İçişleri Bakan Yardımcısı Öztürk: 'Terör örgütünü kırsaldan ve şehirden söktük attık'
İçişleri Bakan Yardımcısı Sebahattin Öztürk, 2015 yılının Temmuz ayından itibaren başlatılan mücadele ile terör örgütünün hem kırsaldan hem de şehirlerden sökülüp atıldığını açıkladı.
İçişleri Bakan Yardımcısı Sebahattin Öztürk, 2015 yılının Temmuz ayından itibaren başlatılan mücadele ile terör örgütünün hem kırsaldan hem de şehirlerden sökülüp atıldığını açıkladı.
İçişleri Bakan Yardımcısı Sebahattin Öztürk beraberinde MEBS Başkanı Tuğgeneral Engin Çırakoğlu ve Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Akdeniz ile birlikte geldiği Adıyaman'da korucu başları, kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşu başkanlarıyla güvenlik toplantısı yaptı.
Türkiye Petrolleri Kültür Merkezi salonunda gerçekleşen toplantıda konuşan İçişleri Bakan Yardımcısı Öztürk, ülkemizin bulunduğu coğrafyanın zor bir coğrafya olduğunu ve sürekli bir mücadele yaşandığını vurguladı.
Terör örgütünün ülkemizin kent ve kırsalından sökülüp atıldığını kaydeden Öztürk, 'Bölücü terör ile 33 yıldır mücadele ediyoruz. Dünyanın en vahşi, en gaddar, en marksist terör örgütü ile mücadele ediyoruz. Bu örgütle mücadelede, bölge halkıyla beraber 40 bine yakın kayıp vermişiz. Zarar en çok Güneydoğu Anadolu insanlarına vermiştir. Bu canavar örgütle mücadele etmek kolay bir şey değil. İnişli çıkışlı mücadele zamanları oldu. Kısmi zamanlı çözüm süreci gibi dönemler yaşandı. Bu daha az kan aksın diye denendi ama örgüt her seferinde yeniden sabotajlar, saldırılar yaptı. 2015 yılının 7 Haziran'ında seçimler oldu. Bu seçimde örgüt halka baskı yaptı. Halkımızın büyük bir kısmının iradesi sandığa yansımadı. 20 Temmuz 2015'te süreç sonrasında ilk şehidi Adıyaman verdi. 22 Temmuz'da da Şanlıurfa Ceylanpınar'da da 2 polisimiz şehit oldu. Bu acıları yaşadıktan sonra hükümetimiz terör örgütüne en ufak bir şans vermeme ve mücadelenin onların anladığı dilden verilmesi kanaati hasıl oldu. Örgüt kendince yargılamalar yapıldı, tehditler, vergilendirmeler yaptı, hendek ve barikat siyaseti herkesin gözü önünde devlete paralel bir devletmiş gibi sürdürdü. 2015 Temmuzunda var olan o havanın tamamını çok şükür ortadan kaldırdık. Bunu milletimizin desteği ile yaptık. Devletlerin gücü tankı topu değildir, milletinin gücüdür. Kırsallarda, şehirlerde var olan bütün üslerini yok ettik. O günden beri 900'e yakın şehit verdik. Biz 1 buçuk sene içerisinde büyük başarılara imza attık. Örgütü kırsaldan ve şehirden söktük attık. Asla bir daha hakimiyetin onlara geçmesine müsaade etmeyeceğiz. Kırsalda da, kentlerde de 2017 yılında hazırlıklarımız tamamlandı. Geçen seneden daha iyi sonuçları bu yıl alacağımıza inanıyorum' dedi.
Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı gibi 15 Temmuz'da da Türk milletinin demokrasi, hukuk ve milli iradesine sahip çıkmasının test edildiğini dile getiren Öztürk, 'Milletimiz kendi iradesine, kendi düşüncesine, hürriyetine özgürlüğüne ne kadar düşkün olduğunu 15 Temmuz'da bir kez daha gösterdi. Kendi iradesini almak isteyenlere karşı tüm kesimleriyle herkese gösterdik. Batılı ülkelerin bizi takdir etmeleri gerekirken, bizi şaşkınlıkla bu başarımızı görmemezlikten geldiler. Takdir etmek yerine tam tersine terör örgütlerine kol kanat geldiler' ifadelerini kullandı.
Suriyeli sığınmacılara bugüne kadar ülkemizin 25 milyar dolar harcadığını ifade eden Bakan Yardımcısı Öztürk, 'Bugün dünyanın en çok kaynayan ülkesi olan Irak ve Suriye ile bin 400 kilometre sınırımız var. Daha önceden derinlemesine sınır ayrımı yapmadığımız için, aldığımız tedbirler yetersizdi. Şimdi çok şükür onları gidermeye çalışıyoruz. Oralarda meydana gelen güvenlik olayları bizi etkiliyor. Suriye'de 12-13 milyon yerinden edildi, bunun 3 milyonu biz misafir ettik. Bunu bizim gibi bir ülke dışında bir ülkenin yapabilmesi mümkün değil. 25 milyar dolara yakın halkımızın ve devletimizin yaptığı masraf var. Biz o kardeşlerimizi bağrımıza basmak zorundayız' diye konuştu.
Adıyaman Valisi Abdullah Erin ise yaptığı açılış konuşmasında Adıyaman'da yaşayan insanların kardeşçe yaşadığını dikkat çekerek, 'Alevi'si-Sünni'si, Türk'ü-Kürt'ü ve Süryani'siyle örnek olan Adıyaman'a daha da ileri götürmenin kararlılığındayız. Devlet millet ayrımının kesinlikle olmadığı, devletin yöneticilerin milletin emrinde olduğu, mesai mefhumu olmadan çalışacağız. Önümüzdeki referandum var. Gerekli önlemleri aldık. Adıyaman'ımızda inşallah huzur içerisinde, milletin iradesini tamamen özgür bir şekilde sandığa yansıyacağı her türlü tedbiri almış durumdayız' dedi.
