Havada aşk kokusu var!

Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz hakkında birçok araştırma yapılan ve filmlere konu olan kokunun insan hayatındaki öneminin yadsınamayacağını söyledi. Dr. Yavuz, Kokuların da bir hafızası vardır. Bireylerin en önemli duyularından olan koku sayesinde, hayatımıza yeni giren insanlarla ilgili ilk intibamız önemli ölçüde şekillenir. Günümüzde kozmetik sektörün en rağbet gören ürünlerinden olan koku, kullanıcılarına ihtiyacı olan ürünleri sunarak varlığını sürdürüyor. Bu ürünlerin üretimi ise, elbette ki insanların eğilimlerine bağlı olarak gerçekleşiyor diye konuştu.

Havada aşk kokusu var!
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz; hakkında birçok araştırma yapılan ve filmlere konu olan “kokunun” insan hayatındaki öneminin yadsınamayacağını söyledi. Dr. Yavuz, “Kokuların da bir hafızası vardır. Bireylerin en önemli duyularından olan koku sayesinde, hayatımıza yeni giren insanlarla ilgili ilk intibamız önemli ölçüde şekillenir. Günümüzde kozmetik sektörün en rağbet gören ürünlerinden olan koku, kullanıcılarına ihtiyacı olan ürünleri sunarak varlığını sürdürüyor. Bu ürünlerin üretimi ise, elbette ki insanların eğilimlerine bağlı olarak gerçekleşiyor” diye konuştu.

Her insanın kendine özgü bir kokusu vardır

Her insanın kendine özgü, değişmeyen bir kokusu olduğunu söyleyen Dr. Mehmet. Yavuz, “Araştırmacılar, konuya açıklık getirebilmek için koku ile cinsellik arasındaki ilişkiyi incelediler. Bu incelemeler sonucunda, vücutta salgılanan, feromon adı verilen maddeyi keşfettiler. Yunanca geçirmek, aktarmak anlamına gelen farein ve heyecan anlamında gelen hormon kelimelerinden oluşan feromon, çoğu canlıda burun boşluğunun orta bölmesindeki bir yerden algılanarak beyne iletiliyor. Bu uyarılar kişinin ruh halini ve davranış şekillerini belirleyebiliyor. ABD’nin dünyaca ünlü Harvard, Massachussets ve Chicago Üniversitesi araştırma laboratuvarlarında yapılan çalışmaya göre, feromon maddesi, burun içinde bulunan VNO merkezini uyararak, beynin gerekli bölgelerine seksüel sinyal gönderilmesini sağlıyor. Kadınlarda adet dönemimde, erkeklerde sportif faaliyet sırasında bu koku artarak, havaya yayılıyor” dedi.

Koku kişilerin aşk hayatını etkiliyor

“Koku almada önem kazanan feromonlar, aşk hayatında da etkilidir” diyen Dr. Mehmet. Yavuz, “Yapılan araştırmaların bize gösterdiği, kişinin doğal olarak salgıladığı feromonun, aşk hayatında da etkili olduğudur. Aşk duygusunun ortaya çıkması bu maddenin salgılanmasıyla başlıyor. Aşkın kokusu olarak tanımlanan bu madde, beynin ilgili bölümlerini uyarıyor ve böylece aşk doğuyor. Böylece bireyler kendilerinden genetik olarak farklı kişiyi seçiyorlar. Bu seçimde ise bağışıklık sistemimizin sinyallerini yayma amacı önem kazanıyor. Bağışıklık sistemimizin karşı cins tarafından algılanması, ‘doğru’ biyolojik üreme için gerekli bir durumdur. İlişkilerde görünüş kadar ten kokusu da önemli olabiliyor. Kendimize en uygun eş adayının ten kokusu, bize daha çekici geliyor. Araştırmalara göre feromon denilen hissetmeden algıladığımız bu kokular, bağışıklık sistemi ve genetik yapısı bizden farklı kişileri tercih etmemize yol açıyor. Doğada melezlerin daha dayanıklı, üretken ve güzel olmasına dair yapılan araştırma, teoriyi kanıtlıyor. Yapılan çalışmada, Sabun ve parfüm kullanmadan 2 gün giyilmiş erkek tişörtlerini koklayan bayanların, kendinden çok farklı genetik yapıdaki erkeklerin tişörtlerini çekici buldukları, doğum kontrol hapı kullananların ise bu farkı ayırt edemedikleri bildiriliyor.” şeklinde konuştu.

