyor”

Emzik kullanımının, özellikle uyku sırasında ani bebek ölümü sendromu riskini azaltabildiğini ve erken doğan bebeklerin nörolojik olgunlaşmasını desteklediğini dile getiren Taşkesen, şunları kaydetti:

“Ancak bebeklerde ilk 1 ay içinde emzik kullanımına başlanması, anne sütü alma süresini kısaltabilir. Emzik kullanımına bir yaşından sonra devam edilmesi durumunda ise kulak enfeksiyonlarının gelişmesi ve dişlerde çapraşıklık riskleri oluşur. Bu nedenle bir yaşın sonunda emzik kullanımı bırakılmalıdır. Bebeğin yatağına yarı uyku halinde bırakılması ve kendi kendine uyumayı öğrenmesi sağlanmalıdır. Gece boyunca uykusunun hafiflediği ve derinleştiği zamanlar olabilir. Bu nedenle her hareketi, ‘uyandı’ şeklinde yorumlanmamalıdır. Uyutmak için sallamak veya emzirmek de doğru değildir. Bunun yerine kendi kendine uyuması beklenmelidir. Bebek uyuduktan sonra yeri değiştirilmemelidir. Yatağa yatırılırken sevdiği bir oyuncak yanına bırakılabilir. Uyku düzeni için saat dengesine dikkat edilmeli ve belirlenen saatlerde uyuması sağlanmalıdır. Bebeğin gündüz uykusu süresi çok uzun tutulmamalı ve akşam uykusunun da erken saatlerde olmasına dikkat edilmelidir. Bebeğin odası sık sık havalandırılmalı ve uyku esnasında perde ile hafif karartılmalıdır. Bebeklerin, annenin göğüs bölgesi ile temas etmelerine olanak sağladığı için kanguru ile taşınabilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, bebeğin başının destekli olmasıdır. Kanguru, bebek 5-6 aylık olana kadar kullanılabilir. Çocuk yürümeye başlamadan yürüteç kullanılması ise yürümenin gecikmesine ve bazı kazalara neden olabileceğinden önerilmemektedir.”

“Ateşte 39 dereceye dikkat”

Kulak, koltuk altı veya alından ateş ölçerler ile bebeğin ateşinin ölçülebileceğini anlatan Taşkesen, şunları söyledi:

“Kulak ve alından yapılan ölçümde 37,4 derece, koltuk altı ölçümünde ise 37 derecenin üstünde olması, bebek için kritik ateş düzeyidir. 38 derece ve üzerinde seyrediyorsa ateş düşürücü verilebilir. Ateş düşürücüler dört saatte bir yenilenebilir. 39 derece ve üzeri ise yüksek ateş olarak değerlendirilir. Bu durumda önce bebeğin üzerindeki giysiler çıkarılır, koltuk altına ve kasıklarına ılık suya batırılmış pamuk uygulanır. Buna rağmen ateş hala 39 derece ve üzerinde seyrediyorsa, en yakın sağlık merkezine başvurulmalıdır.”

“Tuvalet eğitimi 2 yaşından sonra verilmeli”

Tuvalet eğitiminin çocuk iki yaşını doldurduktan sonra verilebileceğini kaydeden Taşkesen, “Çocuk tuvalet konusunda kendini ifade edebiliyorsa, tuvalet konusu ile ilgili sorular sorabiliyorsa, kirli bezden rahatsız oluyorsa, durup ve bekleyerek tuvaletini yapıyorsa, gündüz uykusundan kuru kalkmaya başlamışsa, çocuk tuvalet eğitimine hazır demektir. Rotavirus ishallerinin önlenmesinde aşılama en etkin yöntemdir. Rotavirus, bebek ve küçük çocuklarda ciddi derecede ishal ve kusmanın en sık nedenidir. Bu nedenle bebeklere 2 veya 3 doz şeklinde ağız yolu ile aşı yapılmasını önermekteyiz. Bütün ilaç ve aşıların yan etkileri olabilir. Bu etkiler hafif veya ciddi düzeyde görülebilir. Ağrı, ateş ve aşının yapıldığı yerde kızarıklık gibi hafif yan etkiler daha sık görülür. Ciddi yan etkiler ise nadiren ortaya çıkmaktadır. Tüm çocuklar aşı öncesi risk faktörleri açısından değerlendirilmelidir. Ayrıca aşılama öncesi ağrı kesici, ateş düşürücü gibi herhangi bir ilaç verilmesi gerekli değildir. Aşı sonrası bebekte huzursuzluk ve ateş oluşursa o zaman doktora danışarak ilaç takviyesi yapılabilir” ifadelerinde bulundu.

“2-6 yaş sünnet için sakıncalı”

Sünnetin cerrahi işlem olduğunun unutulmaması gerektiğine de dikkat çeken Taşkesen, “Bu yüzden hastane şartlarında ilgili branş cerrahları tarafından yapılmalıdır. Sünnet için en uygun zaman 6-9 ay arası kabul edilir. 2-6 yaş cinsel gelişim dönemi olduğu için sünnet sakıncalıdır. Önerilen yaş dönemi kaçırıldığında ise çocuğun hem cerrahi işlemi, hem de toplumsal değerleri daha gerçekçi olarak değerlendirebileceği 7-10 yaşları arasında da önerilmektedir” dedi.