Dr. Yavuz: 'Gerçek başarının tek kanıtı karne değildir'
Uzm. Dr. Mehmet Yavuz, karnenin çocukların ders başarılarını yansıtmasının yanı sıra, özellikle yaz tatilinin yaklaştığı şu süreçte psikolojik gelişimleri üzerinde de belirleyici olduğunu söyledi.
Uzm. Dr. Mehmet Yavuz, karnenin çocukların ders başarılarını yansıtmasının yanı sıra, özellikle yaz tatilinin yaklaştığı şu süreçte psikolojik gelişimleri üzerinde de belirleyici olduğunu söyledi.
Reem Nöropsikiyatri Merkezi'nden Uzm. Dr. Mehmet Yavuz, 'Karneler, çocukların derslerdeki başarıları ve davranışlarıyla ilgili bilgiler içeren bir belge olarak, pek çok aile tarafından önemli görülüyor. Ebeveynler çocukları için bazı beklentiler içine girerken, çocuklar da yaz tatillerinin stressiz geçmesini istiyor. Ailelerinin beklentilerini karşılamak isteyen, karne nedeniyle sorun yaşamak istemeyen çocuklar, karne sendromu yaşayarak kendilerini baskı altında hissedebiliyor' diye konuştu.
ZAYIF KARNEYE VERİLEN TEPKİLER ÇOCUKLARIN PSİKOLOJİSİNDE BELİRLEYİCİ OLUYOR
Karnenin, çocuğun psikolojik durumunun dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten Dr. Yavuz, 'Anne ve babaların zayıf bir karne karşında göstereceği tavırlar, çocuğun hem eğitim yaşantısını hem de psikolojisini etkisi altına alır. Öğrencilerin başarısız olduğu dersler karşısında ailenin vereceği tepkilerden korkması ve psikolojik olarak etkilenmesi olan karne sendromu, çocukların bu dönemde şaşkınlık, korku ve endişe nedeniyle depresif davranışlar sergilemesiyle sonuçlanabilir. Yoğun endişe yaşayan çocuklar, aileden ve okuldan uzaklaşabilir. Zayıf bir karnenin sorumluğu sadece öğrenciye yüklenmemelidir, çünkü çocuğun okuldaki başarısı aileden aldığı eğitime de paraleldir' diye konuştu.
EN SIK YAPILAN HATALARDAN BİRİ: YAZ TATİLİ CEZALARI
Reem Nöropsikiyatri Merkezi'nden Uzm. Dr. Mehmet Yavuz, açıklamasını şöyle sürdürdü;
'Çocuklarının yeniden kötü karne almasına engel olmak isteyen pek çok anne baba, çocukları için sıkı bir ders programı hazırlayıp, çocuklarını yoğun programlı kurslara göndererek karne sorununu çözebileceklerini düşünüyor. Hlbuki bu durum, çocuğun kendisini yoğun baskı altında hissederek, derslerden daha çok soğumasına ve başarısız olmasına neden olabiliyor.'
Dr. Mehmet Yavuz, anne babalara şu önerilerde bulundu; 'Kötü karne nedeniyle çocukları ders kampına almak, tatile götürmemek gibi yöntemlerle cezalandırmak; çocuğu derslerden daha çok soğutabileceği gibi, motivasyonunun kırılmasına da neden olabilir. Anne babalar çocuğun üzerinde baskı oluşturacak cezalar uygulamak yerine, kötü karnenin nedenlerini araştırmalı ve çocuğun psikolojisi hakkında gözlem yapmalıdır. Gerekirse uzman bir hekimden yardım alınmalıdır.'
KARNEDEKİ BAŞARISIZLIKLAR ÖNEMSENMELİ
Karnede zayıf derslerin olmasının, ders başarısının dışında psikolojik kökenli pek çok neden olabilir. Ailede yaşanan sorunlar, çocuğun kendine ait bir çalışma odasının olmaması, arkadaş çevresi, öğretmen öğrenci ilişkisi, dikkat eksikliği, öğrenme güçlüğü ve depresyon gibi sorunlar kötü karnenin nedenleri arasında yer alabilir.