Koku, insan davranışlarını etkiliyor

Güzel bir koku kişiyi canlandırabilirken aynı zamanda kişinin güzel hatıralarını da canlandırabildiğini söyleyen Dr. Mehmet. Yavuz, daha sonra şunları söyledi; “Bazı kokuların dinlendirici etkileri var. Örneğin, evinize girdiğiniz anda duyduğunuz kurabiye kokusu, sizi bir anda çocukluğunuza götürebilir. Ya da kokusunu beğenmediğiniz bir yere, bir daha gitmek istemeyebilirsiniz. Hatta kokusu yüzünden yaklaşmak istemediğimiz, sırf bu yüzden görüşmekten kaçındığımız kişiler olabiliyor. Yapılan araştırmalarda bu konuyu kanıtlar niteliktedir.

Örneğin; Bilim adamları yaptıkları araştırmada iki gün boyunca deodorant veya sabun gibi herhangi bir kişisel bakım ürünü kullanmayan erkek deneklerden ter örnekleri aldılar. Örneklerin bir kısmı sıkıcı belgesel filmi izlettirildikten sonra alınırken bir kısmı da daha erotik ve açık saçık görüntülerin ardından alındı. Özel bir yöntemle beyin taramasına tabi tutulan gönüllü birkaç kadın denek de bu ter örneklerini kokladı. Seksi filmleri izleyen erkeklerin terini koklarken kadınların beyinlerinin daha farklı bölgelerinin çalıştığı beyin taramalarında saptandı. Bu koku kadınların beyinlerindeki zevk ve üreme ile ilgili bölgeleri harekete geçirdi. Ayrıca, yumurtlama dönemindeki kadınların erkeklere daha çekici geldiği de yaygın bir gözlem olarak biliniyor. Ayrıca, çoğu davranışın temelini oluşturan koku, uyku sırasında çalışan tek duyumuz olarak, bizleri koruyucu bir görev de üstleniyor.

Telepati değil, feromon!

Bir diğer araştırmaya göre eskilerin telepati dediği olay Modern Tıp’ta feromonlarla açıklanıyor. Birlikte oturan kadınların adet günlerinin aynı zamana rastlaması, tek başına yaşayan erkeklerin sakal ve saçlarının geç çıkması, birlikte yaşayan insanların birbirlerine benzer davranışlar göstermeleri feromonlar sayesinde oluyor.

Chicago Üniversitesinde yapılan bir başka deneyde ise adet gününde kadınların koltuk altlarından alınan ter ve koku örneği, iki ay süreyle günde bir kez adet günü aynı güne denk gelmeyen kadınlara koklatıldı. Deneyin neden yapıldığı konusunda bilgi sahibi olmayan kadınlar iki ay sonra ter ve beden kokusunu bilmeden kokladıkları kadınla, aynı adet gününü paylaştılar. Yapılan bir diğer çalışmada ise, yatılı kız okullarında kalanların adet zamanlarının aynı günlerde olduğu saptandı.

Koku hafızası, görsel hafızadan daha güçlü!

Beyin insan yaşamını sürdürebilmek adına önemli kabul ettiği kokuları unutmaz. Koku hafızamız görsel hafızamızdan daha güçlü. Kişiler, çocukluğundaki ve gençliğindeki güzel anıları, kokularla özdeşleştirebiliyor. Hatta kişiler yüzlerini hatırlamakta güçlük çektiği ölmüş sevdiklerini yıllar sonra kokuları ile hatırlayabiliyorlar. Kişilerde önemli bir hafıza olan koku duyusunun zarar görmesi, hafıza zayıflamasına yol açabiliyor.

Modern Tıp, feromonlar üzerinde ilginç çalışmalar yapmaya devam ediyor. Başarılı olurlarsa döllenme, kısırlaştırma, doğacak çocukların cinsiyetini tayin etmek ameliyat gibi yöntemlerin yerini feromonlara bırakacağı belirtiliyor. Geleceğin ne getireceği henüz bilinmiyor. Fakat kokunun ilişkiler üzerinde bağlayıcılığı yadsınamaz bir gerçektir. Bu yüzden her iki tarafın da güzel ve etkileyici bulacağı bir koku bulmak, koku endüstrisinin bitmez tükenmez arayışını oluşturuyor.”