Akşener yeni yol haritasını açıklıyor
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Türk siyasetinde önemli bir başlangıç olacağı vurgusuyla duyurulan program kapsamında Afyonkarahisar'da konuşuyor.
İyi Parti lideri Meral Akşener, Büyük Taarruz'un başlangıç noktası Afyonkarahisar'da vatandaşlara hitap ediyor. Günler öncesinden önemli mesajlar vereceği duyurulan Akşener, yeni ekonomi yönetimine seslenerek "Siz, Türk milletine karşı sorumlusunuz, bunu aklınızdan çıkarmayın. Doğruları daha fazla vakit kaybetmeden yapın." dedi. İYİ Parti lideri ayrıca sığınmacı sorununun milli güvenlik sorunu olduğunu belirtti.
EKONOMİ YÖNETİMİNE SESLENDİ
Akşener, "Buradan çıkan sonuçları sizle paylaşacağım ama öncelikle iktidarın ilk 90 günlük performansını değerlendirmek istiyorum. AKP bulunduğu vaatlerden her geçen gün uzaklaştı. Biz bu vaatlerin gerçekleştirme niyetinde olunmadığını zaten biliyorduk. İktidar kendi beceriksizliklerinin bedelini bu dönemde de millete ödetmeye devam ediyor. Buradan yeni ekonomi yönetimine seslenmek istiyorum. Bunu aklınızdan çıkarmayın." ifadelerini kullandı.
"FAKİR FUKURADAN ELİNİZİ ÇEKİN"
Akşener açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Siz, Türk milletine karşı sorumlusunuz, bunu aklınızdan çıkarmayın. Doğruları daha fazla vakit kaybetmeden yapın. Milletimizi mağdur etmeyin. Enflasyonu düşürme yöntemini seçmek sizin elinizde. Vergileri, AK Parti iktidarlarının bugüne kadar ayrıcalık tanıdığı imtiyazlı kesimler için artırmak sizin elinizde. Fakir fukaradan elinizden çekin, orta direği fakir etmekten vazgeçin. Kodamanlarınızın cebinden alın.
"AK PARTİ YENİ GELENLERLE ZAMAN KAZANMAYA ÇALIŞIYOR"
AK Parti'nin ne planı ne programı var. Yeni gelenlerle zaman kazanmaya çalışıyorlar. Daha dün AK Parti yönetiminin savunduğu KKM'den kurtulmanın yollarını arıyorlar. Ben de buradan sormak istiyorum. Sadece KKM sebebiyle milletimize ödetilen milyarlarca lira şimdi ne olacak? Nebati mi, Kavcıoğlu mu hesap verecek? Şimşek, ''2026'da rahatlayacağız" diyor. Kendisine saygım var ama kendisi de biliyor ki bu mümkün değil. Servet transferi devam ediyor çünkü. Körfez ülkelerine taviz vererek varlıklarımızı fütursuzca satarak günü kurtarmaya çalışıyorlar. Satacak bir şey kalmayınca ne yapacaklar?
"RASYONEL VE KAPSAMLI BİR İSTİKRAR PROGRAMINA İHTİYACIMIZ VAR"
Biz yabancı yatırımcıya karşı değiliz, ülke çıkarlarının korunduğu, ilişkiler kurulduğu müddetçe elbette dışarıdan para bulunabilir. Ancak ülkemizin ihracata yönelik sektörlerimizi daha üretken yapacak, çalışanlarımızın refahını yükseltecek yabancı yatırıma ihtiyacımız var. Böyle kaliteli yatırımı çekmek için de hukukta güven ve adalet tesis etmek şart. Krizden çıkmak için de rasyonel ve tam kapsamlı bir istikrar programına ihtiyacımız var.
"SIĞINMACI SORUNU MİLLİ GÜVENLİK SORUNUDUR"
Türkiye'nin her şehri Suriyelilerle, Afganlarla doldu. Sokaklar, parklar, sayıları bilinmeyen sığınmacılarla kaynarken bunu İslami ve insani bir görev zanneden aymazlık, ne kadar konuksever olduğumuzu izahla meşgul oldu. Sığınmacı sorunu, milli güvenlik sorunudur. Türk milletinin milli kültürünü tahrip eden, beka meselesidir.
Sığınmacılar gettolar oluşturup etnik yaşam adacıkları, minyatür Suriyeler kuruyorlar. Geri kalmış ülkelerde yaygın olan çocuk işçiliği, emek sömürüsü, çok eşlilik, çocuk evliliği gibi toplumsal sorunlar yeniden ortaya çıkıyor. IŞİD ve PKK gibi terör örgütleri, tehditlerini sığınmacılar üzerinden de ülkemize yönelttiklerinden, büyük bir iç güvenlik sorununa dönüştü.
Önce hiçbir sorun yok gibi davrandılar. Baktılar ki olmuyor, şimdi de geri adım atıyormuş gibi yapıyorlar. Suriye'de kentler yaparak bir kısım sığınmacıyı gönüllü olarak ülkelerine döndürdüklerini söylüyorlar. Artık kimseyi kandırmayın. Bizim Türk milli kimliğinin hayati tehdit altında kalmasına tahammülümüz yok. Kültürümüzün dejenere edilmesine, sınırların kevgire dönmesine tahammülümüz yok.
