20 yaşındaki genç 38 gündür kayıp
Diyarbakır'ın Çınar ilçesinde 38 gün önce kayıplara karışan gençten haber alınıyor. Oğlunun, diğer oğlu tarafından kaçırılan kızın yakınları tarafından kaçırıldığını ileri süren Baba Lütfü Güler, Bizi sürekli tehdit ediyorlardı. Oğlumun bulunmasını istiyorum dedi.
Çınar’a bağlı Beşpınar köyünde ikamet eden ve 38 gün önce pamuk tarlasını sulamak için evden çıkan Osman Güler (20), kayıplara karıştı. Halen haber alamadıkları oğlunun, diğer oğlu tarafından kaçırılan kızın yakınları tarafından alıkonulduğunu ileri süren Baba Lütfü Güler, çocuğunun hayatından endişe ediyor. Kız kaçırma olayından sonra aile ile anlaşma yoluna gittiklerini ama ailenin anlaşmaya yanaşmadığını ifade eden baba Lütfü Güler, “Tehdit edip bizi takip etmeye başladılar, yolumuzu kestiler. Kızın babası ‘sana acı vereceğim’ diyordu. Yengeme de söylemiş. ‘Ben Lütfü’ye acı vereceğim. İki oğlunu ya kaçıracağım ya da öldüreceğim’ demiş. O sözlerden iki ay sonra oğlumu kaçırdılar. Oğlum Osman, pamuk tarlasına sulamaya gidince onu köyün içinden takip edip tarlanın başına gelince kaçırdılar onu. Araçları köy okulunun güvenlik kamerasına takılmış. Giriş ve çıkışları gözüküyor. Orada bizim köylüler saman dolduruyormuş. Beyaz bir araçla 3-4 kişinin orada gözetleme yaptığını görmüşler. Araç kesin olarak onlara ait. 33 plakalı bir araçtı. 38 gün oluyor oğlumdan haber yok. Hiçbir haber alamadık. Birkaç kez gizli numaradan arandık ama konuşmadılar. Başbakanımızından, İçişleri Bakanımızdan, Cumhurbaşkanımızdan oğlumuzun ortaya çıkması için yardım bekliyoruz. Oğlumuzun sağ mı ölü mü olduğundan haberimiz yok. Artık hayatından endişe ediyoruz. Karakola gidiyoruz kimse fazla ilgilenmiyor, savcılığa gidiyoruz kimse ilgilenmiyor. Diyarbakır’a gittim akşama kadar bekledim. Başsavcılığa da gittim. Orada da bizi görüştürmediler. Kimse bize kulak asmıyor” dedi.
“HAYATINDAN ENDİŞE EDİYORUM”
Anne Behra Güler ise artık oğlunun hayatından endişe ettiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
“Acaba öldürdüler mi, saklıyorlar mı? Hayatından endişe ediyorum. Geceleri uyuyamıyorum. Ne gecem var ne gündüzüm. Ekmek yiyemiyorum artık. Oğlumu düşünüyorum sürekli. Onların da evlatları var. Annesine çağrı yapıyorum. Allah rızası için oğlumu serbest bıraksınlar. Onun da evlatları var. Benim yaşadığım acıyı hiç kimse yaşamasın. Allah düşmanımın başına getirmesin. Biraz vicdan, biraz merhamet varsa oğlumu bıraksınlar. Bunlar taş olsaydı şimdiye kadar çatlardı.”