'Devleti yönetmek vatandaşın sorunlarını çözmektir'

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tunceli Milletvekili ve Elazığ Milletvekili adayı Gürsel Erol, 'Siyasetin var oluş nedeni ve siyasetin amacı partiler arasında kutuplaşmayı, çatışmayı değil, tam tersine devleti yönetmek vatandaşın sorunlarını çözmektir' dedi.

'Devleti yönetmek vatandaşın sorunlarını çözmektir'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

CHP Tunceli Milletvekili ve Elazığ Milletvekili adayı Gürsel Erol, seçim çalışmaları kapsamında Abdullahpaşa halk pazarı, kıraathaneler, Kapalı çarşı ve merkeze bağlı köyleri ziyaret etti. Erol, ayrıca parti teşkilatıyla da bir araya geldi. Gittiği yerlerde ilgiyle karşılaşan Erol vatandaşların sorunlarını dinlerken, milletvekili olması halinde vatandaşla iç içe olacağını belirtti.

"SORUNLARA BAKIŞ AÇIMIZI PAYLAŞARAK SİYASET YAPMAK DAHA DOĞRU"

Elazığ’a geldiği günden beri hiçbir partinin milletvekili adayıyla ilgili yorum yapmadığını belirten Milletvekili Gürsel Erol, “Hiçbir partiyi siyaset üzerinden eleştiri, karşıtlık üzerinden siyaset yapmadan yalnızca bu kente neler yapılması gerekir, ülkenin genel sorunlarının çözümü ile ilgili bakış açım nedir, bunları anlatarak herkesin vicdanına sesleniyorum. Ülkemizin ve ilimizin içinde bulunduğu koşullar artık siyasetin çarpışma, karşıtlık kültürü ile değil tam tersine siyasetçilerin kendi arasında nezaket, hoş görü, karşılıklı anlayış içerisinde hem Elazığ’ımızın hem de ülkemizin sorunlarına bakış açımızı paylaşarak siyaset yapmanın daha doğru olduğunu düşünüyorum.Köylerimizi, ilçelerimizi, mahallelerimizi gezmeye başladık. İnsanlarımızla sohbet etmeye başladık. Elazığ tam bir mağduriyetler kenti haline dönüşmüş. İnsanlar mağduriyetlerini seslendirmeye bile korkar olmuşlar. Bir yere gidiyorsunuz resim çekerken bile resim çekmeyeyim yarın farklı şekilde zarar görürüm diye insanlar korkar olmuşlar. Kanun Hükmünde Kararnamelerle açığa alınıp mağdur edilen bir sürü aileler var, burada siyaset, ticaret, bürokrasi, kamu hizmetleri tekelleşmiş fakat vatandaşın sorunlarını, taleplerinin gündeme getirilmesi ile ilgili kimsenin sesi çıkmamış. Siyasetin var oluş nedeni ve siyasetin amacı partiler arasında kutuplaşmayı, çatışmayı değil, tam tersine devleti yönetmek vatandaşın sorunlarını çözmektir” diye konuştu.

"SİYASET DEVLETLE ÇATIŞILACAK YER DEĞİLDİR"

Artık insanların kavgadan, karışıklıktan ve bir birini suçlamasından bıktığının altını çizen Erol, “Siyaset devletle çatışılacak yer değildir. Siyaset devleti yönetmenin ve devleti yönetirken nasıl yöneteceğiniz anlatılması gereken bir yerdir. Ben devlet ve Cumhuriyet geleneğinden gelen bir siyasetçiyim. Geçmişte Demokratik Sol Parti'de Bülent Ecevit başbakanlık yaptı. DSP iktidar oldu. Turgut Özal Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı yaptı Anavatan Partisi iktidar oldu, Süleyman Demirel bu ülkede Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı yaptı. Doğruyol Partisi bu ülkede iktidar oldu. Necmettin Erbakan Refah Partisi bu ülkede iktidar oldu ve Necmettin Erbakan başbakanlık yaptı. Bu partilerin birçoğu şuanda yalnızca kağıt üzerinde tabela partisine döndüler. Ama devlet kalıcıdır. Partiler gelip geçicidir” ifadelerini kullandı.

"SÖZ KONUSU VATANSA GERİSİ TEFERRUATTIR"

Birinci önceliklerinin önce devleti korumak olduğunu vurgulayan Erol, “Benim asli görevlerimden birisi budur. Ben Cumhuriyet Halk Partiliyim. Ben Cumhuriyet Halk Partisi'nin milletvekiliyim. Şuanda CHP Elazığ Milletvekili adayıyım. Genel başkanımızın söylediği gibi söz konusu vatansa gerisi teferruattır.  Hepinizin ortak değerinin bu olması lazım Tüm siyasetçilerin. Bir birimizi kötülemek, yemek, aşağılamak yerine önce ülkenin sorunlarını nasıl çözeceğiz konusunda bütün seçmenlerimizi ikna etmeliyiz" şeklinde konuştu.

Mecliste şuanda mevcut olan 550 milletvekili arasında maaşına almayarak öğrencilere bağışlayan tek milletvekili olduğunu anımsatan Erol, şöyle devam etti:

"Elazığ’da seçilirsem yine aynı şekilde davranacağım. Çünkü bir milletvekili maaş alamaz almamalı. Milletvekilliği devlet, vatan, halka hizmet etme görevidir. Bunun parasal bir karşılığı olmamalı. Bu ülkede insanlar bin 600 lira askeri ücretle çoluk çocuğunun rızkını kazanıp evini geçindirmeye çalışırken, bizim maaşımız 18 bin lira.”