Ev hanımıydı, çocukların sosyal annesi oldu

Biri zihinsel engelli 3 çocuk annesi Zehra Özkal, kendi oğlunun da eğitim gördüğü rehabilitasyon merkezinde kurulan spor kulübünün başına gönüllü olarak geçerek hem kendi oğluna hemde diğer çocuklara sosyal annelik yapıyor. Her gün mutlaka çocuklarla bir araya gelip çeşitli oyunlar oynayan Özkal, onların bir çok etkinliğe katılmasına da öncülük ediyor.

Ev hanımıydı, çocukların sosyal annesi oldu
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Elazığ’da yaşayan evli ve 3 çocuk annesi olan 34 yaşındaki ev hanımı Zehra Özkal’ın, ortanca çocuğu Berat, 2 yaşında geçirdiği havale nedeniyle orta derecede zihinsel engelli kaldı. 4 yaşında oğlunun tam olarak hastalığının teşhis edilmesinin ardından anne Özkal, özel bir rehabilitasyon merkezinde gelişimine katkı sağlamak için eğitimlere katılmasını sağladı. İlk günler sadece oğlu için merkeze giden anne, her geçen gün diğer çocuklarla da ilgilenmeye başladı.Bir süre sonra tüm çocukları kendi oğlundan ayırmayan anne kurdukları spor kulübünün başına geçerek, 5 yıldır merkezde eğitim gören zihinsel engelli çocuklara sosyal annelik yapıyor. Her gün mutlaka rehabilitasyon merkezine gelen anne Özkal, tüm çocuklarla birebir ilgileniyor, hepsi ile sırayla jimnastik hareketleri yapıp, masa tenisi, basketbol gibi bir çok oyunu oynayarak sosyal hayatlarına katkı sunuyor.

"ÇOCUKLAR BİR BİRİNE DAHA DESTEK OLUYOR"

Oğlu Berat’ın 2 yaşında havale geçirmesiyle hayatının değiştiğini belirten anne Zehra Özkal, "Berat’ın havale geçirmesiyle kendimizi hiç bilmediğimiz bir serüvenin içerisinde bulduk. Daha sonra doktorların çocuğumuza teşhis koymasının ardından orta derecede zihinsel engelli olduğunu öğrendik. Bununla birlikte dünyamız başımıza yıkıldı. Çünkü bu yol hiç bilmediğimiz bir yoldu. Doktorlar, oğlumuzun özel eğitim alması gerektiğini bildirdi. Bizde kendimize güvenebileceğimiz bir rehabilitasyon merkezi seçtik. Bununla birlikte kendimizi zorlu bir serüvenin içerisinde bulduk. Bu çocuklarla ilk tanışmam hiçte masumane değildi. Bu çocukların içerisinde ne işim var diye kendi kendime sordum. Bazen çok ağladım ve üzüldüm. Ama baktım ki bu çözüm değil. Çocuklar bize göre birbirlerine daha fazla destek oluyorlar. Bizimde bir şeyler yapmamız gerekiyordu" dedi.

"BU YOLA GÖNÜLLÜ OLARAK BAŞ KOYDUM"

Birgün kendi kendine zihinsel engelli çocuklar için ne yapabilirim diye sorduğunu söyleyen Özkal, "Oğlumla birlikte önümüzde 2 seçenek vardı. Birisi kaderimize razı olup oğlumla birlikte bu yolda yürümek diğeri ise bütün çocuklarla birlikte mutlu olup bir şeyleri başararak yürümekti. Biz evladımla ikinci yolu seçtik. Bu çocuklar için bir şeyler yapmaya karar verdim. Kurumumuz bir spor kulübü kurdu. Bu spor kulübünün idaresini bir annenin yapması istendi. Bende bu idareyi seve seve kabul ettim. Bu yola gönüllü olarak baş koydum. Bu çocuklarla şuanda çok güzel aktiviteler yapıyoruz. Çocuklarla birlikte sosyal, spor faaliyetlerine katılıyoruz. Çocuklarla birlikte kayak yapıyoruz, yüzmeye gidiyoruz, tenis oynuyoruz. Bununla birlikte başarılarımız ve madalyalarımız var. Çocuklarla birlikte il dışına çıkıyoruz ve çok eğleniyoruz. Çocukların ve annelerinin gözlerindeki o umut ışığını görünce bende mutlu oluyorum" diye konuştu.

"ÇOCUKLARIN SOSYAL ANNESİ OLDUM"

Hayatını zihinsel engelli çocuklara adadığını vurgulayan Özkal, "Son nefesime kadar bu yolda devam edeceğim. Aslında bu faaliyetlerle birlikte çocukların sosyal annesi oldum. Beni içlerine alıp kabullendiler. Kuruma geldiğim zaman hepsi gözümün içine bakıyor. Bende bu çocukları görmediğim zaman çok özlüyorum. Bazı şeyler için diploma gerekmiyor, yürekten yapmak yeterli. Ben özel bir eğitim almadım, bu çocuklarla hiçbir ilgim yoktu. Tamamen bu çocuklarla evladımla tanıştım. Biz gönlümüzü bu yola koyduğumuz için çok güzel şeyler başarıyoruz. Madalyaların ve başarıların daha da geleceğine inanıyorum" diyerek sözlerini tamamladı.