Fazla endişeli olmaya dikkat
Endişenin, kuşku ve korkuyla karışık, kaygılı düşünceler olduğunu belirten Yrd.Doç.Dr. Rıdvan Üney, fazla endişeli olmanın psikolojiyi bozduğunu söyledi.
Endişenin, kuşku ve korkuyla karışık, kaygılı düşünceler olduğunu belirten Yrd.Doç.Dr. Rıdvan Üney, fazla endişeli olmanın psikolojiyi bozduğunu söyledi.
Nişantaşı Psikiyatri Merkezinden Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney, 'Endişelerin insanı hayatta tutan, ayakta kalmayı, sağlığı korumayı, yakınların başına bir şey gelmesini engellememizi sağlayan koruyucu düşüncelerdir. Endişelerimiz bizi hayatta tutar. Hiç bilmediğimiz bir yere gittiğimizde etrafta veya yerde bize zarar gelebilecek bir şey var mı diye kontrol ederiz. Daha dikkatli davranırız ve bu sayede bu yeni yerde tehlikeli bir durum varsa bunu kendi adımıza zarar görmeden engellemiş oluruz. Endişelerimiz ayakta kalmamızı sağlar. İşimizle ilgili çalışmalarımızı ve tedbirlerimizi alarak gelecekte olası bir işsizlik, ekonomik sorunlar gibi zorlukların oluşmasını engelleriz. Endişelerimiz sağlığımız korumamızı sağlar. Soğuk havalarda sıkı giyinmek, sıcak havalarda daha gevşek ve rahat giyinmek, aralıklı check-up yaptırmak olası sağlık sorunlarını yaşamamızı engeller. Belki de aldığımız sağlık tedbirleri sayesinde daha kaliteli ve daha uzun bir yaşam sürmemizi sağlar' dedi.
Endişelerin kişinin yakınlarının başına bir şey gelmesini engellediğini söyleyen Yrd.Doç.Dr. Rıdvan Üney, 'Çocuklarımıza verdiğimiz öğütler, kalabalık bir yerde dolaşırken yakınlarımızın cüzdan ve çantasını kontrol etmesini istemek onların olası bir sorun yaşamasını engellemeyi amaçlar. Bahsettiğim bu durumlarda çabuk kararlar verip, gerekli tedbirleri almamız hem endişelerimizi azaltır hem de sorunları engeller. Günümüzde yoğun çalışma temposu, artan güvenlik sorunları, trafikteki olumsuzluklar, her gün yeni bilgilere ulaşmak, ekonomik sorunlar bize yeni stresler ve yeni endişeler yüklemektedir. Ve de her yeni durum için yeni kararlar ve yeni tedbirler almamızı gerektirmektedir. İnsanlar daha güvenli olsun diye daha güvenlikli sitelerde oturmayı, daha güvenli araçları tercih etmeyi, gelecek endişesiyle birlikte çocuklarımızı daha iyi ve daha pahalı özel okullarda okutmayı sağlamak için daha fazla güç ve enerji sarf etmek durumundadırlar. Cep telefonların hızla yaygınlaşmasının nedeni birisinden çabucak ve kolayca haber almamızı sağlayarak onlarla ilgili endişelerimizi azaltmak içindir. Yani endişelerimiz hayatımıza, bilime teknolojiye bir anlamda yön vermektedir. İnsanlar bu endişelerini ortadan kaldırmak için daha fazla harcama yapmak zorunda kalırlar. Bu da bütçelerini daha fazla zorlar ve doğal olarak bu da ekonomik endişelerini artırır. Gene ilginç olarak bu da daha fazla para kazanmak için daha fazla çalışmayı gerektirir. Bu da kişinin kendi performansını sorgulamasını getirir ki yeterlilikle ilgili endişeler başlar' ifadelerini kaydetti.
