Çiftçiye hazine arazisi müjdesi
Bakan Kurum, 'Hazine arazimizi yine başta zeytin ve ayçiçeği olmak üzere, organik tarımın her türü için çiftçimizin kullanımına açacağız' müjdesini verdi.
Kadınlar Günü münasebetiyle Antalya'nın Manavgat ilçesinde düzenlenen Türk-İş Kadın İşçiler Hatıra Ormanı programına katıldı.
Hatıra ormanı için fidan dikimi öncesi konuşan Bakan Kurum, tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlayarak, “Türkiye'nin tüm sorunlarını birlikte aştığımız kadınlarımızla, gençlerimizle iklim değişikliğiyle mücadelede de el ele vereceğiz” dedi.
“Bizim medeniyetimiz, kadının varlığını sınırlı tutan toplumların aksine, tarihin her döneminde; kadınlarımızı sosyal, siyasal ve ekonomik yaşamın merkezine koymuştur” diyen Bakan Kurum, “Ülkemizin elleri öpülesi kadınları; mimariden şehirciliğe, tarladan üniversitelere, evlerimizden fabrikalarımıza, okullardan adliye binalarına ve güvenliğimize kadar her alanda Türkiye'yi büyütüyorlar. Biz de bakanlık olarak en prestijli projelerimizde, bilgisine, bakış açısına, estetik anlayışına yürekten inandığımız kadınlarımızla birlikte çalışıyoruz” ifadeleri kullandı.
Son yıllarda iklim krizine bağlı olarak üzücü hadiselere şahit olunduğunu ve can kayıpları yaşandığını anımsatan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Hatırlayacaksınız! Rize, Artvin, Kastamonu, Sinop ve Bartın'da de sel felaketleri; akabinde Antalya ve Muğla başta olmak üzere ülkemizin birçok yerinde eş zamanlı orman yangınlarıyla karşı karşıya kaldık. Canımızı acıtan tüm bu afetlerden sonra bir seferberlik anlayışıyla yaraları sarmak için vatandaşlarımızın yardımına koştuk. Antalya ve Muğla'da köylerimizin altyapısını tamamen yeniledik. Bu yangınlardan hemen sonra yeni yuvalarımızın yapımına başladık. Köy evlerimizi, ahırıyla, deposuyla, camisiyle, okuluyla, sosyal donatılarıyla birlikte 1 yıl içerisinde teslim etmek için gece gündüz çalışıyoruz. Tabii yangın nedeniyle sadece evlerimizi kaybetmedik. Bunun yanında maalesef canlı hayatında da hepimizi derinden üzen tahribatlar yaşandı. Ben de yangınların başladığı ilk andan itibaren çalışma arkadaşlarımla birlikte buradaydım. Maalesef içimizi sızlatan manzaralara şahit olduk. Ormanlarımızı ve orada yaşayan canlarımızı kaybettik. Karıncalarımız, kaplumbağalarımız, keçilerimiz, böceklerimiz, koyunlarımız, ineklerimiz etkilendi, yuvaları yıkıldı.”
Doğanın yeniden yeşil rengine kavuşmaya başladığını söyleyen Bakan Murat Kurum, “Biz de doğamızın bu dönüşümüne destek olmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Antalya ve Muğla'mızda ekolojik dönüşüm çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz. Bilim heyetimiz, incelemelerine 50 istasyonda devam ediyor. Ekolojik restorasyon haritalarımızı bitirdik. Bu haritalar sayesinde; yangından etkilenen alanlarda yaptığımız restorasyon çalışmalarımızın etkinliğini daha da artırdık. En hızlı şekilde, yangından etkilenen tüm bölgelerimizi eski doğal hallerine kavuşturana dek, ilgili Bakanlıklarımızla, valimizle, milletvekillerimizle, gençlerimizle, kadınlarımızla, hep birlikte, el ele, omuz omuza, gönül gönüle canla başla çalışacağız” dedi.
Geçtiğimiz gün bazı basın yayın organlarında yer alan “sit alanlar” ile ilgili haberlere de değinen Bakan Murat Kurum, tepkisini şu sözlerle dile getirdi:
“Biz yavrularımızın daha yeşil bir dünyada yaşaması için, tüm ekibimizle birlikte bu denli titizlikle hareket ederken; yine aslı astarı olmayan, mesnetsiz, yalan yanlış açıklamalarla karşı karşıya kaldık. Antalya'da, Muğla'da bir daha yangınlar olmasın, canlarımız bir daha yanmasın diye 3 gün önce ‘Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik' yayınladık. Bu yönetmelik, sit alanlara dair yeni bir ek düzenleme içermeyen, bunun tam aksine, şu anda korunan alanlarda devam eden faaliyetlere bile sınırlamalar getiren bir yönetmelik oldu. Tabii ülkemizin, doğamızın geleceğini ilgilendiren her konuyu saptıran, çarpıtanlar yine boş durmadılar. Aynı insanlar Salda Gölü'nde de sahneye çıkmışlardı. Ama bizim Salda'ya yönelik, dünyaya örnek olan çevre koruma projemiz tamamlandıktan sonra sesleri tamamen kesildi.
