2 metrekarelik dükkanda zamanda yolculuğa çıkıyor
Diyarbakır'ın Sur ilçesinde 2 metrekarelik dükkanı bulunan saat tamircisi Aziz Camcı, ailesini geçindirerek zamanda yolculuk yapıyor. Camcı, küçücük iş yerinde saat tamir ederek teknolojik gelişmelere kafa tutmaya devam ediyor.
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 2 metrekarelik dükkanı bulunan saat tamircisi Aziz Camcı, ailesini geçindirerek zamanda yolculuk yapıyor. Camcı, küçücük iş yerinde saat tamir ederek teknolojik gelişmelere kafa tutmaya devam ediyor.
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde, yaklaşık 100 yıl önce dedesi tarafından öğrenilen saat tamirciliği mesleği, daha sonra babasına geçen Aziz Camcı, 40 yılı aşkın bir süredir 2 metrekarelik dükkanında bu işi yapıyor. Zamanının büyük bir kısmını ‘zaman’ içerisinde geçiren Camcı, elinde bulunan malzemelerle kendisine bırakılan saatleri büyük bir ustalıkla tamir edip çalışır hale getiriyor. Çocuklarının, dedesinden kalma mesleği yapmaması için okumalarını isteyen Camcı, küçücük dükkandan elde ettiği gelirle 3 çocuğunu da okutmayı başardı. 100 yıl önce dedesinin yaptığı işi devam ettirmenin gururunu yaşayan Camcı, teknolojik gelişmeler nedeni ile yok olmaya yüz tutan mesleğini sonraki nesillere aktarmak istiyor.
Asırlık saatler elinde hayat buluyor
Dedesinden kalma mesleği ile ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Aziz Camcı, henüz çocuk denecek yaşta babasının yanında çırak olarak mesleğe başladığını söyledi. Saat tamirciliği mesleğinin babasına da dedesinden kaldığını belirten Camcı, çırak olarak başladıktan sonra kısa süre içerisinde mesleğin püf noktalarını öğrenip usta olduğunu dile getirdi. Yaklaşık 40 yıldır saat tamirciliği yaptığını aktaran Camcı, tüm saatçilerin dükkanının küçük olmasının bir nedeninin olduğunu kaydetti. Küçük dükkanda tüm malzemelerin ellerinin altında olduğunu, bu nedenle araçların kaybolma durumunun azaldığını vurgulayan Camcı, 3 çocuğunu buradan kazandığı parayla okutup evini geçindirdiğini ifade etti. Elinde 350, 250 ve 150 yıllık antika saatlerin de olduğunu anlatan Camcı, “Eskiden kurmalı cep saatleri vardı. Ramazan ayının olmazsa olmazıydı masa saatleri. Bunların illa ki yapılması gerekiyordu, Ramazan ayına girmeden bir ay evvel bizde iş yoğunluğumuz artıyordu. Cep telefonu kullanımı arttı, bu nedenle insanların saatle olan ilişkisi de pek kalmadı, saatler artık bir aksesuar olarak kullanılmaya başlandı. İyi bir ustanın ellinden kurtulacak hiçbir bozuk saat yoktur. Parça birikimi olmayan ustaların da bu mesleği yapması anlamsız çünkü hep eski saatler tamir için geliyor. Saat tamirciliği yapan bir ustasının elinde eski saatlere ait her şey olmalı, eğer yoksa bu işi devam ettiremez” dedi.
“Antika saatlerdeki her bir pürüz fiyatı düşürür”
Saatçilerin yerinin muhakkak küçük olması gerektiğini dile getiren Camcı, şu ifadeleri kullandı:
“Her şeyin elimizin altında olması lazım, çünkü parçayı bir yerden başka yere kaldırdığımızda önlüğün üzerindeki aletlere dökülür, bu nedenle yerimizin küçük olması bizim için en iyisidir. Dükkanımda 350, 250, 150 yıllık saatler var. Bu saatlerin hepsi gümüş üzerine el işlemelidir. O zamanki sanat ustaları gümüşün üstüne bakır işlemesi yapmışlar, bunun en büyük özelliği budur. Antika saatlerdeki her bir pürüz, saatin fiyatını aşağı çeker. Akrep ve yelkovanın arasının açılması bile yarı yarıya fiyat fark ettiriyor. Şu an yanımda bir çırak yok, mesleğimin kaybolmaması için elimden gelen çabayı göstermeye devam edeceğim.”