1 saatte ağzımıza 4 kez dokunuyoruz
Salgın döneminde hastalığın bulaş yolların biri olan ellerin temizliğinin önemini Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Kuşku vurguladı
Covid-19 pandemisinde el temizliği, birden bire gündemimize girdi. Oysa insanoğlu 200 yıldan bu yana el hijyeninin sağlığı olumlu etkilediği biliyor. Ancak bu bilginin yaygın hale gelmesi pek de hızlı olmadı. Oysa bugün bilim dünyası, bulaşıcı hastalıkların en sık eller yoluyla geçtiğini kanıtlanmış bir gerçek olarak bizlere sunuyor. Her gün milyonlarca mikropla temas eden organımız eller ve ellerimizi farkında olmadan bir saatte 24 kez boyun yada baş bölgemize sürüyoruz. Sağlık bakanlığının verilerine göre, 1 saatte göz ve burnumuza üçer defa, ağız, yanak, saç ve çenemize ise dörder kez dokunuyoruz. Üstelik farkına varmadan. Ama her dokunuş, eğer ellerde mikrop varsa, ağız, burun ve göz aracılığıyla bize bulaşması anlamına geliyor. Dünyada her yıl 2 milyon bebeğin beş yaşını kutlayamadan ishal ve zatürreye bağlı olarak yaşamını kaybettiğine dikkat çeken Acıbadem Eskişehir Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Kuşku, “Oysa 'sosyal el yıkama' dediğimiz yöntemle yani sadece sabun ve su kullanarak ishallerin yüzde 40'ı, zatürrenin yüzde 20'si önlenebilir. Özellikle çocuklara el hijyeni konusunda yeterince bilgilendirme yapılabilirse her yıl milyonlarca çocuğun hayatı kurtulur” diyor.
İHTİYACIMIZ; SU VE SABUN
Gerek enfeksiyona yol açan virüsler ve bakterilerin gerekse toksik maddelerin vücuda en çok eller vasıtasıyla girdiğini söyleyen Dr. Mehmet Kuşku sözlerine şöyle devam ediyor:
“Bebek doğduğunda kısa sürede el derisine de bazı mikroorganizmalar yerleşiyor. Derinin içinde ve kıl foliküllerinde (tek bir yumurta hücresini sarmalayan ve onu besleyip koruyan yapı) yaşayan bu mikroorganizmalar kalıcı flora olarak adlandırılır. Bu mikroorganizmaların vücuda girip hastalık yapıcı özellikleri bulunmaz. Sabun ve suyla yıkama da onları yok edemez. Buna ihtiyaç da yoktur. Günlük aktiviteler esnasında cilde bulaşan mikroorganizmalar ise geçici florayı oluşturur. Bunlar vücuda yayılıp ölümle sonuçlanabilen hastalıklara neden olabilir. Ancak güzel olan ise zararlı bu mikro organizmalar sabun ve su kullanarak yapılan el yıkama ile tamamen ortadan kaldırılabiliyor.”
TÜM EL 20 SANİYE KÖPÜRTÜLEREK YIKANMALI
El yıkamanın önemine değinirken dünyada her yıl 2 milyona yakın bebeğin beş yaşını kutlayamadan yaşama veda ettiğini anlatan Dr. Mehmet Kuşku, sabun ve su kullanarak ishallerin yüzde 40'ının, zatürrenin yüzde 20'sinin önüne geçilebileceğini belirtiyor. “Özellikle çocuklara el hijyeni konusunda yeterince bilgilendirme yapılabilirse her yıl milyonlarca yaşamın sona ermesi önlenebilir” diyen Dr. Mehmet Kuşku, hijyene uygun el yıkamanın da kuralları olduğunu vurguluyor. Buna göre el yıkamanın etkin olması için iyi bir teknik ve belli süre gerekiyor. Önce eller su ile iyice ıslatılmalı, sabun ile bilekleri de içine alacak şekilde avuç iç, parmak araları, tırnak uçları ve tüm yüzeyler 20 saniye süre ile yıkanmalı. Su ile iyice durulanan ellerin tek kullanımlı havlu ile kurulanması gerektiğini belirten Dr. Mehmet Kuşku, musluğunda bu havlu ile kapatılmasını öneriyor.
ELLER NE ZAMAN YIKANMALI?
Peki, sağlığımız için ellerimizi ne zaman yıkamalıyız? İşte bu sorunun cevabı; Dışarıdan eve gelindiğinde, yemek yemeden önce ve sonra, tuvaleti kullandıktan sonra, burun, kulak ve tırnak temizliğinden sonra, hayvanları elledikten sonra, çöpler veya kimyasal madde gibi zararlı maddeler ile temas sonrası, para ile temas sonrası, hasta insanlara veya vücuttaki yaralara temas öncesi ve sonrası, öksürük ve hapşırmak sonrası, kirli olarak görüldüğü zaman.