"KOLTUKLARINDAN BAŞKA BİR ŞEY DÜŞÜNMEDİLER"
İYİ Parti olarak Türk milletine dayatılmak istenen kötülüklerin karşısında durduk. Geldik 2023'e... 2023'te de milletin helal oyunu babadan miras bilerek seçmen iradesine ipotek konulamayacağını anlatmak istedik. Sözde kanaat önderlerin güdümünde milletin olmadığı yerden üretilen siyasetin başarılı olamayacağını söyledik. İtiraz ettik, uyardık, milletimizin gerçeklerinden bihaberlere karşı irade koyduk. Biz bu seçimde sadece iktidarla değil bu seçimin kaybedilmesi için çalışanlarla da mücadele ettik. Koltuğundan başka şey düşünmeyenlerle uğraştık.
"ÖNCE ŞAHSIM DİYENLERLE UĞRAŞTIK"
Bu yolda hiçbir fedakarlıktan kaçınmadık. Meselemiz Türkiye olduğu için nefislerimizi kör odalara hapsettik. Nefsinin esiriyle olanlarla uğraştık. Biz önce memleket dedik; önce ben, önce şahsım diyenlerle uğraştık. Biz milletimizin geleceği için şahsi çıkarlarımızdan vazgeçtik. Tüm çabalarımıza rağmen yenilgiye engel olamadık. Olmadı, olduramadık.
"İHANETLE SUÇLANDIK"
3 yıl boyunca karış karış gezdiğimiz Anadolu'nun adaletsizlikten ne kadar yorulduğunu gördük. Ve aynı Anadolu'nun iki yumruk arasında sıkışmaktan ne kadar yorulduğunu gördük. Kürsümüze vatandaşları çıkardık iktidar ve diğerleri de duysun istedik. Değerleri yarıştırmaya, düşmanlıkları beslemeye değil kazanmaya odaklı olduklarını defalarca ifade ettik. Ne yaparsak yapalım kendimizi dile getiremedik. O yankı odalarında ihanetle suçlandık. Biz millet iradesini savunduğumuz için o yankı odalarında işbirlikçilikle suçlandık.
Tüm bunların sonunda ne oldu? Gizli kapaklı bir işe girişmeyen kim oldu? Şükrüler olsun ki bizler oluk, İYİ Parti oldu. Zaten başka türlüsü mümkün müydü? Ben kendilerine yeniden hatırlatayım: Bize saraylar vadedilirken elektriği kesilen salonlardan haykırmazdık. Bir tarafta bir kulun gözlerini kamaştıracak şeyler varken, sizler, hepimiz çocuğunun geleceğinden endişe ederek bu yapının içinde yer alıp 2017'de hayır diye haykırmazdınız. Allah binlerce kere razı olsun hepinizden.
"20 SENE SONRA İLK KEZ ERDOĞAN'A KARŞI ÜSTÜN OLAN 2 ADAYIMIZ OLDU"
2023 seçimlerine girerken, sayın Erdoğan karşısında kazanacak 2 isim çıkardık. 20 sene sonra ilk kez sayın Erdoğan'a karşı belirli bir şeklide üstün olan 2 adayımız oldu. Bu iki arkadaşımızın rahatlıkla Cumhurbaşkanı seçileceğini gördük. Yaptığımız ziyaretlerde milletimizin açıkça söyledikleri de bunda etkili oldu. Samimiyetimden şüphe duyulmasın diye kendi adaylığımdan feragat ettim. Asıl sorunun kendi saflarımızda olduğunu göremedim. Bu yüzden yüce Türk milletinden ve sizlerin özür diliyorum. Ben bu iki arkadaşımızın yolunu açmak için elimden geleni yaptım. Ama onların yolunu kapatanlara engel olamadım. Önleri kesilmek istendiğinde yanlarında durdum, her türlü hakareti göğüsledim. Ama onları paçalarından tutup aşağı çekenlere engel olamadım.
"BİZLER KADAR FEDAKAR OLAMADILAR"
Ben bu iki arkadaşımızın milletimizin çağrısına kulak vereceğini düşündüm. Onlara bu ateşten gömleği giydiremediğim için hepinizden özür diliyorum. Allah şahidim ki en yaptıysam seçimi kazabilmek için yaptım. Ne yaptıysam bugün hepsinin arkasındayım. Keşke herkes bizler kadar fedakar olabilseydi ama maalesef olamadılar.
"HESAPÇI ZİHNİYETLERE GEÇİT VERMEYECEĞİZ"
Biz, bundan sonra da gerektiği yerde yine ve yeniden yeter ki milletimiz kazansın diye yeter ki Türkiye kazansın diye her türlü fedakârlığı yapacağız. Fakat bundan sonra bu fedakârlıktan yalnız ve yalnızca milletimizin faydalanacağından emin olacağız. Milletimiz için yapacağımız fedakârlıklardan, siyasi rant devşirmeye kalkan, hesapçı zihniyetlere geçit vermeyeceğiz. Çünkü bu saatten sonra, ne bizim ne de aziz milletimizin Heba edecek oylarımız yok.
"UYARILARIMIZ DİKKATE ALINMADI"
'Nasıl ittifak yapılır?' sorusunda aranmaya başladı. Partilerin aldığı oy oranlarını, gelişigüzel alt alta toplayarak seçimin kazanılacağı düşünüldü. İşte böyle bir ortamda da bizler İYİ Parti olarak milletin sesini, taleplerini ve beklentilerini, dile getirdiğimiz için oyunbozanlıkla suçlandık. Söylediklerimiz, duyulmadı, duyulmak istenmedi. Uyarılarımız, dikkate alınmadı. İtirazlarımız, sanki kazanma çabamızdan değil de ittifaka zarar verme niyetimizdenmiş gibi görüldü."