28 Şubat'ın mağdur kardeşleri, o günleri anlattı
Bingöl'de Buğrahan ailesinden 3 kardeş, 28 Şubat mağduru oldu. Mücadeleyi sürdüren kardeşlerden 6 yıl cezaevinde kalan ve avukat olan Nihat Buğrahan şimdi 28 şubat davalarına bakarken, ağabeyi Orhan Buğrahan'da İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı olarak görevini sürdürüyor. Kardeşlerden en küçüğü ise başörtüsü nedeniyle o dönem yurt dışına giderek eğitimini tamamladığı öğrenildi.
Bingöl’de Buğrahan ailesinden 3 kardeş, 28 Şubat mağduru oldu. Mücadeleyi sürdüren kardeşlerden 6 yıl cezaevinde kalan ve avukat olan Nihat Buğrahan şimdi 28 şubat davalarına bakarken, ağabeyi Orhan Buğrahan’da İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı olarak görevini sürdürüyor. Kardeşlerden en küçüğü ise başörtüsü nedeniyle o dönem yurt dışına giderek eğitimini tamamladığı öğrenildi.
Bingöllü Orhan, Nihat ve Saliha Buğrahan kardeşler, 28 Şubat darbesinin ardından, "güdümlü yargı" tarafından verilen kararlarla eğitim hayatlarını yarıda bırakmak zorunda kaldı. Mücadelelerinden vazgeçmeyen kardeşlerden Orhan Buğrahan Milli eğitim müdür yardımcısı, Nihat Buğrahan avukat olurken, Saliha Buğrahan ise yurtdışında eğitim hayatını tamamladıktan sonra memleketine döndü.
Hukuk fakültesinden mezun olmasına 3 gün kala gözaltına alınan ve daha sonrasında 6 yıl boyunca cezaevinde kalan kardeşlerden Nihat Buğrahan, Kur’an-ı Kerim dersi verme iddiasıyla gözaltına alındığını ve işkenceli bir süreçten sonra cezaevine atıldığını söyledi.
28 Şubat mağdurlarının avukatlığını yapıyor
Sürecin tepeden tırnağa tüm Müslümanların iliklerine kadar mağduriyeti yaşadığı bir süreç olduğunu belirten Buğrahan, “28 Şubat sürecinde okulumu bitirmeye 3 gün kala çok basit suçlamalarla, Kur’an-ı Kerim dersi verme iddiasıyla gözaltına alındım. İşkenceli bir süreçten sonra cezaevine atıldım. Yaklaşık 6 yıl cezaevinde kaldıktan sonra 2005 yılında tahliye oldum. 28 Şubat süreci tepeden tırnağa tüm Müslümanların iliklerine kadar mağduriyetini yaşadığı bir süreçti. Yalnız süreç fiili olarak bitmiş olmasına rağmen maalesef etkisi halen devam ediyor. Birlikte cezaevine girdiğimiz arkadaşların birçoğunun şuan avukatlığını yapıyor ve ziyaret ediyorum. Cezaevinde yaklaşık 600 kişi İslami davalardan yatan kardeşlerimiz açısından bu sürecin biran önce sonlandırılmasıdır. Düşüncemiz şudur ki, adalet yerini bulsun isterse kıyamet kopsun. Bu süreç herkes açısından sonlanmalıdır ve bu süreç bin yıl devam edecek diyenlerin de sevinçlerini kursağında bırakmamız gerektiğini düşünüyorum” dedi.
"28 Şubatta mobbing ile karşı karşıya kaldım"
28 Şubat sonrası kendisine mobbing uygulandığı için istifa etmek zorunda kaldığını ifade eden ağabey Orhan Buğrahan ise, “Sadece kardeşim Nihat değil, kız kardeşimde ciddi mağduriyet yaşadı. Kız kardeşim 28 Şubat sürecinde lise ikinci sınıftaydı ve başörtüsünden dolayı okulunu bırakıp, yurt dışında okumak zorunda kalmıştı. Bende dolaylı olarak mağduriyetler yaşadım. Dönemin koşullarında milli gençlik vakfının üniversite hazırlık dershanesi açmıştık ve gençlerimizi ücretsiz olarak üniversiteye hazırlıyorduk. Süreç yaşandığında bizi takibe almıştılar ve mobbing ile karşı karşıya kaldım. Sonucun ya sürgün yada memurluktan ihraç olacağını görünce 28 Şubattan hemen sonra istifa ettim. Uzun yıllar özel sektörde çalıştım, 2011 yılında görevime geri döndüm. Bazı alanlarda sürecin uzayacağı gibi söylentiler kırıntılar var. Ben inanıyorum ki önümüzdeki günlerde bu kırıntılar ortadan kalkacak" şeklinde ifade etti.