DES Sekreteri Şahin ve DES İstanbul İl Başkanı Tütak'tan ortak basın açıklaması

Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Teşkilatlanma Sekreteri Enver Şahin ve Lider Eğitimci Yazarlar Derneği yönetim kurulu üyesi ve DES İstanbul il başkanı Selçuk Tütak ortak basın açıklaması yaptı.

Yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

'Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'a tam destek veriyoruz. TEOG sınavının kaldırılmak istenmesinin duyurulduğu tarihten şimdiye kadar olan süreçte her zaman yapıcı ve onarıcı olduk. İki defa olmak üzere yaklaşık on bir teklif sunduk. Bundan sonra da aynı kalitede olaylara yaklaşmaya devam edeceğiz. Yangına körükle gitmenin bu millete ve eğitim camiasına faydası hiç olmadı, bundan sonra da olmayacaktır. Eğitim camiamızda lizozom görevi üstlenen bazı kesimleri gördükçe ve işgüzarlıkla yapılan açıklamaları esefle karşılıyoruz. Akl-ı selim gibi makul bir yol varken, karşısındaki mesai arkadaşını düşman gibi görüp cepheleşmeye neden olacak sert açıklamaların eğitim camiasına yakışıksız kaldığı kanaatini taşıyoruz. Çocuklarımızın geleceği için, onların selameti için nasıl fayda sağlayacağımız düşüneceğine herkes mesaisini harcaması gerekirken yapılan değişikleri eleştirme açısından eteklerindeki taşları dökmeye sarf ediyorlar. Kısır tartışmaların mevcut durumu daha da çıkmaza sokacağı aşikar iken inatla cepheleşmenin devam ettirilmesine anlam veremiyoruz. Bakanlığın sunduğu teklifin elbette ki eksiklikleri vardır, artılarının olduğu gibi. Zaten milyonlarca muhatabı olan bir sistemin herkesi tam anlamıyla memnun etmesinin beklenmesi de bir hayal olur. Yalnız burada eğitim camiası ve STK'lara düşen görev; bu teklifi, AR-GE çalışmaları ile desteklemek ve eksikliklerini mümkün olduğunca gidermek olmalıdır. Bakanımız İsmet Yılmaz'ın ağzından çıkan bir kelimeyi cımbız ile seçip onun üzerinden süreci sulandırmanın masum olduğunu düşünmüyoruz. Sayın bakan, elbette ki konuştuğu kelimeleri iyi seçip tartmalı ancak burada olay; bağcıyı dövmek misaline indirgenirse haksız bir yaklaşım olmuş olur ki bu durum kesinlikle kabul edilemez. Nitelikli dediği okulların aslında hangi okullar olduğunu ve bu kelimeden neyin kastedildiğini bütün eğitim camiası çok net bir şekilde biliyor. Bazı okulların tarihi yapısı, geçmişi, bir önceki sene başarı durumu, merkezi olması, sevilen bir öğretmenin olması, iyi reklam yapıyor olması vs. gibi sebeplerden dolayı veli ve öğrenciler tarafından tercih edildiğini çok iyi biliyoruz. Bu durum gizli saklı bir durum da değil zaten. Ayrıca bir okula nitelikli demek diğer okulların niteliksiz olduğu anlamına gelmez. Aynen bir öğretmenin başarı belgesi ile taltif edilmesi diğer öğretmenlerin başarısız olduğunu göstermediği gibi. Ayrıca bakanlığın ve hükümetin bütün okulların niteliğini arttırmaya çalıştığını arama motorlarından aratarak istatistiklere çok rahat ulaşabilirsiniz. Burada önemli olan orta yolu bulmaktır. İfrat ve tefrit ile uç noktalarda durmanın yani ya hep ya hiç gibi keskin girişimlerin kimseye faydası yoktur. Eğer hala bir çözüm yolu bulunamamışsa bu yük sadece bakanlığın değildir. Bütün sendikalar, STK'lar, üniversiteler, vs herkes sorumludur, yükümlüdür. Herkes çözüm bulamadığına utanmalıdır. Bütün bir eğitim camiasının kısır çekişmelerden uzak durmasını, yapıcı onarıcı bir rol üstlenerek elini taşın altına sokmalarını istirham ediyoruz. Süreci pusuya yatar gibi uzaktan izleyip sonra da kelimeleri cımbızlayıp ortamı daha fazla germe gayreti gösterenleri kınıyoruz. Kimin bir çözüm yöntemi varsa söylesin. Kimin yapıcı bir eleştirisi varsa elbette desin. Kimin bir isteği varsa dinlenilsin. Ama eğitimde cepheleşmeyi biz Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) ve Lider Eğitimciler olarak mesai arkadaşlarımıza ve meslektaşlarımıza yakıştıramıyoruz. Daha iyi yarınlar ve geleceğe umutla bakan bir nesil için, çatışmayı bırakalım el ele verelim sorunları hep beraber çözelim. Bizler bir ailenin efratlarıyız. Aramızdaki birleştirici bağlar o kadar çok ki onlara odaklanalım. Tefrikaya yol açacak söylem ve davranışlardan kaçınalım. Çözüm bizim birlikteliğimizde saklı.'