Mehmet Güleç

İttihatçıların mankurtlaşmış kafasıyla bakma gafletimiz

Mehmet Güleç

Millet olarak tarihimizin her döneminde gaflet, dalâlet, fitne, fücur, yalan, kışkırtma ve ihanet hiç eksik olmamıştır. 2.Cumhurbaşkanımız merhumunun dediği, daha ziyade içerdiği mesaj bakımından müthiş olan o özdeyişi burada bir kere daha hatırlatmak isterim : "BU MİLLET, ÇOK VATANSEVER YETİŞTİRDİĞİ GİBİ ÇOK DA HAİN YETİŞTİRMİŞTİR..."

Tarihimizdeki hainleri saymaya, Metehan'ın Çin hesabına çalışan üvey annesinden başlayıp Bilge Kağan'ın veziri Bayruk'a, oradan itibaren aradaki binlercesini saymadan 7 asır beri atlayıp Karamanoğlu Ahmet'e, buradan da 5 asır atlayarak Mithat Paşa'ya gelsek ve bugüne gelerek bunları en belli başlılarından ve en kaşarlılarından saymaya kalkışsak ne bu satırlar ve ne de bu sütunlar kafi gelir.

Sözün özü; eğer içimizde birçoğunun ve özellikle de "ÖZGÜL AĞIRLIĞI" olanların beyni ve ruhu satın alınıp MİLLİ BEKAMIZIN en katı ve katıksız düşmanı yapılmamış olsalardı bize hiç bir düşmanlarımızın gücü yetmezdi. 1622 yılında 2.Osman'ı devirenlerin darbesi olmasa idi, muhakkak ki Osmanlı da Rönesans'ı yaşayacaktı. Avrupa, Rönesans sonucu Sanayi Devrimine geçtiği tarihlerde biz de LALE DEVRİ yaşamak gibi aymazlıktan da öte tarihe, nesillere ve istikbâlimize İHANETİ yaşamayacak, Teknoloji ve Sanayide Avrupa'dan geri kalmayacaktık.

Yüzyılların ihmalinin getirdiği ağır yükler, ufuksuz, vizyonsuz, günü kurtarıcı devlet adamları sebebiyle kireç bağlamış bir devlet bünyesi, gün olup Batıyı kopyalamanın ötesinde bize ve Milli Bünyemize hiç bir aidiyeti olmayan ve esasen, BATI'nın dikte ettiği Tanzimat’a toslamayacaktık. Yine, sinsi Türk-İslâm düşmanı bir öğretmen tarafından başı okşanarak adına "Reşit" ismi eklenen Mustafa Reşit'ler, arkasındaki Büyük Britanya desteği ile "KOCA MUSTAFA REŞİT PAŞA" olamayacaktı. "Osmanlı çok büyük. Bu sebeple yönetilmesi de zor.." demek gibi duçar olduğu bir dalâlet ve ihanet çukurundan Osmanlı'ya istikâmet veremeyecek; yerini de bir başka Kraliyet maşası Mithat Paşa’lara bırakarak yıkımı tamamlattıramayacaktı.  

Bu aziz Ülkede bugün dahi, zamanında Emperyalizmin Mankurtlaştırdığı ve isimlerini bir nebze de olsa yukarda zikretmeye çalıştıklarımızın bıraktığı "gaflet, dalalet ve hatta ihanet" furyası ve rüzgârı esmeye devam etmektedir. Çünkü hiç bir siyasi irade, bu tabloyu ıslah ederek ve hatta kökünden kazıyarak, emperyalizmin nesillere dikte ettiği sahte tarihi silip, sadece ve sadece gerçeği öğretmeyi bir türlü başaramamıştır. Çünkü söz konusu Emperyalizm, içimize öyle bir demir atmıştır ki, düzeltmeye teşebbüs edenler bir şekilde etkisiz hâle getirilmiştir. Yani; emperyalizm, KÜLTÜR EMPERYALİZMİ şeklini alarak

İsrail'in ilk Devlet Başkanının da dediği gibi, çok çok derinlere, nesillerin zihinlerine ve ruhlarına kök salmıştır. Mesela: Bugünlerde Hristiyan Dünyasının manevi önderi ve Vatikan Devletinin Başkanı Papa, burnumuzun dibinde ve 100 yıl önceki vilâyetimiz Irak'ı ziyaret ediyor. Adeta nispet yaparcasına, sünepe ve "sapısülük" İslâm Dünyasına parmak sallarcasına… Biz ne yapıyoruz? Hilafetin kaldırılmasını kutluyoruz. İşte tam da yukardan beri izaha çalıştığımız vahim durum. Hiç kimse de:

Çanakkale şehitliklerindeki şehit memleketlerine dikkatle bakmak gerektiğini. Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın hiç bir sekretaryası olmadığı halde Erzurum Kongresi kararlarını muhteşem bir İmparatorluk Türkçesi ile yurt dışında kimlere gönderdiğini, bunun sonucu İngiliz Emperyalizminin başta Londra'da bile olmak üzere tüm işgal sahalarında nasıl bir direnişin ortaya konduğunu, Emperyalizmin bundan nasıl ürktüğünü ve korktuğunu, Hilâfet kaldırılmadığı sürece de Lozan'ı imzalamadığını, Ace'den Cebelitarık'a kadar Müslüman dünyasının tüm sefaletlerine rağmen Milli Mücadelemiz için devasa yardımları ne için topladığını, Madem ki, Dinen sembol bir Birleştiriciye ihtiyaç yoksa, Hristiyan Dünyasının Vatikan'ı ve Papa'sını hala niye canlı ve diri tuttuğunu, Hiç olmazsa bu konuya bari, Büyük Britanya ve Haçlı-Siyon gözlüğünden ve penceresinden bakmamamız lazım geldiğini.. vs.. vs.. vs.. bahsetmiyor, muhakeme etmiyor, sormuyor ve tefekkür etmiyor. 

Yazarın Diğer Yazıları