Alternatif Tedavi 'Ozon Terapi'
Trendy Vücut Bakım Kliniği Medikal Estetisyen Hekimi Dr. Oktay Halisdemir
Trendy Vücut Bakım Kliniği Medikal Estetisyen Hekimi Dr. Oktay Halisdemir, son zamanlarda tıpta çığır açan ve tüm bağışıklık ve ağrılı hastalıkların tedavisinde alternatif ve yardımcı bir tedavi olarak kabul gören Ozon Terapi'nin bölgemizde gittikçe daha iyi bilindiğini ve algılandığını bu sebeple de artan talep doğrultusunda halkımızı bilinçlendirmek için Ozon Terapi hakkında merak edilenleri açıkladı.
Halisdemir, Ozon Terapi hakkında şu bilgileri verdi:
Ozon; üç oksijen atomundan oluşan bir kimyasal bileşiktir (O3). İki atomlu normal atmosferik oksijenin (O2) çok yüksek enerji taşıyan bir şeklidir. Bu nedenle Ozon, süper oksijen olarak kabul görür.
Ozon için çok eski tarihlerde Yunanca “Tanrının Nefesi ” ismi verilmiştir. Özellikle şimşek ve yıldırımların oluştuğu fırtınalardan sonra taze hava kokusu diye içimize çektiğimiz havada bu hissi yaratan, bulutların elektriklenmeleri esnasında meydana gelmiş olan ozondur.
Ozon, yaşamın kendisidir; Atmosferin üst tabakalarında hayati bir önem taşır. Atmosferi oluşturan azot, oksijen ve karbondioksit gibi temel gazlara göre oldukça düşük oranda bulunan ozon, gerek iklimi etkilemek ve gerekse yer yüzeyindeki canlıların korunmasında önemli rol oynamaktadır.
Ozon göklerden gelen şifadır; aynı zamanda oksijenin kimyasal bir kuzeni olan ozon atmosferde yüksek enerjiye sahip güneş ışınlarının ve diğer zararlı olabilecek ışınların, yeryüzüne kontrollü bir şekilde süzülerek gelmesi gibi, dünyadaki yaşamı mümkün kılan çok önemli bir göreve sahiptir.
Ozon sağlığımız ve yaşamımızın bize geri verilmesidir. Ozon terapi güvenli, etkili ve bilimsel bir uygulamadır.
Kan yoluyla, kas içine, cilt altına, torbalama sistemi ile rektal (makat) ve vajinal yol gibi yöntemler ile birçok hastalıkta ve sağlığı korumak amacıyla kolaylıkla uygulanabilmektedir.
Ozon gazı, tıpta hastalıkların tedavisinde 100 yıldan fazla zamandır yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Aktif oksijen molekülü olan ozon gazı kullanılarak yapılan iyileştirici tedavilere “ozon terapi“ denilmektedir.
Oldukça eski bir tedavi şekli olmakla beraber her geçen gün farklı yararlı etkilerinin bulunması onu yeniden güncel hale getirmektedir. Başta Almanya ve İtalya olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde uygulanan ozon terapi son yıllarda rağbet gören tıbbi uygulamaların başında yer almaktadır. Ülkemizde de son yıllarda, bilimsel, güvenli ve sıhhi koşullarda ozon terapi uygulamaları yaygınlaşmaktadır. Dikkat edilmesi gereken en önemli husus, ozon terapi uygulamalarının kesinlikle uzman doktor tarafından yapılmasıdır.
Ozonterapist (ozon terapi konusunda eğitimli bir doktor), kişinin durumu ve tıbbi uygulamaya göre, toplam uygulama dozunu belirler. Daha sonra uygulamayı yapacak olan doktor, toplam dozun ne şekilde, hangi miktarlarda ve hangi protokolle uygulanması gerektiğini planlar.
Medikal ozonun iyi bilinen bakterisidal (bakteri öldürücü), fungisidal (mantar öldürücü) ve virostatik (virüs çoğalmasını önleyici) özelliği sebebiyle, enfekte olmuş yaraların dezenfeksiyonunda ve ayrıca bakteri ve virüslerin sebep olduğu hastalıkların tedavisinde kullanımı uzun yıllardır en önemli uygulama alanını oluşturmuştur.