'Günümüzde görüldüğü gibi, endişe endişeyi doğurur o da bizi endişe sarmalına sokar. Peki bu endişelerimizi gerçekçi olanlarla aşırı olanlardan ayırt edebiliriz' diyen Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney endişe bozukluğu belirtileri ve aşırı endişelerle nasıl baş edilebileceği konusunda şunları söyledi:
'Burada ortayı bulmak önemlidir. En basit haliyle cadde de karşıdan karşıya geçerken bir araç bize zarar vermesin diye sağımıza solumuza bakarız. Bu doğaldır. Ancak sağa sola bakmaktan karşıya geçemiyorsak bu gerçekten fazla ve aşırı endişe göstergesidir. Bu örnekten hareketle nedir bu aşırın endişe belirtileri? Endişelerimiz karar vermemizi engelliyorsa, sürekli gergin hissetmemize neden oluyorsa, karşımızdakini sıkıcı bir şekilde kontrol etmemize sebep oluyorsa, kontrollerimiz sürekli ve durumun gerektirdiğinden fazlaysa, yakınlarımız artık bizi ikaz ediyorsa, dikkatimiz bozulmuşsa, konsantrasyon sorunları yaşıyorsak, sinirliysek, gün içerisinde sürekli kötü bir haber gelecekmiş gibi bir his yaşıyorsak, uykuya dalmamız ve sürdürmemizle ilgili sorunlar yaşıyorsak, daha çabuk yoruluyorsak veya sürekli yorgun hissediyorsak, irkilmelerimiz artmışsa, gece kalkıp yakınlarımızı kontrol ediyorsak, kaslarımız sürekli gerginse ve masaja ihtiyaç duyuyorsak, bazen hiçbir neden yokken de endişeliysek, bunlardan kurtulmak için egzersiz yapmamıza, yürüyüşe çıkmamıza ve hobilerimizle ilgilenmemize rağmen çok da sonuç değişmiyorsa, artık müdahale gerektirir bir duruma gelmiştir. Bu belirtiler endişe bozukluğu belirtileridir. Dolayısıyla artık bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Bir psikiyatristte başvurmak ve bu konuda yardım almak bozulmuş olan bu yaşam kalitenizin tekrar eski ve sağlıklı hale dönmesini sağlayabilir.'
Nişantaşı Psikiyatri Merkezinden Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney, 'Endişelerin insanı hayatta tutan, ayakta kalmayı, sağlığı korumayı, yakınların başına bir şey gelmesini engellememizi sağlayan koruyucu düşüncelerdir. Endişelerimiz bizi hayatta tutar. Hiç bilmediğimiz bir yere gittiğimizde etrafta veya yerde bize zarar gelebilecek bir şey var mı diye kontrol ederiz. Daha dikkatli davranırız ve bu sayede bu yeni yerde tehlikeli bir durum varsa bunu kendi adımıza zarar görmeden engellemiş oluruz. Endişelerimiz ayakta kalmamızı sağlar. İşimizle ilgili çalışmalarımızı ve tedbirlerimizi alarak gelecekte olası bir işsizlik, ekonomik sorunlar gibi zorlukların oluşmasını engelleriz. Endişelerimiz sağlığımız korumamızı sağlar. Soğuk havalarda sıkı giyinmek, sıcak havalarda daha gevşek ve rahat giyinmek, aralıklı check-up yaptırmak olası sağlık sorunlarını yaşamamızı engeller. Belki de aldığımız sağlık tedbirleri sayesinde daha kaliteli ve daha uzun bir yaşam sürmemizi sağlar' dedi.