Tıpkı Salda'da yaşadığımız gibi yine, ‘Nitelikli Doğal Koruma Alanlarının tanımı değişti, artık daha fazla yapılaşma olacak.' diyorlar. Yine her zamanki gibi doğa koruma ve çevre projelerimizi, doğru yanlış demeden politik bir argüman olarak kullanmaya devam ediyorlar. Halbuki bir kere olsun objektif olabilseler, ‘rant' amaçlı bir yapılaşmanın kesinlikle söz konusu olmadığını göreceklerdi. Tamamen çevre-doğa-insan ortak menfaatinin gözetildiğini apaçık göreceklerdi. Gerçi ‘göreceklerdi' diyorum ama bunlar, yönetmeliğin eski hâliyle karşılaştırıldığında yapılan düzenlemelerin izinleri genişletmediğini, tam aksine daha çevreci hâle getirdiğini, herkesten çok iyi biliyorlar. Geçtiğimiz yıl milletimizi yasa boğan yangınlara karşı tedbirleri güçlendirdiğini de çok iyi biliyorlar ama milletimizden gizlemeye çalışıyorlar. Biz ‘Doğal alanlarda yeni bir yol güzergâhı açmak yasak' diyoruz, bunlar ‘bakın yol açacaklar' diyorlar. Biz yönetmelikte açık açık ‘ormanlarda mevcut yol güzergâhı kullanılacak' diyoruz, bunlar ‘Yok, yok başka amaçları var' diyorlar. Antalya'da Muğla'da içimizi yakan yangınlar bir daha olmasın diye, yangınla mücadele edecek adımları yönetmeliğimize yazdığımız hâlde çarpıtıyorlar. Yangın gibi acil durumlarda; altyapı uygulamaları yapılmasını istemiyorlar, bunlar ‘ormanlarımızda yangın yolu açılmasına' bile karşı çıkıyorlar. Son günlerde, zeytin ağaçlarının ve alanlarının zarar göreceğine dair yeni bir yalanla, milletimizi yanlış yönlendirmeye çalışıyorlar.”
Bakanlık olarak şimdiye kadar 55 bin çiftçiye toplam 595 milyon metrekare yüzölçümlü Hazine arazisini, başta zeytin olmak üzere ceviz ve badem üretimi için verdiklerini hatırlatan Murat Kurum, yeni bir hedef daha belirlediklerini kaydederek çiftçilere, “2022 yılında, çok daha büyük oranda Hazine arazimizi yine başta zeytin ve ayçiçeği olmak üzere, organik tarımın her türü için, çiftçimizin kullanımına açacağız” müjdesini verdi.
Bakan Kurum sözlerine şöyle devam etti:
“Zeytin üreticisi kardeşlerimiz, çiftçilerimiz rahat olsun, müsterih olsun. Sadece zeytinde değil tüm bitki ve meyve çeşitlerinde evelallah daha da stratejik adımları, geliştirici adımları, zeytinin alanını genişletecek adımları, çiftçimizle, üreticimizle el ele vererek, kararlılıkla atacağız. Birilerinin söylediklerinin aksine, Türkiye'de koruma alanı bırakın daralmayı, bırakın yok edilmeyi her dakika genişliyor. Biz Bakanlık olarak ülkemizin korunan alan büyüklüğünü, toplam yüzölçümümüzün yüzde 9,6'sından yüzde 11,9'a çıkardık. İşte oran ortada, rakam ortada. Biz kararlıyız! Korunan alan büyüklüğümüzü önce OECD ortalaması olan yüzde 17'ye, ardından yüzde 30'lara kadar da çıkaracağız. Türkiye'nin yaklaşık 3'te 1'ini koruma altına almak gibi bir hayalimiz var, bu hayali de gençlerimizle, kadınlarımızla hep birlikte gerçeğe dönüştüreceğiz. Allah'ın izni milletimizin desteğiyle, gerektiğinde her türlü mesnetsiz iddia ve siyasi manipülasyonla mücadele etmeye devam edeceğiz. Korunan alanlarımızın genişliğini de koruma kalitemizi ve bilimsel çalışmalarımızı da artırmaya kararlılıkla devam edeceğiz.”