Düşük dozlarda kullanıldığında, ozon bağışıklık sistemini aktive eder, diğer bir deyişle vücudun direncini arttırır.
Ozon sayesinde oluşan bu aktivasyona cevap olarak , vücudun bağışıklık hücreleri cytokin adı verilen özel maddeleri (interferon, interleukin vb.) üretir. Bunlar hastalıklara direnmek için uyarılan bütün bağışıklık sistemi boyunca zincirleme bir şekilde pozitif değişiklikler yaratarak diğer bağışıklık hücrelerini haberdar ederler. Bu da medikal ozonun, özellikle bağışıklık sisteminin zayıf olduğu veya bozuk olduğu hastalara uygulanmasında özellikle çok başarılı sonuçların alınmasına yol açar.
Kanımızın serum kısmındaki maddelerden özellikle yağ asitleri ve diğer trigliseritlerle ozon gazının oluşturduğu bileşikler, zamanla vücuttaki zararlı yağ türlerinin azaltılmasında önemli bir yardımcı rol üstlenir.
Medikal ozonun diğer çok önemli bir özelliği de, kan dolaşımını arttırma yeteneğidir. Bu özellik, dolaşımla ilgili bozuklukların tedavisinde ve organik fonksiyonların yeniden canlandırılmasında ozon terapiyi çok değerli kılar.
1. Majör otohemoterapi (Hastadan kan alınarak tedavinin yapılması) ; Yöntem bir serum takmak kadar ağrısız ve pratik bir uygulamadır. Geriatride (yaşa bağlı problemler), dolaşım bozukluklarında, yeniden canlanmayı (anti-aging) sağlamak için, viral kökenli hastalıklarda ve genel bağışıklık sistemi aktivasyonu için kullanılır.
Bu metodla, özel steril bir düzenek yardımıyla,50 ila 100 ml kan yavaşça alınır, tam olarak hesaplanmış dozda ozonla karıştırıldıktan sonra kişiye geri verilir. (steril ozona dayanıklı tek kullanımlık sarf malzemesi kullanılır). Ozon kırmızı ve beyaz kan hücrelerini oluşturan spesifik maddelerle hızla reaksiyona girer, böylece yaşamsal aktivitelerini ve metabolizmayı arttırır. İşte bu aktive edilmiş kan, hastaya hemen aynı düzenek kullanarak tekrar geri verilir.
2. Aynı prensibi kullanarak, minör otohemoterapi diye adlandırılan yöntemde ise ozonlanmış 10 ml kan intramusküler yolla hastaya geri verilir.
Bu yöntemle spesifik olmayan bağışıklık sistem aktivasyonu yapılır, yani alerjik hastalıklarda ve genel olarak bağışıklık sistemini güçlendirmekte kullanılır.
Ozon tedavisi ile birçok patolojik durum daha iyi hale gelir veya tamamen düzelir. Bu durum bir çok bilimsel araştırma ve yayın ile kanıtlanmıştır. Kural olarak hastalıkların tedavisinde ozon diğer tedavilere ek olarak uygulanır, alternatif değil, tamamlayıcı tedavi grubuna girer.
Ozon terapi, bilimsel kurallara uygun ve hijyenik olarak uygulandığı taktirde tamamen güvenli ve etkili bir uygulamadır.
Doğal olarak,diğer tıbbi tedavi yöntemlerinde de olduğu gibi % 100 garanti hiçbir zaman vaad edilemez, tedavi başarısı uygulanan duruma, hastalığın ve hastanın genel sağlık durumuna bağlıdır. Ancak ozon terapi ile hastanın genel durumunda iyileşme ve yakınmalarında azalma mutlaka olmaktadır. Başarı hastanın ve hastalığın durumuna bağlı olduğu gibi uygulanan yönteme, tedavide verilen ozon gazı konsantrasyonuna ve uygulama sıklığına bağlıdır.
