Bulut Çözüm Sürecini Değerlendirdi

Metin Bulut çözüm sürecine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu

TAKİP ET
Metin Bulut, yaptığı açıklamada, çözüm sürecinden önce Türkiye'de onbinlerce insanın öldüğünü, gençlerin tabutlar içinde ailelerine teslim edildiğini ve ana yüreklerinin yandığını hatırlattı. Bu acıların unutulmaması gerektiğini belirten Bulut, şöyle konuştu: “Öncelikle bizi çözüm sürecine getiren süreci hatırlarda taze tutmak gerekiyor. Öncesini unutmak meselenin ehemmiyetini unutmaya sebep olabiliyor. Ne oldu da adına bugün çözüm süreci dediğimiz yeni sürecin içinde bulduk kendimizi. Her şey süt limandı da bugün Ak Parti kadrolarımı her şeyi alaboramı etti? Hatırlamamız yaşananları diri tutmamız lazım. O zaman barış ve çözüm süreci çok daha değerli olacaktır. Nasıl unutabiliriz? On binlerce kardeşimizin ölümünü. Anadolu Gençlerinin ölümün hiçte kendilerine yakışmadığı yaşlarda tabutlar içinde ailelerine gönderilmelerini. Şehit cenazelerinden bahsediyorum! Annelerin yürek yangınından bahsediyorum. Ki, o annelerin sırtında yükseliyor bugün çözüm süreci. Neydi bizi çözüm sürecine getiren. Unutmayacağız on binlerce kez yaşanmış büyük acıları unutmayacağız. Bu ülkenin kaynaklarının nasıl bu savaşta heba edildiğini unutmayacağız. Emperyalist güçlerin bu kavgayı nasıl körüklediğini, kanı ve kavgayı nasıl kışkırttıklarını unutmayacağız! Tüm bunları unutmadığımızda bu süreci hakkıyla kavramış oluruz.”
“SİYASET DİYALOGLA VE SABIRLA SORUN ÇÖZME SANATIDIR” Bulut, çözüm sürecine ilişkin kaygılar hakkında şu ifadelere yer verdi: “ Benim aklımdan hiçbir şekilde bölünürüz diye bir korku geçmiyor. Bu sürecin sonu ile ilgili hiçbir olumsuz kaygım yok. Aksine bu sürecin başlaması yarına daha güvenle bakmamı sağladı. Dünyada kardeşlikten, diyalogdan, barıştan ve birlikte yaşama çabalarından dolayı mahzun olmuş, geriye gitmiş, dağılmış, bölünmüş bir halk-bir millet ve bir devlet bilen varsa beri gelsin. Ben neden bu süreçten rahatsızlık duyayım siyaset hayatım boyunca içinden geldiğim siyaset ve ahlak çizgisi bu kavgadan nemalanmadı. Şehit cenazelerinden oy devşirmedik biz. Bu kandan beslenmedik! Gizli pazarlıklarla terör örgütüyle kol kola asla olmadık! Bu gün dahi anlamdaldıralamayan ticaretlerle işimiz olmadı. Faili meçhullerin gizli faili olmadık! Bu örnekler arttırılabilir. Ben şuna inanırım. Siyaset diyalogla ve sabırla sorun çözme sanatıdır. Eğer diyalog bitmişse ya da yoksa siyasette yoktur ve bitmiştir. Diyaloğun olmadığı yerde kan-kargaşa ve yüksek rant vardır. Ortada bir sorun varsa onu çözmek, yaşayanların boyun borcudur. Birde, kavgaya meydan diyenlerin ahlakına ve niyetine bakmak lazım. Çözüm sürecine karşı olanların tezleri sonucu elli bin den fazla insanımız öldü, milyar dolarlık milli kayıplarımız var. Tabi ölen kendi çocukları değil. Para kendi ceplerinden çıkmıyor bunların. Yaşadıklarımız bize şunu gösterdi: Türkiye'nin tarihsel dış düşmanları, içerdeki uzantıları ve niyetleri bir birinden farklı kesimler çözüm ve kardeşlik sürecinin karşısında ve çözümü istemiyorlar. Ve asla bu dertten kurtulmak gibi bir dertleri yok ki, projeleri olsun!
