Mehmet Güleç

Elazığ bir deprem yaşadı!

Mehmet Güleç

“Öncelikle insanlarımızın acısı üzerinden yalan, yanlış bilgilerle paylaşım yapanları, her defasında kasıtlı olarak sözde deprem paralarını gündeme getirenleri, depremi siyasi emellerine alet edenleri kınıyorum.

Öyle utanmazlıklar yaşanıyor ki, resmen siyasi tiyatro oynuyorlar. Örnek mi?

Allah aşkına şu sahneye bakar mısınız: Kameralar çekiyor, mikrofonlar bir siyasi partinin liderinin yanı başında dikilen bir adamcağıza uzatılıyor. Adam önce ; “Yardım falan gelmedi” diyerek devleti eleştiriyor. O hanımefendi lider de bu iftirayı sözde acıyarak izliyor! Allah şaşırtacak ya: O “adamcağız”, o hanımefendi liderin kulağına eğiliyor. "Kadir beyle görüştüm, ben de artık sizin elemanınızım" diyor. Susturmak için sarılıyorlar, ama her şey duyuluyor. Hepsi kameralar önünde gerçekleşiyor! Bu nasıl bir siyasi ahlak ?! Bu deprem bölgesi buna benzer daha nice ahlâkî çürüme örnekleriyle dolu...

Ama Allah’a şükür, Türkiye’m bir bütün olarak yaraları sarmak için seferber olmuş durumda. Devlet baba şefkatli ellerini öyle uzatmış ki, depremzede vatandaşlarımızın bütün yaraları sarılıyor. Elazığ halkı vakur duruşu ile ders veriyor. Devlet, tavandan tabana kadar Deprem Bölgesinde depremzedelerin dertleri ile hemdert oluyor. Milletimizin dilinden asla düşürmediği bir dua vardı : “Allah devletimize zeval vermesin…”

Türk milleti bir kez daha büyük bir dayanışma örneği gösteriyor. Ülkemin her köşesinden insanların hem duaları hem de yardımları geliyor. "Güçlü devlet - güçlü millet böyle olur." diye bütün dünyaya bir büyük ders veriliyor!

Ya arama kurtarma mücadeleleri: Yaşanan dramlar hafızalardan silinmeyecek, yarınlarda bir film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçecek gibi duruyor. Bir depremzede ananın :  ” Tırnaklarıyla kazıya kazıya, elleri paramparça beni oradan çıkardı. O çocuğu asla unutmam.” dediği çocuk şimdi nerede acaba?

Mustafa Paşa Mahallesi'nde yıkılan binanın enkazından yükselen kadın sesi üzerine harekete geçen Jandarma ekibinin çalışması sonucu 2,5 yaşındaki Yüsra Yıldız, 24 saat sonra kurtarıldı. Yüsra'yı kurtaran ekipte yer alan itfaiye görevlisi, gözlerinden süzülen gözyaşları ile bakın hayatını kaybeden babayı nasıl anlatıyor : “O baba da bir kahramandı. Evlatlarının üzerine eğilerek bir kalkan vazifesi görmüş. Onların hayatta kalmasına vesile olmuştu. Bu eşsiz bir kahramanlıktır. Böylesine fedakâr bir babayı unutmak ne mümkün...''

Diyeceğim şu ki: Elazığ Türkiye'dir. Elazığ, bu vatanın çimentosudur. Elazığ, bu coğrafyanın özüdür. Elazığ, bu memleketin sevdalısıdır. Elazığ, toprağın vatan olması için harcına katılan kandır!

Elazığ, bugünde emin ellerde. Cesur yürek, güzel kalpli ve şehri ile bütünleşen Çetin Oktay KALDIRIM gibi bir Valinin, bu aziz diyarı, devlet adına hakkıyla temsil ettiğine inanıyorum.

Hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Her türlü ideolojik bağnazlıktan sıyrılarak ülkemizin en yakınından en uzağına kadar istisnasız her yöresinden yardım eli uzatan, koşan, derdimizle dertlenen herkesten Allah razı olsun.

Vatanımızın bir başka aziz diyarı Trabzonluların : "Bize her yer Trabzon" diye bir sözü vardır ya; aziz Milletimize ne mutlu ki ; bugünlerde bütün Türkiye: " Bize her yer Elazığ" diyor....”

Yazarın Diğer Yazıları