Ozon uygulamalarının tedavi edici özelliğinden faydalanılan başlıca durumlar şöyle sıralanabilir ;
Anti-aging ve yeniden canlanma
İş hayatındaki stres, yoğun çalışma temposu ,zihinsel ve bedensel yorgunluk ozon tedavisine çok iyi yanıt verir.Ozonun kırmızı ve beyaz kan hücrelerinin metabolizma akivasyonu sonucu sağladığı genel iyilik hali ile kişiler kendilerini yenilenmiş hissetmektedirler. Profesyonel sporcular, işadamları, sanatçılar ve hanımlar bu tedaviden oldukça faydalanmaktadırlar. Ozon fiziksel performans ve dayanıklılığı arttırmaktadır.
Yaşlı kişilerde önlem ve tedavi
Yaşlı kişiler ozon tedavisine oldukça iyi yanıt verirler. Bütün klinik avantajlarının yanı sıra oksijenin dokular tarafından daha iyi kullanımını sağlar, bağışıklık sistemini harekete geçirir ve vücudun kendi antioksidanlarını ve serbest radikallere karşı savaşan hücrelerini harekete geçirir.
Bunun ötesinde beyindeki dolaşım bozukluklarında olumlu etkileri mevcuttur (bu durumlarda zihinsel ve fiziksel performansda azalma yürüme güçlüğü ve baş dönmesi hissedilir). Bunlara ek olarak, ozon tedavisi yaşam kalitesini arttırmak için kullanılmaktadır.
Dolaşım bozuklukları
Arteryel dolaşım bozukluklarında diğer semptomların yanı sıra bacaklarda hissedilen soğukluk, kısa yürüyüşler sonrasında ayaklarda hissedilen ağrılar alarm veren semptomlardır. Bu durum ozon uygulamaları için 40 yıldır çok önemli endikasyon oluşturur.
Ozon tedavisinin dolaşım bozukluklarındaki başarısı yapılmış bir çok sayıda bilimsel çalışma ile kanıtlanmıştır.
Göz hastalıklarında ozon tedavisi
Yaşa bağlı dolaşım bozuklukları, atrofik ve dejeneratif değişikliklerle, gözümüzün fonksiyonlarınıda etkilemektedir. Yapılan bilimsel çalışmalarda, Ozon terapi sonrası 6-8 ay içerisinde görme fonksiyonunda iyileşmeler kaydedilmiştir.Tedavinin devam ettirilmesi halinde görsel performansta artış gözlenmiş veya daha kötüye gidişin durdurulmakta olduğu saptanmıştır.
Kanser ve Ozon terapi
Kanser hastalarında ozon tedavisi tamamlayıcı tedavi olarak oldukça başarılıdır. Burada ozonu bağışıklık sistemi aktivasyonunda kullanmaktayız. İmmun hücreler (lenfositler, yardımcı ve baskılayıcı hücreler, natural killer hücreler), cytokin denilen haberci proteinleri üretmek için ozonun başlattığı biyolojik reaksiyonlar yoluyla aktif hale getirilir. Ozonlanmış kanın hastaya verilmesiyle, pozitif olarak artan bir immün reaksiyonu başlatılır. Bu aynı zamanda vücudun genel direncinin ve zindeliğinin artmasına katkıda bulunur.
Ayrıca, kanser tedavisinin önemli bir parçası olan kemoterapi ve radyoterapi süreçlerinde, bizzat bu tedavi yöntemlerinin vücutta yarattığı olumsuz etkileri hafifletmek ve geriye döndürmek için, ozonterapi yaygın ve etkili olarak kullanılan tamamlayıcı bir tedavi olarak çok değerlidir.
Cilt mantarları ve enfekte cilt lezyonları
Ozonun mantar ve bakterileri yok edici özelliği, 100 yıl boyunca içme suyunun arıtılmasında başarılı bir şekilde kullanıldı. Bu özellikleri, inatçı deri lezyonları ve mantarlarla savaşta medikal ozonu çok etkili bir tedavi seçeneği yapar. Özellikle bakteriyel enfeksiyonlu ayaklar, gövdedeki mantar enfeksiyonları, mukozaların mantar enfeksiyonları etkili kullanım alanlarıdır.
