'İnsanımızı enflasyona ezdirmedik'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmeden yediğimiz her lokma bize zehirdir' dedi.
Giresun'daki toplu açılış töreninde konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye 2 asırlık kalkınma mücadelesinin en önemli safhalarından birinden geçtiğini söyledi. Erdoğan “Bu 2 asır boyunca ülkemizi hak ettiği demokrasi ve ekonomisi seviyesinin gerisinde bırakmak için oynana oyunlar yüzünden milletçe başımıza gelmedik şey kalmadı. Koskoca Osmanlı'yı bu sebeple yıktılar. Bin bir zahmet ve fedakarlıkla kurduğumuz Cumhuriyetimizi kadük bırakmak için her yolu denediler. Tek parti faşizminden vesayet gölgesine darbelerden terör örgütlerinde kadar kullanmadık araç bırakmadılar. Milletimiz o eşşiz ferasetiyle her defasında bu tuzakları gördü ve bozmayı bildi.
Rahmetli Menderes'ten rahmetli Özal'a kadar nice siyaset ve devlet adamına verilen büyük desteğin gerisinde bu anlayış vardır. AK Parti'nin kuruluşu, iktidara gelişi 20. yılına erişmesi de milletimizin üzerinde oynanan oyunlara verdiği en esaslı cevaplardan biridir. 20 yıl baktığımızda nice büyük sınamaları aşarak bugünlere geldiğimizi görüyoruz. Özellikle son 10 yılımızda sokakları karıştırmaktan teröre, darbe girişiminden ekonomik tetikçiliklere kadar atlatmadığımız badire kalmadı” diye konuştu.
“Bölgemizdeki ülkelerin önemli bir kısmı maalesef bu sınamaları geçemedi, pek çok devlet paramparça oldu” diyen Erdoğan “İşte şuanda Rusya ile Ukrayna arasındaki gelişmeleri görüyorsunuz. Milyonlarca insan kendi ülkelerinde veya sığındıkları yerde sefalet altında hayatlarını sürdürmeye çalışıyor. Bunların bir kısmına da biz sahip çıktık. Hamdolsun Türkiye olarak bu kararlılık dönemi devletimizin bütünlüğüne de milletimizin birliğine de helal getirmeden geride bıraktık. Şöyle bir etrafımıza ve dünyaya baktığımızda gerçekten şükredecek çok şey olduğunu gördük.
Bu dönemde sıkıntı çekmedik mi ? elbette çektik, bedelleler ödemedik mi? elbette ödedik. Kimi zaman huzurumuz kaçtı, kimi zaman canımız yandı, kimi zaman kanımız döküldü, kimi zaman cebemiz zarar gördü. Terör çok can yaktı. Ama hamdolsun bölgesinde ve dünyada giderek daha çok güçlenen bir devletimiz, geniş bir hak ve özgürlük alanımız, istihdamı ile giderek büyüyen bir ekonomimiz var. Velhasıl geleceğimizi güvenle bakmak için her türlü imkana sahibiz. İstikrar var, güven var. Bu güven ve istikrar bizi dünyada güçlü ülkeler arasında yerleştirdi” şeklinde konuştu.
Türkiye'yi başka türlü istedikleri yere çekemeyecekleri görenlerin son yıllarda tüm güçleriyle ekonomiye yüklendiğine dikkat çeken Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hatırlayın güya dünyanın en büyük ülkesinin başındaki kişi eşi benzeri görüşmemiş bir şekilde Türkiye'nin ekonomisini mahvetme tehditleri savururdu. Batılı finans kuruluşları serbest piyasa ekonomisine taban tabana zıt manipülasyonları ekonomimize darbe üstüne darbe vurmaya kalktı. Sınırlarımıza dayanan terör örgütleri de aynı projenin bir parçası olarak üzerimize saldırdı.
Şimdi soruyorum Gabar'da, Cudi'de, Tendürek dağlarında, Besler deresinde nerede o teröristler. Hepsinin mağaralara gömeceğiz dedik ve gömdük. Gömüyoruz. Benim vatandaşım sokaklara çıkamıyordu, şimdi çıkıyor. Niye ? güçlü bir irade var. Terörle mücadelede bir güç var. Yılmadan usanmadan ‘Biz bunların inlerine gireceğiz' dediğimizde bunların bazıları dalgasını geçiyordu. Ama şimdi hepsi süt dökmüş kediye döndü.
Ülkemizdeki kimi çevreler üzüntü ile belirtmek isterim ki bu gavurların değirmenine su taşımak için adeta birbirleriyle yarıştılar. CHP'nin başını çektiği bu kesimler ülkenin ve milletin felaketi üzerinden kendi çıkarlarını inşa etmenin peşine düştüler. Hamdolsun başaramadılar, başaramayacaklar. Cumhur ittifakı olarak bunların üzerine üzerine gidiyoruz. Gitmeye devam edeceğiz. Çünkü yaşadığımız her hadise milletimize bunların gerçek yüzünü gösteriyor.
