CHP Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu, Elazığ'da

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun baş danışmanı ve milletvekili adayı Fatih Gürsul'a seçim çalışmalarında destek vermek amacıyla Elazığ'a geldi. Kent merkezinde esnafları ziyaret eden Tanrıkulu, daha sonra açıklamalarda bulundu. Gürsul'un Elazığ'ın yetiştirdiği iyi bilim insanlarından biri olduğunu belirten Tanrıkulu, “Baskilli bir hemşerimiz, Elazığ'ın bütün sorunlarına vakıf, iyi bir bilim adamı ve genel başkanımızın baş danışmanıdır. Genel başkanımız baş danışmanını Elazığ'a gönderdi” dedi.

Partisinin 40 yıldır Elazığ'dan bir milletvekili bile çıkaramadığına dikkat çeken Tanrıkulu, “Elazığ bu makus talihini yenmek durumundadır. Elazığ, Bingöl, Diyarbakır ve Malatya arasında sıkıştı kaldı. Elazığ bundan 30-40 yıl önce gerçekten de doğunun Paris'iydi. Diyarbakır'dan bile insanlar alışveriş için Elazığ'a gelirlerdi. Ben yıllarca avukatlık yaptım. Elazığ'a duruşmalara gelip, giderdim. Alışverişimizi Elazığ'dan yapardık. Diyarbakır gelişti, büyüdü. Yanı başında Malatya gelişti, büyüdü. Son 4-5 yılda Bingöl gelişti, büyüdü ama Elazığ maalesef hem sanayisi bakımından hem alt yapısı bakımından hem de şehirleşme bakımından çok geri düştü” diye konuştu.

“CHP MUTLAKA İKTİDARIN PARÇASI OLACAK”
CHP'nin seçimler çok iyi hazırlandığını da vurgu yapan Tanrıkulu, “İyi bir seçim bildirgesiyle ortaya çıktı ve bu seçim bildirgesiyle toplumun bütün kesimlerini kucakladı. Bizim vaatlerimize, ekonomik vaatlerimize olmaz diyen 7 Haziran'da kaynağı yok diyen hükümet, 1 Kasım seçimlerinde tümünü kopya etti. Çünkü CHP iktidar adayı bir vesileyle iktidar olacak. Ya iktidar olacak ya büyük ortağı olacak. Mutlaka iktidarın bir parçası olacak. O nedenle de bu iktidar partisinde CHP'nin temsil edilmesi lazımdır” ifadelerini kullandı.

Suriye sınırında düşürülen İnsansız Hava Aracı (İHA) ile ilgili de konuşan Tanrıkulu, “Sonuçta Türkiye'nin angajman kuralları var. Rusya bize ait değil dedi. Suriye'ye ait olup olmadığı belli değil. Herhalde birkaç güne kadar aydınlanır. Tabi ki bizim sınırlarımız vardır. O sınırların güvenlikli bir şekilde korunması lazım” değerlendirmesinde bulundu..

“EKSİKLİKLERİNİ ÖRTMEK İÇİN YAYIN YASAĞI KOYUYORLAR”
Bir gazetecinin Ankara'daki patlamaya yayın yasağı getirildiğini anımsatması üzerine Tanrıkulu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yayın yasağı sadece Ankara'yla alakalı değil. 5 Haziran'da Diyarbakır'da patlama oldu. O patlamayla ilgili olarak da bir zanlı yakalandı. Ama zanlının ilişkileri aradan geçen 4 aylık zamana rağmen ortaya çıkarılamadı ve soruşturma gizlidir. 20 Temmuz da Suruç'ta patlama oldu. 33 yurttaşımız yaşamını yitirdi. Hiçbir zanlı ortada yok ve soruşturma gizlidir. Yakalanan hiç kimse yok. En son 10 Ekim de Ankara'da patlama oldu ve yine soruşturmanın gizliliğine karar verildi. Bu gizlilik kararı zanlıların, şüphelilerin yakalanması için değil, iktidarın ayıbının örtülmesi içindir. İktidarın eksikliklerinin ortaya çıkarılmasının engellemesi için ve konuşulmaması içindir. Yoksa soruşturma gizli biz sanıkları yakalayacağız, açık olursa sanıklar kaçarlar diye bir şey yok. Çünkü sanıkların kimliği belliydi. CHP raporlarıyla bu kimlikleri ortaya koymuştu. İsimler belliydi ama maalesef Suriye sınırından, Antep'ten Ankara'ya kadar ellerini kollarını sallayarak geldiler. Bu kanlı katliamı gerçekleştirdiler. Başka bir anlamı değeri yoktur.”

Açıklamaların ardından Elazığ ziyaretinin tamamlayan Tanrıkulu, Malatya'ya gitti.