Geleceğin şampiyonları Sultansuyunda yetişiyor

Osmanlı döneminde Sultansuyu Çiftlikatu Hümayun adı ile kurularak, ordunun binek at, keçe ve yapağı gibi hayvansal ürün ihtiyaçlarını karşılayan Malatya Sultansuyu Harası'nda 90 yeni şampiyon adayı dünyaya geldi.

TAKİP ET
Osmanlı döneminde 'Sultansuyu Çiftlikatu Hümayun' adı ile kurularak, ordunun binek at, keçe ve yapağı gibi hayvansal ürün ihtiyaçlarını karşılayan Malatya Sultansuyu Harası'nda 90 yeni şampiyon adayı dünyaya geldi.

Yarış atlarının yetiştirildiği Türkiye'nin en büyük, Avrupa'nın sayılı pansiyoner haralarından Sultansuyu Harası'nda bugünlerde geleceğin şampiyon adayı tayların doğum heyecanı yaşanıyor. Geçmişinde şampiyonluklar bulunan safkan Arap atı ve kısraklarının çiftleştirilmeleriyle son bir ayda doğan 90 tay anneleriyle padokları doldurmaya başlarken, tayların sayısının Nisan sonuna kadar 110'u bulması bekleniyor. Sultansuyu Tarım İşletmeleri Müdürü Ahmet Karakeçe, yaptığı açıklamada, işletmenin at yetiştiriciliğinde Türkiye'nin önemli merkezlerinden biri olduğunu, atların her birine özenle bakıldığını söyledi.



'90'ı doğumu yaptı 45 erkek, 45 dişi'

Şu ana kadar 45 dişi, 45'te erkek olmak üzere toplam 90 doğumun gerçekleştiğini belirten Karakeçe, 'Gerçekten atlar için en yoğun sezonlarından biri olan tay doğumları gerçekleşiyor ve bunun akabinde de doğumlarla birlikte sıfatlarımız oluyor. Toplam 110 gebe kısrağımız vardı, bunlardan 90'ı doğumu yaptı, 45 erkek, 45 dişi olarak. İnşallah 20 kısrağımız daha doğum yapacak. Bu artık seyrekleşti yani bu 3 ay içerisinde 90 doğdu ama bu iki aylık süre içerisinde 20 tayımızı daha alacağız. Bunları yetiştirip meraklılarına, yarışçılık camiasına kazandırmaya çalışacağız' dedi.



'Şampiyonlarımızın sayılarını artırabiliriz'

Müdür Ahmet Karakeçe, amaçlarının şampiyon at sayısını arttırmak olduğunu da belirterek, sözlerine şöyle devam etti:

'1928, 30'lu yıllarda ülkemize Irak'tan ve Suriye'den Şam ve Bağdat'tan Arap atları getirilmiş ve TİGEM bünyesinde Karacabey Tarım İşletmesi, Anadolu Tarım İşletmesinin yanı sıra Sultansuyu Tarım İşletmesi'nde Baba Seklavi aygırlarının babası olarak veya taylarının babası olarak başlamış Karacabey'de Baba Kuruluş, baba saat veya Anadolu'da baba Saffet diye işletmemizde de Baba Seklavi bu soyun başlangıcında rol almıştı. Tabi bizim işletmemizin bir avantajı var, gerçekten bulunduğumuz bölge itibariyle Karacabey'e göre biraz daha şanslıyız. Çünkü rakım olarak biraz daha yüksek bir yerdeyiz ve atlarımızın gezinebileceği meralar bir nebze de olsa düzenlersek, gerçekten şuanda halihazır durumda. Şampiyon taylarımız zaten var, bu şampiyonlarımızın sayılarını artırabiliriz. İleriki dönemlerde yarışları takip ediyoruz gene işletmemizin yaşlı aygır kadrosuna bir veya iki tane daha takviye şampiyon katarsak buranın geleceği inşallah illerde daha parlak olacak.'



'Gerçekten kendi çocukları gibi'

Karakeçe, tayların doğumdan sonra hummalı bir bakıma alındığını belirterek, 'Gerçekten doğumlarda gerek veteriner ve hekim teknisyen arkadaşlarımız, işçilerimiz olsun performanslarını iki katına çıkarıyorlar. Kısraklarımız günde iki defa sabahın 5'inde ve öğlen 1'de olmak üzere, bunları yemliyoruz, havalarının güzel olduğu dönemde, taylarıyla birlikte dışarıya çıkarıyoruz. Doğumla birlikte o taylarının ihtimamı gerekiyor. Özellikle birinci aydan itibaren onların her gün belki günde iki veya üç kere vücut ısılar alınıyor. Özellikle taylarda baş belası olarak bilinen yüksek ateşli olarak bilinen hastalık var onunla mücadele ediyoruz. Oradaki çalışanlarımız gerçekten kendi çocukları gibi, her gün onların tımarı olsun, temizliği olsun beslemesi olsun, vücut ısılarının alınması olsun birçok yoğun işlerle uğraşıyorlar. Emeklerine sağlık diyoruz' diye konuştu.

Bakmadan Geçme