Karakoç DÜ'de öğrencilerle buluştu

Karakoç Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Karakoç, Dicle Üniversitesi Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi öğrencilerinin kurduğu Dicle Üniversitesi Yapı Kulübü tarafından düzenlenen 'Kariyer Üzerine' isimli konferansa katıldı.

TAKİP ET
Karakoç Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Karakoç, Dicle Üniversitesi Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi öğrencilerinin kurduğu Dicle Üniversitesi Yapı Kulübü tarafından düzenlenen 'Kariyer Üzerine' isimli konferansa katıldı.

Programın sonunda Dicle Üniversitesi Yapı Kulubü yönetimi kente yaptığı hizmetlerden dolayı Karakoç'a şilt ve plaket verdi. Konferansta öğrencilere hitap eden Ekrem Karakoç, kendisini davet eden öğrencilere teşekkür etti. Karakoç, 'Bu daveti heyecanla ve sevinçle kabul ettim. Çünkü toplum olarak geleceğimiz ve umudumuz sizlersiniz. Yarınların yöneticileri, üretenleri, imar edenleri, istihdam sağlayıcıları sizler olacaksınız. Bu anlamda bizler sizler için ne yaparsak azdır. Sizlerin başarısı toplumun başarısı olacaktır. Ben gençleri ağacın gövdesine benzetiyorum. Ağacın gövdesi sağlam olursa en şiddetli fırtınada bile ağaç sapasağlam ayakta kalır. Siz gençler bu toplumun gövdesisiniz. Sizler sağlam bir eğitim ve bilinçle yetişirseniz inşallah bu ülkenin ve toplumun geleceği emin ellerde olacaktır' dedi.

Konuşmasında öğrencilere nasihat eden Karakoç, iş adamı olarak para kazanmayı düşündüklerini ancak bunu yaparken çok önemli iki hususu da ilke edindiklerini söyledi. Karakoç, 'Bu konuşmamda sizlere hem kendi yaşam felsefemden örnekler vermek hem de naçizane öğütlerde bulunmak istiyorum. Bir iş adamı olarak her insan gibi para kazanmak bizim de düşüncelerimiz arasında yer almaktadır. Ancak çok önemli iki hususu ilke edindik. Üretmek ve istihdam oluşturmak. Bu kentte kazandığımızı bu kentin insanlarına yatırmak. 25 yıllık iş ve ticaret hayatımızda daima üreten olmaya özen gösterdik. Bununla birlikte iş yaptığımız her sektörde toplumun yararına olacak yatırımlara önem verdik, bu vesile ile istihdam alanı oluşturduk. Rahat ve kolay yoldan para kazanmak yerine zorlukları, çoğu zaman kaybetme riskini omuzlayarak üretime ve istihdama yönelik alanlarda iş yaptık. Allah'a binlerce kez şükürler olsun bunda da başarılı olduk. Üretim, turizm ve istihdama yönelik yatırımlardan sonra asıl hayalim olan eğitime yöneldik. Bu kentin, bu bölgenin hatta bu ülkenin gençlerine, çocuklarına borcumuz var. Başta da ifade ettiğim gibi yarınların teminatı olan gençlerimiz ve çocuklarımız için ne kadar imkan oluşturursak azdır. Toplum olarak çok önemli bir eksiğimiz var o da eğitimdir. Bir toplum eğitimde ileri seviyeye ulaşırsa o toplumun geleceği yıldızlar gibi parlak ve önü açık olur. Bir dünya markası olan Bilfen Okulları'nı Diyarbakır'a getirdik. Eğitime ticari alan ve kazanç gözüyle bakmıyoruz. Eğitime yatırım yapmayı bu topluma ve bu halka karşı borç olarak görüyoruz, bunu da gururla ifa ediyoruz. Diyarbakır Bilfen Okulları bünyesinde eğitim ve öğretim gören gençlerimizin, çocuklarımızın modern dünya standartlarında bir eğitim alması için tüm imkanlarımızı seferber ettik. Önümüzdeki dönemlerde eğitim alanında çok daha büyük, çok daha farklı yatırımlarımız da olacak. Bunun için çalışmalarımız devam etmektedir. Hayır ve eğitim hizmetlerinde bir şeye çok dikkat ediyoruz. Bunu bir lütuf olarak değil, bizlere bu kadar olanak veren halkımıza, kentimize karşı vefa borcu olarak görüyoruz. Diyarbakır'da yoksul ve dar gelirli çocukların okuduğu okullara ve Suriye'deki iç savaştan kaçarak kentimize sığınan muhacir çocukların eğitim gördüğü okullara giyim, kırtasiye, spor malzemeleri gibi destekler sunduk. Bunu yaparken empati kültürünü geliştirmeyi de esas aldık. Okulumuzda okuyan çocukların maddi imkanları, destek verdiğimiz okullardaki çocukların olanaklarından daha iyi olduğu için kaynaşma ve empati gelişsin istedik. Eğitimle birlikte spora da büyük önem veriyoruz. Eğitim ve sporu ayrılmaz bir parça olarak görüyorum. Okulumuzda 10'un üzerinde sporcuyu tam bursla yani ücretsiz okutuyoruz. Bunların tamamına yakını çeşitli branşlarda Türkiye ve yurt dışında şampiyonlukları, dereceleri olan sporculardır. Spor kulübü kurduk. Kulübün bünyesinde birçok branştan sporcular olacak. Kendimi bu kente karşı her zaman borçlu ve sorumlu hisseden bir anlayışla hareket ettim. Marka takım yaratmak adına önemli aşama kat eden Amedspor'a sponsor olduk ve yönetimine girdik. Bu kadar yoğun tempo içinde buna zaman ayırmak yorucu oluyor ancak ben bundan zevk alıyorum. Maddi imkanları olmayan engelli kardeşlerimiz başta olmak üzere dezavantajlı sporcu gruplarını kendi imkanlarımızla şampiyonalara gönderiyoruz. Onlar mutlu olunca biz de mutlu oluyoruz' diye konuştu.



