Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez:
Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez, Avrupa'nın yeni bir oyunu devreye sokarak Türkiye'nin, Suriye'ye ve Irak'a yardım götürmek isteyen hükümet dışı örgütlere yani NGO ( Non Govermental Organization)'lara engel olduğu noktasında yeni bir karalama kampanyası başlattığını söyledi.
Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez, Avrupa'nın yeni bir oyunu devreye sokarak Türkiye'nin, Suriye'ye ve Irak'a yardım götürmek isteyen hükümet dışı örgütlere yani NGO ( Non Govermental Organization)'lara engel olduğu noktasında yeni bir karalama kampanyası başlattığını söyledi.
Avrupa'nın özellikle XIX.yy'dan itibaren Türkler aleyhine bin türlü tuzağı, keşmekeşi organize edip desteklediğini ifade eden Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez, 'Bizans aracılığıyla Selçuklu Türklerine karşı artarak devam eden hasmane tavırları, Osmanlı Devleti'ne karşı da devam etmiş, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluşundan günümüze kadar da hız kesmemiştir. Özellikle Türk Devleti'nin son yıllardaki başına buyruk politikaları, Avrupa'yı dinlemez tavırları, kendi menfaatine adımlarını hızlandırması, batıyı iyice saldırgan bir noktaya getirmiştir.
Sonuçta Avrupa, Türkiye aleyhine olabilecek her fırsatı değerlendirir duruma gelmiştir. Batının bu tür faaliyetlerinin en vahimi Türkiye aleyhine faaliyet gösteren PKK ve FETÖ gibi terör örgütlerini açıktan destekliyor olmasıdır.' diye konuştu.
Türkiye'de hiç de memnun olmayan Batının şimdi de yeni bir oyunu devreye sokarak, Türkiye'nin, Suriye'ye ve Irak'a yardım götürmek isteyen hükümet dışı örgütlere engel olduğu noktasında yeni bir karalama kampanyası başlatıldığını kaydeden Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez, şöyle konuştu:
'Burada akla hemen şu soru geliyor; 4 milyona yakın mülteciyi barındıran ve bunlar için milyarlarca dolar harcayan Türkiye Cumhuriyeti Devleti neden bölgeye yönelik yardım organizasyonlarını engellesin?
Hangi açıdan değerlendirilirse değerlendirilsin, iddia edilen bu engelleme politikası akıl ve mantıkla açıklanabilecek bir durum değildir.
Evet Türk Devleti bazı NGO lardan büyük rahatsızlık duyuyor ve onların gerek Türkiye içerisinde gerekse Suriye ve Irak'ta olmasını istemiyor. Bunun tek nedeni ise bu sivil toplum kuruluşu görünüşlü organizasyonların, PKK ve FETÖ'yü destekliyor olmalarıdır.
PKK ve uzantılarına finans, sağlık ve propaganda desteği veren NGO'lar, FETÖ'cülerin sözde mağduriyetleri? üzerinden Avrupa'da propagandalarını yaparak, FETÖ lehine Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne baskı yapılması için kamuoyu oluşturmaya çalışıyor.
Türk Devleti bu tür NGO ların faaliyetlerini kısıtlayınca da Avrupa, 'Türk Hükümeti Sivil Toplum Örgütlerini Yasaklıyor' diye feryat ediyor. Türkiye'nin teröre karşı haklı mücadelesinde her türlü engeli çıkaran, PKK ve FETÖ'ye kucak açan, bu terör örgütlerini besleyen, koruyan Avrupa, kendi güvenliği söz konusu olduğunda her türlü özgürlüğü askıya alarak çok sert uygulamaları hayata geçirmekten geri durmuyor.
Türkiye'de faaliyet gösteren bazı siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin, yayın yapan bazı gazete ve dergilerin günümüz Avrupa'sında örneğin İngiltere, Fransa ve Almanya'da mevcut terör yasaları kapsamında varlıklarını devam ettirmesi imknsızıdır.
Hal böyleyken Türkiye'yi 'sivil toplum örgütlerinin özgürlükleri kısıtlanıyor' diye suçlamak, Türkiye hakkında kara bir propaganda organize etmek Avrupa'nın yeni bir oyunudur.
