Coşkun Bulut

Akıl kalp vicdan muhasebesi

Coşkun Bulut

Merhaba sevgili okurlarım, bugün sizlere temsili bir adamın iç hesaplaşmasını anlatacağım. Muhasebenin daha iyi anlaşılması adına sayfam için yazdığım kısa hikâyecikle konuyu özetleyeceğim.

Bir gün ahvalini beğenmeyen bir adam, aklını, kabini ve vicdanını yanına çağırır; mahkeme kurar. Ortaya koyduğu davranışların gün geçtikçe kötüye gittiğini anlatır bu üç arkadaşa. Yalan yanlış işler yapmaya başladığını böyle giderse etrafında hiç arkadaşının kalmayacağını ifade ettikten sonra davalılara söz hakkı verir. İlk sözü vicdan alır ve “ben hep en doğru hisleri kalbe gönderdim!” der. İkinci sözü alan kalp “ben de içimdeki duyguların hepsini akla gönderdim!” diye savunmasını yapar. Son sözü alan akıl ise “ben de kalpten gelen duyguları mantık süzgecinden geçirerek bizim için en doğru olanı seçtim!” diyerek suçsuzluğunu ispatlamak ister. Üç davalıyı da dinleyen adam, anlatılanları kafasından geçirdikten sonra kararı sağlıklı vermek adına davalıları son kez dinlemek ister. Vicdan “kalbe temiz duygular gönderdim, beni dinleyip huzurlu olmasını öğütledim” diye ısrarla temiz duygularla kalbi beslediğini ifade eder. Kalp “evet, vicdan doğru söylüyor. Bana hep güzel duygular getirdi fakat bende kötü hislerin geldiği küçük bir yer var. Oradan gelen hislere kapılmamak lazım biliyorum. Kirlendiğim için bu aralar kötü hissiyatları ağırlıklı olarak akla gönderdim.” Diye kirlenmekten dert yanar. Akıl ise “kalp de doğruları söylüyor. Bana bu sıralar kötü duygular yoğun geliyor. Ben de seçmeye çalışıyorum doğruyu kendimce ama çok karıştı mantığım.” Savunmasında bulunur. Herkesi dinleyen adamın verdiği karar şöyledir: “Vicdanın temiz olduğuna, kalbin acilen Allah’ı zikrederek temizlenmesine ve kötü duygulara kulak asmayıp iyi hislere yer vermesine, kalbin sadece vicdandan gelen duygulara itimat edip akla göndermesine ve aklın da vicdandan gelen duyguları mantık süzgecinden geçirerek güzel kararlar vermesine karar verilmiştir!” diye vardığı sonucu açıklar. Sorunun çözülmesiyle adam doğru yol üzere yürümeye başlar.

Evet, sevgili dostlar “vicdan” fıtrat üzeredir ve tertemizdir. Vicdandan gelen sese kulak verilmelidir. Kalp, küçük bir et parçası değildir ve fıtratın gerektirdiği şekilde tertemiz tutulmalıdır. Elbette kalbimiz temiz olduktan sonra aklımızla da hep doğruyu seçmek için uğraşmalıyız. Saygılarımı sunarım.

Yazarın Diğer Yazıları