Eli öpülesi örnek anne

Elazığ'da 3 çocuk annesi, bir yandan engelli eşi ve çocuğuna bakıyor, diğer yandan da zihinsel engelli çocuklara ablalık yapıyor.

Eli öpülesi örnek anne
TAKİP ET Google News ile Takip Et

3 çocuklu Kamile ve Ürfi Atalay çifti, ilk çocukları Ümmü Gülsüm’ün (36) zihinsel engelli doğmasının ardından kendilerini engellilere adadı. 1990 yılından itibaren Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı’nda (ZİÇEV) kendi çocukları ve engellilerle ilgilenen Atalay çiftinden, emekli öğretmen Ürfi Atalay da 2012 yılında trafik kazası geçirdi. Doktorların yaşamasına ümit vermediği Ürfi Atalay, eşi Kamile Atalay’ın desteğiyle hayata tutundu. Kocasının da engelli kalmasıyla birlikte tüm hayatını, eşi ve kızına adayan Kamile Atalay, hem onlara bebek gibi bakıyor, hem de ZİÇEV’de zihinsel engellilerle sosyal etkinliklere katılarak onlara ablalık yapıyor.

Hayatın belli başlı bir mücadele olduğunu belirten Atalay, "Bugün Engelliler Günü olmasından dolayı benim duygularımın çok yoğun olduğu bir gün. Yıllardır engellilerle iç içeydik. O günleri hiç unutmadık. Eşim hep yanımdaydı. O günlerin organizasyonunda beraberdik ve birlikte yapardık" dedi.

Eşiyle beraber hayatını engellilere adadıklarını vurgulayan Atalay, "Hayatımızı engellilere adamıştık. ZİÇEV’in 1990 yılında  Elazığ’a kurulmasını sağladık. Eskiden engelliler ile ilgili özel eğitimden bir bildiğimiz yoktu. Çok küçük yaşta evlenmiştim. O yaşlarda sağlıklı çocuğa annelik yapabilmek o kadar zorken ve hiçbir bilgimiz yokken böyle bir çocuğa sahip olmak çok zordu. Kendi başımıza ayakta durduk. Eşimle sırt sırta verdik. Çocuğumuzu topluma nasıl kazandırabiliriz diye uğraştık" diye konuştu.

"EVLENİRKEN 'HASTALIKTA VE SAĞLIKTA' DİYE SÖZ VERDİK"

Eşiyle birlikte hem kızları hem de benzer durumda olan ailelerin çocukları için 26 yıldır mücadele verdiklerini aktaran Atalay, "Hala elimizden geldiği kadar destek veriyoruz ama artık zorlanıyoruz. Eşimin kaza geçirerek engelli duruma gelmesi nedeniyle yapması gereken şeyleri de ben yapıyorum" ifadelerini kullandı.

Evlenirken hastalıkta ve sağlıkta hep birbirlerinin destekçisi olacaklarının sözünü verdiklerini hatırlatan Atalay, kızının ve eşinin kendisinin göz bebeği olduğunu ve ömrünün sonuna kadar onlara bakacağını kaydetti.

"DOKTORLAR ÜMİT VERMEDİ, AMA BİZ BAŞARDIK"

İstanbul’dan, Elazığ’a dönerken eşinin trafik kazası geçirdiğini ve doktorların yaşamasına ümit vermediğini de anlatan Atalay, "Durumu çok ağırdı. Ben hiç umudumu kaybetmedim. 'O beni yalnız bırakmaz' dedim. Boğazı deldiler, oradan nefes veriyorlardı. Makineye bağlı olarak 4 ay yoğun bakımda yaşadı. Orada da yine sırt sırta verdik. Nefes almaktan korkuyordu. Doktorlar makineden zaman zaman çıkartıyorlardı. Panik yapıyordu ve makineyi geri takıyorlardı. Böyle giderse makineden çıkaramayız ve yaşarsa da makineyle sizi eve göndeririz diyorlardı. Bunu kafaya koydum. 'Benim kocam bunu başarır' dedim. O gün için benim yoğun bakımda kalmama müsaade ettiler. Makineden çıkardılar. 'Sakın pes etmek yok. Kendi nefesini kendin alacaksın. Sen yaparsın ve başarırsın’ dedim. O ağladı, ben ağladım ve başardık" şeklinde konuştu.

Kızı ve eşinin hiç kimsenin üzerine kalmaması için dua ettiğini de dile getiren Atalay, "Allah’a hep 3’ümüzü beraber aslın diye yalvarıyorum" dedi.

"ENGELLİLERE HİZMET EDERKEN, BEN DE ENGELLİ OLDUM"

Her sağlıklı insanın engelli adayı olduğunun örneği olan Ürfi Atalay, engellilere hizmet ederken kendisinin de engelli duruma düştüğünü söyledi. Atalay, "Bunu bizzat yaşayanlardan biri de ben oldum. Sağlıklı iken 2012 yılında geçirmiş olduğum bir trafik kazası neticesinde engelli duruma geldim. 26 yıldır engellilere hizmet ediyorum. Bunu hep duyarak yaşayanlardan biriydim. Bunu ise bugün yaşayarak görüyorum. İnsanların bunu düşünerek hareket etmelerini, engellilere bu gözle bakmalarını tavsiye ederim. Eşim yıllardır gerçekten büyük bir fedakarlık yapıyor. Bugün bunun iki katını yapıyor. Hem engelli kızımıza hem de bana bakmak zorunda kalıyor. Benim yüküm eşimin üzerinde kaldı. Ellerimi kullanamadığım için yemeğimi, içmemi, temizliği ve hepsini eşim yapmak zorunda kalıyor. Bu da büyük bir fedakarlık. Ben şanslıyım. Eşim bana böyle titizlikle bakıyor. Diğer ailelerin Allah yardımcısı olsun" ifadelerini kullandı.