Irak’ta Saddam Hüseyin Döneminde Saddam’ın yardımcılarından şu anda adını hatırlayamadığım bir adam vardı. Irak’ın ABD tarafından işgal hazırlıkları yapıldığı esnadaydı; bu şahıs, ABD Başkanına öyle muhteşem bir mesaj gönderdi ki bu nâçiz, bu güzellikte ve bu ağırlıktaki mesaj karşısında, emperyalizme karşı zihnimize yer etmiş duygularla çok duygulanmıştı. Elbette ki, Irak’ın nasıl bir tezgâhla işgal edildiği hususu,
“İnsanlar müstahak oldukları ile idare edilirler..” şeklindeki kutlu uyarıyı da dikkate alarak tartışılabilir. Bunu şimdilik geçelim…
Dönemin ABD Başkanı olan oğul Bush’a verilen bahse konu mesaj şöyleydi.
“ ..SİZ KOVUKLARDA YAŞARKEN, BİZ BU COĞRAFYADA SİZİN HAYÂL BİLE EDEMEYECEĞİNİZ MEDENİYETLER KURUYORDUK..” Bu müthiş cümlede yalan da yok, hilaf da yok, palavra da yok. Gerçekten de Irak ve Mezopotamya Coğrafyasında yazı icat edilirken, İrem Bağları yapılırken, Bâbil Kulesi kurulurken, ABD’lilerin dedeleri henüz Primatlar seviyesinde idiler. Esasen, buna benzer müthiş güzellikte çıkışları bizim siyasîlerimizden de duymuşluğumuz vardır. Bu köşeyi takip edenler bilir ki, bunları burada zaman zaman dile getirdik.
Saadete gelecek olursak :
Hafta başında Devletimizin en yetkili ağızlarından, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak Cumhuriyet’imizin 100. Yılı olan 2023’te, dostlarımızdan alacağımız destekle birlikte Ay yüzeyine sert iniş yapacağız…” müjdesi de dâhil çok sayıda müjdeler aldık. Bu husus, erken bulunarak veya bu kadar büyük iddiaların, Milletimizi ve devletimizi dünya kamuoyu nezdinde mahcup edebileceği kaygısı ile daha dikkatli olmaya davet edilebilir. Fakat asla alay edilmemelidir. Çünkü her Milletin canlı ve zinde kalması için büyük hedeflere, büyük hayâllere ve büyük ülkülere ihtiyacı vardır. “BİZDEN BİR HALT OLMAZ..” şeklindeki aşağılık kompleksi sendromu, hücrelerine kadar yansımışlar tarafından sık sık söylenen bu gibi bozguncu, yıkımcı, moral bozucu patavatsızlıklar normal bir insana yakışmaz.!..”Bizden bir halt olmaz..” diyenler bilmelidirler ki, bu gün neredeyse uzayı fethedenler, insanımsı olma yoluna henüz girdikleri çağlarda bizim atalarımız, uzayın ancak bugünlerde yeni yeni bilinenlerini keşfetmişlerdi. Daha düne kadar Endülüs gibi Batı’nın en ileri eğitim merkezlerinde bizim atalarımızın kitapları ders olarak okutuluyordu. Dolayısı ile, normal bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşına yakışanı, “BİZ NEREDE HATA YAPTIK DA BUGÜN HERKESTEN ÖNCE AY’A GİDEN BİZ OLMADIK..” diyerek özeleştiri, nefis muhasebesi yapmaktır. Alay ederek yurttaşı karamsarlığa sevk etmemektir.
İşte sizlerin bilgisine arz etmek istediğim, hain Ali Kemal’i hatırlatan birkaç makale başlığı :
*Emin Çölaşan : “Duyduk duymadık demeyin, Ay’a iniyoruz.”
*Yılmaz Özdil : “Ay’a gidiyormuşuz...”
*Necati Doğru : “ Millî Tankı yapamadık, şimdi aya gidiyoruz.”
*Barış Terkoğlu: “ Faşistler uzaya uçtu da neden tutunamadılar? “
*Orhan Bursalı : “ 2011 Kanal, 2023 Uzay, 2071 Hayâl satıcıları..”
*Uğur Dündar : “ Onlar yaya, biz gidiyoruz aya..”
İçinizin karardığının farkındayım. İçinizi karartan bu zatlar, Taksim meydanında anıracaklarını söyleyip kıvırtanlardır. Sağdan soldan aparttıkları ile yazdığı bir kitabı, maden hâline getirdikleri aymazları işleyerek 2.500.- TL’ye pazarlayanlardır. Vs..vs..Esâsen bu ifrit kafalar, tarih boyunca hep aynı yerde patinaj yaptı. Sadece son 80 yıllarını hatırlasak yeter. Meselâ : Kendi uçak fabrikamızı imha etmeleri, Gümüş Motoru iptal etmeleri, Keban Barajı, Boğaz Köprüsü, Hür Radyo- Çok seslilik, Devletin Havuz Sistemi, Şehir Hastahaneleri, 70 yıldır tank yapmayı bırakın tank paletini dahi tamir edemeyen ve arpalık hâline getirilmiş âtıl bir atölyeye “Tank Fabrikası” demeleri..vs.. Çok değil, bakalım en fazla 3 yıl sonra anıracaklar mı ? O hâlde; seçtiğim bir başka makale başlığı ile sinirlerinizi rahatlatmak isterim:
*Mehmet BARLAS : “ ELEN MUSK, MARS’TA KOLONİ KURARKEN, BİZ TÜRKİYE OLARAK AYA GİDEMEZ MİYİZ YANİ ?...”
