Deprem Araştırma Komisyonu Elazığ raporunu açıkladı
Geçtiğimiz günlerde Elazığ'a gelen Türkiye Büyük Millet Meclisi Deprem Araştırma Komisyonu mecliste Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'dan katıldığı toplantıda Elazığ'a dair izlenimlerini aktardılar.
Komisyon başkanı Recep Uncuoğlu komisyon toplantısında yaptığı açıklamada; “Tabii, bu noktada, Elâzığ incelememizde de üzerinden yaklaşık on dört ay geçmiş olan Elâzığ, Sivrice merkezli deprem sonrasında da 14 bölgede konut inşaatının devam ettiğini, rezerv alanlarda ve yerinde dönüşüm uygulanan alanlarda hem 6306 sayılı Kanun kapsamına alınarak hem de 7269 sayılı Kanun kapsamında peyzajıyla, çevre düzenlemesiyle kentsel dönüşüm örnekleri olabilecek son derece donanımlı ve yine, zemin iyileştirme ve birden fazla alternatif kat planlarıyla vatandaşımıza ticari alanları da için de olan, son derece güvenli, sosyal donatılarıyla birer cazibe alanı olabilecek şekilde konut inşaatlarının devam ettiğini gördük. Tabii, vatandaşlarımızla da konteyner kentte bir araya geldik, proje alanlarında bir araya geldik ve gördük ki zaman zaman talepleri, zaman zaman istekleri her şeyin daha iyisi noktasında gündeme gelebiliyor ama büyük bir memnuniyetin olduğunu, bu manada da Bakanlığımızın bugüne kadar yaptığı tüm çalışmalarla da çok kapsamlı, kucaklayıcı, vatandaşımızın her türlü farklılıklarını, ihtiyaçlarını dikkate alan bir yaklaşımı ortaya koyduğunu da memnuniyetle müşahede ettik. Tabii, özellikle Elâzığ'da doğal afet sigortalarının DASK kapsamındaki bazı hasar tespitleri ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığımıza bağlı hasar tespitlerinin zaman zaman farklılık arz ettiğini, bu farklılıklardan dolayı da vatandaşımızın bazen kafa karışıklığına sahip olduğunu ve bu yönde de taleplerinin olduğunu gördük.” İfadelerini kullandı
DASK SORUNU GÜNDEME GELDİ
Uncuoğlu açıklamasının devamında vatandaşların DASK mağduriyetine değinerek; “On dört ay sonrasında, İzmir depremi sonrasında burada DASK'tan aldığımız sunumlarda hem DASK metodolojisinin hem hasar tespit metodolojisinin hem Bakanlığımızın uygulamalarıyla bu sorunların da aşıldığını, İzmir'de buna benzer sorunların yaşanmadığını da müşahede etmiş olduk. Tabii, bugün Türkiye'nin depremselliği noktasında tartışmasız en önemli husus depreme güvenli olmayan yapı stoku. Bu yapı stokunu en kısa zamanda dönüştürebilmek, dönüştürebilmek açısından hukuki mevzuatımızı geliştirmek, bu noktada vatandaşımızın mutlak katılımını ve toplumsal farkındalığı artırabilmek, kısıtlı kaynaklarla mutlaka bir önceliklendirme dâhilinde hasar tespitlerinin ve deprem performans analizlerinin çok hızlı bir şekilde tamamlanarak bina envanterinin hangi noktasından başlanacağı hususunu da belli kriterler dâhilinde kademelendirmek, kullanılabilecek finansman kaynaklarını da çeşitlendirerek mutlaka vatandaşın da katılımını sağlayacak şekilde hızlandırmak en büyük amacımız. Bu noktada, Komisyon olarak yaptığımız çalışmalar neticesinde önerilerimiz olacak. Önerilerimiz sadece kurum ve kuruluşlarımıza, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altındaki siyasi partilerimize değil, aynı zamanda vatandaşlarımıza da yönelik olacak. Bu noktada, birbirinden farklı uzmanlık alanları olan ve mühendislik formasyonuna sahip, yerel yönetimler tecrübelerine sahip, her partimizin ortak önergeleriyle Türkiye Büyük Millet Meclisinde kurulmuş olan, depreme yöneli k tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan araştırma Komisyonumuzun raporunda da inşallah hem mevzuata dair hem finansman yönetimine dair hem güvenli yapı inşası ve denetimine dair zaman zaman uygulamaya dönük, zaman zaman mevzuattaki bazı unsurların daha hızlı işlemesine dönük çeşitli düzenlemeler, çeşitli alternatifler, öneriler gündemimizde ilk günden beri devam ediyor, onlar da inşallah Komisyon raporumuza kapsamlı bir şekilde yansıtılacak.” dedi.