Öğrencinin gelişim sürecinde olması, ders başarısını düşürürken algılarının başka yönlere kaymasına sebep olabilir. Çünkü öğrenci, bu süreçte kendini tanımaya ve biyolojik olarak benimsemeye çalışır. Çevresi ile iletişim halinde olduğu için derslere olan ilgisi de azalmış olabilir. Aileler bu dönemde karnedeki zayıf notların nedenlerini öğrenmeye odaklanmalı, aşırı tepki vermekten kaçınmalıdır.
Karne sendromuna karşı alınması gereken başlıca önlemle; İlk olarak karnedeki başarısızlığının nedenleri üzerine düşünülmelidir. Bu konuda, okuldaki rehber öğretmenle ya da bir uzmanla çeşitli metotlar geliştirerek öğrencinin başarı düzeyini artırmaya odaklanılmalıdır. Aileler çocukları karşısında iyi bir dinleyici olmalıdır. Aileler çocuklarına kendi başlarına birey olduklarını hissettirmeli ve yaşadığı sorunları küçümsememelidir. Çocukların karnesi başka çocuklarınkiyle kıyaslanmamalıdır. Bu durum çocuğu rencide ederek, aileden ve okuldan uzaklaşmasına yol açar. Baskıcı davranışlar sergilenmemelidir. Böylece çocuğun derslerindeki başarının daha da düşmesi, depresyona girmesi engellenebilir. Çocukların yeteneklerini keşfetmelerine yardımcı olunmalıdır ve çocuklar bu yetenekleri doğrultusunda yönlendirilmelidir. Çocuklar eleştirilirken yapıcı olmaya çalışılmalı, kötü olan dersler için de motive edici aktiviteler geliştirilmelidir. Çocukların başarısızlığını yüzüne vurmak yerine, ailenin ona inandığı gösterilmeli ve çocuk başarılı olacağına ikna edilmelidir. İyi bir karne getiren öğrenciyi ödüllendirirken abartıdan uzak durulmalıdır. Çocuğun büyük hediyeler için değil, geleceği için çalışmasını sağlanmalıdır. Ayrıca hediyelerin, okul başarısına katkı sağlayacak objeler arasından seçilmesine de özen gösterilmelidir.'
Reem Nöropsikiyatri Merkezi'nden Uzm. Dr. Mehmet Yavuz, 'Karneler, çocukların derslerdeki başarıları ve davranışlarıyla ilgili bilgiler içeren bir belge olarak, pek çok aile tarafından önemli görülüyor. Ebeveynler çocukları için bazı beklentiler içine girerken, çocuklar da yaz tatillerinin stressiz geçmesini istiyor. Ailelerinin beklentilerini karşılamak isteyen, karne nedeniyle sorun yaşamak istemeyen çocuklar, karne sendromu yaşayarak kendilerini baskı altında hissedebiliyor' diye konuştu.
ZAYIF KARNEYE VERİLEN TEPKİLER ÇOCUKLARIN PSİKOLOJİSİNDE BELİRLEYİCİ OLUYOR
Karnenin, çocuğun psikolojik durumunun dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten Dr. Yavuz, 'Anne ve babaların zayıf bir karne karşında göstereceği tavırlar, çocuğun hem eğitim yaşantısını hem de psikolojisini etkisi altına alır. Öğrencilerin başarısız olduğu dersler karşısında ailenin vereceği tepkilerden korkması ve psikolojik olarak etkilenmesi olan karne sendromu, çocukların bu dönemde şaşkınlık, korku ve endişe nedeniyle depresif davranışlar sergilemesiyle sonuçlanabilir. Yoğun endişe yaşayan çocuklar, aileden ve okuldan uzaklaşabilir. Zayıf bir karnenin sorumluğu sadece öğrenciye yüklenmemelidir, çünkü çocuğun okuldaki başarısı aileden aldığı eğitime de paraleldir' diye konuştu.