Endişelerin kişinin yakınlarının başına bir şey gelmesini engellediğini söyleyen Yrd.Doç.Dr. Rıdvan Üney, 'Çocuklarımıza verdiğimiz öğütler, kalabalık bir yerde dolaşırken yakınlarımızın cüzdan ve çantasını kontrol etmesini istemek onların olası bir sorun yaşamasını engellemeyi amaçlar. Bahsettiğim bu durumlarda çabuk kararlar verip, gerekli tedbirleri almamız hem endişelerimizi azaltır hem de sorunları engeller. Günümüzde yoğun çalışma temposu, artan güvenlik sorunları, trafikteki olumsuzluklar, her gün yeni bilgilere ulaşmak, ekonomik sorunlar bize yeni stresler ve yeni endişeler yüklemektedir. Ve de her yeni durum için yeni kararlar ve yeni tedbirler almamızı gerektirmektedir. İnsanlar daha güvenli olsun diye daha güvenlikli sitelerde oturmayı, daha güvenli araçları tercih etmeyi, gelecek endişesiyle birlikte çocuklarımızı daha iyi ve daha pahalı özel okullarda okutmayı sağlamak için daha fazla güç ve enerji sarf etmek durumundadırlar. Cep telefonların hızla yaygınlaşmasının nedeni birisinden çabucak ve kolayca haber almamızı sağlayarak onlarla ilgili endişelerimizi azaltmak içindir. Yani endişelerimiz hayatımıza, bilime teknolojiye bir anlamda yön vermektedir. İnsanlar bu endişelerini ortadan kaldırmak için daha fazla harcama yapmak zorunda kalırlar. Bu da bütçelerini daha fazla zorlar ve doğal olarak bu da ekonomik endişelerini artırır. Gene ilginç olarak bu da daha fazla para kazanmak için daha fazla çalışmayı gerektirir. Bu da kişinin kendi performansını sorgulamasını getirir ki yeterlilikle ilgili endişeler başlar' ifadelerini kaydetti.
'Günümüzde görüldüğü gibi, endişe endişeyi doğurur o da bizi endişe sarmalına sokar. Peki bu endişelerimizi gerçekçi olanlarla aşırı olanlardan ayırt edebiliriz' diyen Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney endişe bozukluğu belirtileri ve aşırı endişelerle nasıl baş edilebileceği konusunda şunları söyledi:
'Burada ortayı bulmak önemlidir. En basit haliyle cadde de karşıdan karşıya geçerken bir araç bize zarar vermesin diye sağımıza solumuza bakarız. Bu doğaldır. Ancak sağa sola bakmaktan karşıya geçemiyorsak bu gerçekten fazla ve aşırı endişe göstergesidir. Bu örnekten hareketle nedir bu aşırın endişe belirtileri? Endişelerimiz karar vermemizi engelliyorsa, sürekli gergin hissetmemize neden oluyorsa, karşımızdakini sıkıcı bir şekilde kontrol etmemize sebep oluyorsa, kontrollerimiz sürekli ve durumun gerektirdiğinden fazlaysa, yakınlarımız artık bizi ikaz ediyorsa, dikkatimiz bozulmuşsa, konsantrasyon sorunları yaşıyorsak, sinirliysek, gün içerisinde sürekli kötü bir haber gelecekmiş gibi bir his yaşıyorsak, uykuya dalmamız ve sürdürmemizle ilgili sorunlar yaşıyorsak, daha çabuk yoruluyorsak veya sürekli yorgun hissediyorsak, irkilmelerimiz artmışsa, gece kalkıp yakınlarımızı kontrol ediyorsak, kaslarımız sürekli gerginse ve masaja ihtiyaç duyuyorsak, bazen hiçbir neden yokken de endişeliysek, bunlardan kurtulmak için egzersiz yapmamıza, yürüyüşe çıkmamıza ve hobilerimizle ilgilenmemize rağmen çok da sonuç değişmiyorsa, artık müdahale gerektirir bir duruma gelmiştir. Bu belirtiler endişe bozukluğu belirtileridir. Dolayısıyla artık bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Bir psikiyatristte başvurmak ve bu konuda yardım almak bozulmuş olan bu yaşam kalitenizin tekrar eski ve sağlıklı hale dönmesini sağlayabilir.'