Türk Hükümeti NGO'larda dahil terörün her türlü destekçisine karşı sert ve kararlı mücadelesini devam ettirmelidir. Batının bu mücadeleyi başarısız kılmak için devreye sokacağı her türlü plana karşı dikkatli olmalıdır. Bu noktada Türk milleti her zaman hükümetin yanında olacak ve onu sonuna kadar destekleyecektir.'
Avrupa'nın özellikle XIX.yy'dan itibaren Türkler aleyhine bin türlü tuzağı, keşmekeşi organize edip desteklediğini ifade eden Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez, 'Bizans aracılığıyla Selçuklu Türklerine karşı artarak devam eden hasmane tavırları, Osmanlı Devleti'ne karşı da devam etmiş, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluşundan günümüze kadar da hız kesmemiştir. Özellikle Türk Devleti'nin son yıllardaki başına buyruk politikaları, Avrupa'yı dinlemez tavırları, kendi menfaatine adımlarını hızlandırması, batıyı iyice saldırgan bir noktaya getirmiştir.
Sonuçta Avrupa, Türkiye aleyhine olabilecek her fırsatı değerlendirir duruma gelmiştir. Batının bu tür faaliyetlerinin en vahimi Türkiye aleyhine faaliyet gösteren PKK ve FETÖ gibi terör örgütlerini açıktan destekliyor olmasıdır.' diye konuştu.
Türkiye'de hiç de memnun olmayan Batının şimdi de yeni bir oyunu devreye sokarak, Türkiye'nin, Suriye'ye ve Irak'a yardım götürmek isteyen hükümet dışı örgütlere engel olduğu noktasında yeni bir karalama kampanyası başlatıldığını kaydeden Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez, şöyle konuştu:
'Burada akla hemen şu soru geliyor; 4 milyona yakın mülteciyi barındıran ve bunlar için milyarlarca dolar harcayan Türkiye Cumhuriyeti Devleti neden bölgeye yönelik yardım organizasyonlarını engellesin?
Hangi açıdan değerlendirilirse değerlendirilsin, iddia edilen bu engelleme politikası akıl ve mantıkla açıklanabilecek bir durum değildir.
Evet Türk Devleti bazı NGO lardan büyük rahatsızlık duyuyor ve onların gerek Türkiye içerisinde gerekse Suriye ve Irak'ta olmasını istemiyor. Bunun tek nedeni ise bu sivil toplum kuruluşu görünüşlü organizasyonların, PKK ve FETÖ'yü destekliyor olmalarıdır.
PKK ve uzantılarına finans, sağlık ve propaganda desteği veren NGO'lar, FETÖ'cülerin sözde mağduriyetleri? üzerinden Avrupa'da propagandalarını yaparak, FETÖ lehine Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne baskı yapılması için kamuoyu oluşturmaya çalışıyor.
Türk Devleti bu tür NGO ların faaliyetlerini kısıtlayınca da Avrupa, 'Türk Hükümeti Sivil Toplum Örgütlerini Yasaklıyor' diye feryat ediyor. Türkiye'nin teröre karşı haklı mücadelesinde her türlü engeli çıkaran, PKK ve FETÖ'ye kucak açan, bu terör örgütlerini besleyen, koruyan Avrupa, kendi güvenliği söz konusu olduğunda her türlü özgürlüğü askıya alarak çok sert uygulamaları hayata geçirmekten geri durmuyor.
Türkiye'de faaliyet gösteren bazı siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin, yayın yapan bazı gazete ve dergilerin günümüz Avrupa'sında örneğin İngiltere, Fransa ve Almanya'da mevcut terör yasaları kapsamında varlıklarını devam ettirmesi imknsızıdır.
Hal böyleyken Türkiye'yi 'sivil toplum örgütlerinin özgürlükleri kısıtlanıyor' diye suçlamak, Türkiye hakkında kara bir propaganda organize etmek Avrupa'nın yeni bir oyunudur.
Türk Hükümeti NGO'larda dahil terörün her türlü destekçisine karşı sert ve kararlı mücadelesini devam ettirmelidir. Batının bu mücadeleyi başarısız kılmak için devreye sokacağı her türlü plana karşı dikkatli olmalıdır. Bu noktada Türk milleti her zaman hükümetin yanında olacak ve onu sonuna kadar destekleyecektir.'