EN SIK YAPILAN HATALARDAN BİRİ: YAZ TATİLİ CEZALARI
Reem Nöropsikiyatri Merkezi'nden Uzm. Dr. Mehmet Yavuz, açıklamasını şöyle sürdürdü;
'Çocuklarının yeniden kötü karne almasına engel olmak isteyen pek çok anne baba, çocukları için sıkı bir ders programı hazırlayıp, çocuklarını yoğun programlı kurslara göndererek karne sorununu çözebileceklerini düşünüyor. Hlbuki bu durum, çocuğun kendisini yoğun baskı altında hissederek, derslerden daha çok soğumasına ve başarısız olmasına neden olabiliyor.'
Dr. Mehmet Yavuz, anne babalara şu önerilerde bulundu; 'Kötü karne nedeniyle çocukları ders kampına almak, tatile götürmemek gibi yöntemlerle cezalandırmak; çocuğu derslerden daha çok soğutabileceği gibi, motivasyonunun kırılmasına da neden olabilir. Anne babalar çocuğun üzerinde baskı oluşturacak cezalar uygulamak yerine, kötü karnenin nedenlerini araştırmalı ve çocuğun psikolojisi hakkında gözlem yapmalıdır. Gerekirse uzman bir hekimden yardım alınmalıdır.'
KARNEDEKİ BAŞARISIZLIKLAR ÖNEMSENMELİ
Karnede zayıf derslerin olmasının, ders başarısının dışında psikolojik kökenli pek çok neden olabilir. Ailede yaşanan sorunlar, çocuğun kendine ait bir çalışma odasının olmaması, arkadaş çevresi, öğretmen öğrenci ilişkisi, dikkat eksikliği, öğrenme güçlüğü ve depresyon gibi sorunlar kötü karnenin nedenleri arasında yer alabilir.
Öğrencinin gelişim sürecinde olması, ders başarısını düşürürken algılarının başka yönlere kaymasına sebep olabilir. Çünkü öğrenci, bu süreçte kendini tanımaya ve biyolojik olarak benimsemeye çalışır. Çevresi ile iletişim halinde olduğu için derslere olan ilgisi de azalmış olabilir. Aileler bu dönemde karnedeki zayıf notların nedenlerini öğrenmeye odaklanmalı, aşırı tepki vermekten kaçınmalıdır.
Karne sendromuna karşı alınması gereken başlıca önlemle; İlk olarak karnedeki başarısızlığının nedenleri üzerine düşünülmelidir. Bu konuda, okuldaki rehber öğretmenle ya da bir uzmanla çeşitli metotlar geliştirerek öğrencinin başarı düzeyini artırmaya odaklanılmalıdır. Aileler çocukları karşısında iyi bir dinleyici olmalıdır. Aileler çocuklarına kendi başlarına birey olduklarını hissettirmeli ve yaşadığı sorunları küçümsememelidir. Çocukların karnesi başka çocuklarınkiyle kıyaslanmamalıdır. Bu durum çocuğu rencide ederek, aileden ve okuldan uzaklaşmasına yol açar. Baskıcı davranışlar sergilenmemelidir. Böylece çocuğun derslerindeki başarının daha da düşmesi, depresyona girmesi engellenebilir. Çocukların yeteneklerini keşfetmelerine yardımcı olunmalıdır ve çocuklar bu yetenekleri doğrultusunda yönlendirilmelidir. Çocuklar eleştirilirken yapıcı olmaya çalışılmalı, kötü olan dersler için de motive edici aktiviteler geliştirilmelidir. Çocukların başarısızlığını yüzüne vurmak yerine, ailenin ona inandığı gösterilmeli ve çocuk başarılı olacağına ikna edilmelidir. İyi bir karne getiren öğrenciyi ödüllendirirken abartıdan uzak durulmalıdır. Çocuğun büyük hediyeler için değil, geleceği için çalışmasını sağlanmalıdır. Ayrıca hediyelerin, okul başarısına katkı sağlayacak objeler arasından seçilmesine de özen gösterilmelidir.'