Kronik enfekte yaralar ( Yoğun Bakım Hastaları ve Yatalak Hastalarda)
Kronik enfekte yaraların lokal tedavisi, mesela açık yatak yaraları (dekubitus ülserleri), alt bacağın ülserleri (ulkus kruris), şeker hastalarının iyileşmeyen yaraları ve gangren, tıbbi ozonun klasik uygulama alanlarından bazılarıdır. Burada öncelikle, mikropsuz ve temiz yaralar elde etmek için ozonun dezenfektan özelliğinden, diğer deyişle bakterisid ve fungisid etkisinden yararlanılır. Yaranın temizlenmesinden itibaren, düşük dozda ozon uygulayarak iyileşme süreci hızlandırılır.
Bağırsak Hastalıkları: proktitis ve kolit
Kronik enflamasyonlu bağırsak hastalıklarında, özellikle erken dönemde, rektal Ozon gazı uygulanması şeklinde yapılan lokal uygulamanın çok yararlı olduğu kanıtlanmıştır. Birçok durumda arka arkaya 10 seans ozon uygulanması yeterli olur.
Viral hastalıklar; Herpes simplex (fasyal herpes), herpes zoster (zona)
Uçuğun her iki tipi, virüsler tarafından oluşur. Dudak uçuğu, sık sık tekrar eden ve ağrılı bir hastalıktır. Çok başarılı bir şekilde diğer tıbbi metodlarla ozonun kombinasyonu şeklinde tedavi edilir.
Herpes zoster ve zona durumlarında, ozonlu su kompresleri ve ozonlu kan transfüzyonu şeklinde iki farklı yoldan tamamlayıcı uygulama faydalıdır.
Karaciğerin viral hastalıkları (Hepatit A, B, C)
Karaciğerin enflamasyonu, tıbbi ozon için klasik tedaviler arasında sayılır. Hepatit A diğerlerine göre problemsiz ve tamamen iyileşebilirken, virüsün diğer şekli, hepatit B, sıklıkla kronik bir şekilde seyreder. Burada klasik tıbbi tedavi metodlarına ilave olarak, ozonlu kan transfüzyonu ya da rektal yolla ozon/oksijen gazının kontrollü bir şekilde verilmesi ile başarılı sonuçlar alınmıştır. Aynı yöntemler ayrıca kuluçka süresi yıllar süren ve kronikleşene kadar bir karaciğer hastalığı olarak teşhis edilemeyen hepatit C hastalığına da uygulanır.
Kronik enflamasyonlu ve dejeneratif eklem hastalıkları
Kronik enflamasyonlu eklem hastalıklarında, özellikle evre 1 ve 2, bir başka deyişle ağır kemik deformasyonlarının olmadığı durumlarda, medikal ozon uygulamalarına cevap verir. Gonartroz (diz eklemi enflamasyonu) ya da diz ve omuz eklemlerindeki aktif artritik form tedaviye cevap veren sınıfa dahildir. Standart tıbbi metodlara ilave olarak bu gibi durumlarda intraartiküler (eklemiçi) ozon enjeksiyonu başarıyla uygulanır. Bağışıklık sistemini güçlendirme ve kıkırdak metabolizmasını aktive etme özelliklerine ek olarak burada ozonun tamamıyla antienflamatuar özelliğinden faydalanılmaktadır.
Ayrıca, Ozon uygulamalarının tedavi edici özelliğinden,
- Bazı cilt hastalıklarında (nörodermit, sedef, sivilceler)
- Sigara içenlerin psikolojik bağımlılığının azaltılmasında ve yine sigaraya bağlı olarak meydana gelmiş çeşitli hasarların iyileştirilmesi amacıyla
- Sporcularda performans artırma amacıyla
- Nörolojik hastalıklarda (Parkinsonizm, trigeminal nevralji, senil demans-Alzheimer hastalığı, baş ağrıları ve migren)
- K.B.B hastalıklarından Meniere sendromu ve kulak çınlamasında, ani işitme kaybında
- Kireçlenmelerde (bel, boyun, diz kireçlenmeleri)
- Fibromiyalji, kronik yorgunluk sendromu, huzursuz bacak sendromu, omuz - el sendromu gibi hastalıklarda
- İç hastalıklarında (tiroid bezi hastalıkları, safra kesesi, pankreas, böbrek, akciğer hastalıkları, kan yağlarının artması- damar sertliği, çarpıntılarda ve kalp enfarktüsünün kronik döneminde)
yaygın ve etkili bir biçimde yararlanılmaktadır.
KAYNAK: VEDAT YETİK