Dün vesayetin yanında yer alarak demokrasiye ihanet etmişlerdir. Dün terör örgütlerine payandalık yaparak vatanın bütünlüğüne göz dikmişlerdir. Dün darbecilere yağcılık yaparak istikrarımız karartmaya kalkmışlardır. Dün sınır ötesi hareketlerimize karşı çıkarak bekamıza kastetmişlerdir. Dün ekonomimize yönelik tuzaklara destek vererek aşımıza zehir atmayacak niyetlenmişlerdir. Bugün de aynı gaflet, delalet, ihanet çizgisinde yürümeyi sürdürüyorlar.
Yalanla, iftira ile çarpıtma ile gerçekleri gizleyerek hakikatleri ters düz ederek milleti kandıracakları sanıyorlar. Halbuki bunlar daha kendi partilerini yönetmekten acizler. Bunlar kendi belediyelerinden şehirlere hizmet vermekten acizler. Bunları ülkenin milli çıkarını içeride ve dışarıda savunmaktan acizler. Bunlar milleti geleceği için en küçük bir hayal kurmaktan vizyon belirlemekten proje üretmekten acizler. Çünkü bunlar milletimizin ‘ver yiyen, ört yatan, bekle canım çıkmasın' diye tabir ettiği türün mensuplarıdır. Bunun için hiçbir zaman iflah olmamışlardır.”
“Yaşadığınız sıkıntıları, yaptığınız fedakarlıkları, altına girdiğiniz yükleri görmezden gelmiyoruz” diyen Erdoğan “Tam tersine hepsinin farkındayız. Hepsini de yakından takip ediyoruz. Hepsinin de çözüm yollarını arıyor. Buluyor ve hayata geçiyoruz. Geçtiğimiz Aralık ayının 20'sine kadar döviz kurunda yaşanan suni dalgalanmanın önünü nasıl kestiğimizi 20 Aralık itibariyle biliyorsunuz. Önce piyasanın kendi dinamikleri içinde bu dalgalanmanın durulmasını bekledik. Baktık bu iş milletimize ciddi zararlar verecek bir duruma doğru gidiyor, hemen tedbirlerimizi aldık. Mekanizmalarımızı kurduk ve kuru tekrar istikrara kavuşturduk.
Enflasyonun sizlerin üzerinde ciddi bir yük haline dönüştüğünü biliyoruz. Görüyoruz, bakın tekrar ediyorum faizle mücadelemizi biliyorsunuz. Faizi indireceğiz ve indiriyoruz. Bilin ki, enflasyondan inecek. Daha düşecek. Asgari ücrette verdiğimiz sözü tuttuk. 4 bin 250 liraya asgari ücreti çıkardık. Memur ve emekli maaşlarına kadar çalışanlarımızın gelirlerinde yaptığımız yüksek oranlı artışlarla insanımızı enflasyona ezdirmedik.
Bizim 2 büyük hassasiyetimiz var. Birincisi ülkemizin ve milletimizin güvenliğini sağlamaktır. Çünkü can güvenliğiniz yoksa diğer her şey anlamsız hale gelir. İkinci hassasiyetimiz de insanlarımızın geçim kapısını yani istihdamı ayakta tutmak ve sürekli gelişmektir. Çünkü işiniz ve geliriniz varsa fiyatlar bir parça yükselmişte olsa hayatınızı sürdürebilir, önünüzü ancak görebilirsiniz. Ama işinizi kaybettiğinizde fiyatların yüksekliğinin, düşüklüğünün hiçbir önemi kalmıyor. Çünkü geliriniz tamamen kesiliyor. İşte bu anlayış ile ekonomi programımızı yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve ticaret ile büyüme üzerine bina ettik.
Döviz kuru istikrara kavuşur, enflasyon düşer pahalılık ortadan kalkar bunların hepsi de gelip geçicidir. Ama üretimde, istihdamda, ihracatta yakaladığımız başarılar kalıcıdır. Yapılan her yatırım açılan her üretim ve hizmet tesisi nesiller boyunca ülkemize ve insanlarımıza kazandırmaya devam edecektir. Milletimden bu noktada bizimle beraber bu yolda yürümelerini istiyorum. Nasıl demokrasimizi güvenliğimizi altyapımızı bölgesel ve küresel siyasi gücümüzü iftihar verici bir seviyeye çıkartıysak inşallah yakında ekonomide de benzer bir başarıya hep birlikte imza atacağız. O
rdu-Giresun Havalimanı hiç aklınızdan geçer miydi? Burada böyle denizin üzerinde bir havalimanı yapılacak. Şimdi havalimanı yapıldı. Samsun-Sarp bu sahilde böyle bir otoyol yapıldı. Kim yaptı, biz yaptık. Nerede diğerleri. Onlar laf üretiyor. Biz iş üretiriz. Farkımız bu. Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmeden aldığımız her nefes içtiğimiz her yudum su yediğimiz her lokma bize zehirdir. Ne zaman ki ülkemizi bu hedefimize ulaştıracağız işte o vakit evlatlarımıza 2053 vizyonlarını hayata geçirebilecekleri bir ülkeyi gururla teslim edebiliriz” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, konuşmasının ardından Giresun'da yapılan yatırımların toplu açılış törenini gerçekleştirdi.