İçişleri Bakan Yardımcısı Sebahattin Öztürk beraberinde MEBS Başkanı Tuğgeneral Engin Çırakoğlu ve Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Akdeniz ile birlikte geldiği Adıyaman'da korucu başları, kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşu başkanlarıyla güvenlik toplantısı yaptı.
Türkiye Petrolleri Kültür Merkezi salonunda gerçekleşen toplantıda konuşan İçişleri Bakan Yardımcısı Öztürk, ülkemizin bulunduğu coğrafyanın zor bir coğrafya olduğunu ve sürekli bir mücadele yaşandığını vurguladı.
Terör örgütünün ülkemizin kent ve kırsalından sökülüp atıldığını kaydeden Öztürk, 'Bölücü terör ile 33 yıldır mücadele ediyoruz. Dünyanın en vahşi, en gaddar, en marksist terör örgütü ile mücadele ediyoruz. Bu örgütle mücadelede, bölge halkıyla beraber 40 bine yakın kayıp vermişiz. Zarar en çok Güneydoğu Anadolu insanlarına vermiştir. Bu canavar örgütle mücadele etmek kolay bir şey değil. İnişli çıkışlı mücadele zamanları oldu. Kısmi zamanlı çözüm süreci gibi dönemler yaşandı. Bu daha az kan aksın diye denendi ama örgüt her seferinde yeniden sabotajlar, saldırılar yaptı. 2015 yılının 7 Haziran'ında seçimler oldu. Bu seçimde örgüt halka baskı yaptı. Halkımızın büyük bir kısmının iradesi sandığa yansımadı. 20 Temmuz 2015'te süreç sonrasında ilk şehidi Adıyaman verdi. 22 Temmuz'da da Şanlıurfa Ceylanpınar'da da 2 polisimiz şehit oldu. Bu acıları yaşadıktan sonra hükümetimiz terör örgütüne en ufak bir şans vermeme ve mücadelenin onların anladığı dilden verilmesi kanaati hasıl oldu. Örgüt kendince yargılamalar yapıldı, tehditler, vergilendirmeler yaptı, hendek ve barikat siyaseti herkesin gözü önünde devlete paralel bir devletmiş gibi sürdürdü. 2015 Temmuzunda var olan o havanın tamamını çok şükür ortadan kaldırdık. Bunu milletimizin desteği ile yaptık. Devletlerin gücü tankı topu değildir, milletinin gücüdür. Kırsallarda, şehirlerde var olan bütün üslerini yok ettik. O günden beri 900'e yakın şehit verdik. Biz 1 buçuk sene içerisinde büyük başarılara imza attık. Örgütü kırsaldan ve şehirden söktük attık. Asla bir daha hakimiyetin onlara geçmesine müsaade etmeyeceğiz. Kırsalda da, kentlerde de 2017 yılında hazırlıklarımız tamamlandı. Geçen seneden daha iyi sonuçları bu yıl alacağımıza inanıyorum' dedi.
Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı gibi 15 Temmuz'da da Türk milletinin demokrasi, hukuk ve milli iradesine sahip çıkmasının test edildiğini dile getiren Öztürk, 'Milletimiz kendi iradesine, kendi düşüncesine, hürriyetine özgürlüğüne ne kadar düşkün olduğunu 15 Temmuz'da bir kez daha gösterdi. Kendi iradesini almak isteyenlere karşı tüm kesimleriyle herkese gösterdik. Batılı ülkelerin bizi takdir etmeleri gerekirken, bizi şaşkınlıkla bu başarımızı görmemezlikten geldiler. Takdir etmek yerine tam tersine terör örgütlerine kol kanat geldiler' ifadelerini kullandı.
Suriyeli sığınmacılara bugüne kadar ülkemizin 25 milyar dolar harcadığını ifade eden Bakan Yardımcısı Öztürk, 'Bugün dünyanın en çok kaynayan ülkesi olan Irak ve Suriye ile bin 400 kilometre sınırımız var. Daha önceden derinlemesine sınır ayrımı yapmadığımız için, aldığımız tedbirler yetersizdi. Şimdi çok şükür onları gidermeye çalışıyoruz. Oralarda meydana gelen güvenlik olayları bizi etkiliyor. Suriye'de 12-13 milyon yerinden edildi, bunun 3 milyonu biz misafir ettik. Bunu bizim gibi bir ülke dışında bir ülkenin yapabilmesi mümkün değil. 25 milyar dolara yakın halkımızın ve devletimizin yaptığı masraf var. Biz o kardeşlerimizi bağrımıza basmak zorundayız' diye konuştu.
Adıyaman Valisi Abdullah Erin ise yaptığı açılış konuşmasında Adıyaman'da yaşayan insanların kardeşçe yaşadığını dikkat çekerek, 'Alevi'si-Sünni'si, Türk'ü-Kürt'ü ve Süryani'siyle örnek olan Adıyaman'a daha da ileri götürmenin kararlılığındayız. Devlet millet ayrımının kesinlikle olmadığı, devletin yöneticilerin milletin emrinde olduğu, mesai mefhumu olmadan çalışacağız. Önümüzdeki referandum var. Gerekli önlemleri aldık. Adıyaman'ımızda inşallah huzur içerisinde, milletin iradesini tamamen özgür bir şekilde sandığa yansıyacağı her türlü tedbiri almış durumdayız' dedi.