Coşkun Bulut

Dost meclisi

Coşkun Bulut

Merhaba sevgili okurlarım, bugün sizlerle dost meclisini konuşacağım. Her zaman karşımıza çıkmayacak 'dost' dediğimiz insanlarla nasıl vakit geçiriyoruz? Daha doğrusu bir araya geldiğimizde onlara mı vakit ayırıyoruz?

Bir zamanlar dostlar bir araya gelir, hâl hatır sorar, dostunun ihtiyacı olup olmadığını öğrenir, doya doya muhabbet ederlerdi. Görüşmedikleri süre boyunca yaşadıklarını anlatır da anlatırlardı. Bıraksanız onları sabahlara kadar muhabbete doyamazlardı. Bazen gündeme dair bazen de okuduğu bir kitaptan öğrendiklerini dile getirirlerdi. Fıkralar, bilmeceler, hikâyeler, romanlar, birikmiş sorular ballandırılarak dillendirilirdi. İşte o zamanlar kahvenin, çayın hatta bir bardak suyun kırk yıl hatırı vardı.

Peki, bu muhabbetlere ne oldu? Günümüzde konuşulanlar: “Falan dizide neler oldu, gördün mü?” şeklinde devam ediyor. Her güne bir dizimiz var ve dostlarla muhabbetimize yön veriyorlar. Sadece dizi değil, yanlış anlamayın! Yemek programları, siyaset, spor, magazin… Ha, bunları izlemeyelim mi? Elbette isteyen istediğini izler, kimseye karışamayız; ancak bütün hayatımızı TV, telefon, bilgisayar gibi teknolojik araçlarla geçirirsek bir araya geldiğimizde “Dur, internete bakayım! Hemen cevabını buluyorum!” diye zihnimizi kullanmaya gerek duymadan esiri olduğumuz teknolojiye başvururuz. Hâlbuki o bizim esirimiz olmalı ve bize hizmet etmelidir! “Senin durumuna baktım, herkes çok iyiydi. O yüzden aramaya gerek duymadım!” ya da birinin ahvalini bildirmeye kalsak “Evet ya, sosyal medya hesabından gördüm!” cevaplarını almak ihtimalleri kuvvetlendi. Artık insanlara bana bir fıkra, masal anlat demeye korkar olduk; çünkü “aç interneti bak. Orada binlercesi var!” cümlesini duymak işten bile değil!

Konuşacak sözümüz bitti mi? Bir kitabın sayfasını açmak, yapabileceğimiz işleri paylaşmak, bir araya gelmek için bahaneler bulmak, o eski samimiyeti tekrar yakalamak, kültürümüzü yaşatacak faaliyetlere yer vermek, yeni dönemin getirdiği teknolojiyi güzel işler yapmak için iyi bir şekilde öğrenmek ve uygulamak bu kadar zor olmamalı! Tamam, ben eskiye dönelim demiyorum, dönemeyiz; ama unutmamalı ki sevgi, samimiyet gibi erdemler eskide de olsa şimdi de olsa eskimeyecek değerlerdir. İnsanı insan yapan bu değerleri yaşatmak, Allah için bir araya gelmek ve güzel muhabbetler, işler yapmak her zaman için çok önemli değil midir?

Covid-19 nedeniyle bir araya gelemediğimiz doğrudur; fakat unutmamalıyız ki bu durum hep böyle kalmayacak. Dostlarımızın kıymetini bilmeli, bize Hakk’ı ve sabrı tavsiye edenleri dost edinmeli ve bu tür insanları ömür boyu hayatımızda tutmalıyız.

Yazarın Diğer Yazıları