“ATEŞ DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKMIŞTIR” Türkiye'nin büyük çoğunluğunun çözüm sürecini desteklediğini, ancak süreci bozmak için özel çaba gösteren ihanet odaklarının olduğunu vurgulayan Metin Bulut: “Niyetleri bir birinden farklı kesimler var. Bu süreci anlayamamış, yâda bu süreçten mağdur olmuş kardeşlerimizin yürek yangınını anlıyorum. Ateş düştüğü yeri yakmıştır. Bu gayet anlaşılır bir şey. Resmi veriler bize şunu gösteriyor. Terör mağduru şehit aileleri ve yakınları çözüm sürecini destekliyor. Onlar şunu söylüyor: Yeter Artık Yeter, Analar Ağlamasın! İnsanlar farklı düşüne bilir. Bu insani bir haktır. Tabi ki bu süreci desteklemeyen herkes hain değildir. Ama süreci bozmak için özel çaba gösteren ihanet odakları kesinlikle vardır. Ve onların sayısı ve gücü hepsinden kat be kat daha fazla. İşte ihanet içinde olanlar bu merkezlerdir. Yoksa vatandaşın farklı düşünmesi o merkezlerin adamı olduğu anlamına gelmez. Burada sorumluluk bizimdir. Farklı düşünen kardeşlerimizi aydınlatmak bizim sorumluluğumuzdadır. Konuşacağız, diyalogla ve sabırla süreci omuzlamaya devam edeceğiz.” dedi.
“SÜREÇ NASIL İŞLİYOR” Çözüm sürecinin işleyişi hakkındaki düşüncelerini de paylaşan Metin Bulut, şöyle konuştu: “İki şeyi çok iyi bilip unutmayacağız. Birincisi toplumsal meseleler ve sorunlar bugünden yarına hemen düzelmez. Karşımızda iki günlük bir sorun yok. İkincisi, bugün bu süreci devam ettiren ve sorunu çözmek isteyenler bu sorunun ortaya çıkaranlar değildir. Memlekete 35 yıldır kan kusturan bu sorunu bu insanlar doğurmadı. Ve hiçbir zaman bu sorundan nemalanıp beslenmediler. Dolayısıyla bu insanlar gayet iyi niyetli ve samimidir. Hükümetimizin öncülüğünde yürütülen süreç bana göre tüm engellemelere rağmen başarıyla devam ettiriliyor. Eksiklikler ve bazen fark edilmeden yapılan yanlışlar bu kararlı siyaset ile düzeltilir. Unutmayalım ki çözüm- barış süreci yoğun saldırı ve tehdit altında. Şer güçler her fırsat değerlendirmek istiyor. Gezi, 17-25 Aralık, HSYK Korsan Bildirisi, İrili ufaklı kalkışlar ve en son Kobani Protestoları. Tüm engellemelere rağmen sonucun milletimizin lehine olacağına inanıyorum.”
“SAÇMA SAPAN SEBEPLERLE ŞEHİRLERİMİZİ ATEŞE VERDİLER” Türkiye'de son günlerde meydana gelen Kobani eylemlerine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Metin Bulut, şunları söyledi: “Bir gün tarih yazıcılar şöyle yazacaklar: Türkiye Cumhuriyeti Devleti tüm dünya gözlerini kapatmışken, mazlum ve biçarelere kapılarını, yüreğini ve sofrasını açtı. “Bunun Allah nezdindeki karşılığı ise bambaşka olacaktır. Suriye muhacir ve mazlumları toprağımızda ve bize emanet. Kobani muhacirleri devletimizin gözetiminde burada ve bize emanet. Kobani sivillerden tamamıyla boşaltılmış durumda. Çatışmalar devam ediyor. Büyük bir dram söz konusu. Etkisi Doğu-Güneydoğu da hissedilen büyük bir dram. Birileri fırsatları değerlendirmede oldukça mahir. Saçma sapan sebeplerle şehirlerimizi ateşe verdiler. Çözüme ve kardeşliğe kast ettiler. Müslüman mütedeyyin kardeşlerimizi hunharca katlettiler. Vefat eden kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Ezcümle her şart altında bizim yerimiz ezilmişin, mağdurun ve mazlumun yanıdır. Bizim inancımız Mazlumun kim olduğuna ve kimlerden olduğuna bakmaz. Mazlumiyetine bakar.”

Bakmadan Geçme