'Hayatımızın her alanında Diyarbakır izleri var'

Hayatının her alanında Diyarbakır'ın izleri olduğunu belirten Karakoç, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

'Burada doğduk, burada büyüdük, burada okuduk, burada iş sahibi olduk, burada kazandık ve kazandıklarımızı burada yatırıma dönüştürdük. Burada kazanıp yatırımlarımızı Türkiye'nin batısına kaydırmadık. İnsanlarımıza istihdam ve eğitim olanakları sunmak bize her zaman haz ve mutluluk verdi, vermeye de devam edecektir. Benim gençlerimizden iki önemli ricam var. Birincisi; ülkenizi, kentinizi, halkınızı sevin. Bu şiarla kendinizi yetiştirin ve yaşamınızın bundan sonraki bölümünde de bunu değişmez bir esas olarak alın. Ülkemiz, dünyada her açıdan eşi benzeri bulunmayan bir yeryüzü cennetidir. Farklılıklarımız olabilir. Bunlar bizi ayrıştırmamalı aksine bütünleştirmeli. Ülke sevgisini ve kardeşliği ayrılmaz bir bütün olarak görmeliyiz. Yapacağınız meslek itibarı ile ülkemizin geleceğinde yapı taşı gibi bir öneme sahip olacaksınız. Bu yüzden ülkemizin geleceğini sağlam inşa edin, sizden sonraki nesillere de iyi ve örnek eserler bırakın. Yapacağınız iş ne olursa olsun dürüstlüğü, ilkeli olmayı ve toplumun menfaatlerini kendi menfaatlerinizin önünde tutmayı ilke edinin. Para kazanmak için her yol mubahtır anlayışını red edin. Unutmayın kaybettiğiniz parayı yeniden kazanabilirsiniz ancak kaybettiğiniz etik ve ahlaki değerler ait olduğunuz topluma telafisi zor zararlar verecektir. ikincisi; yaşamınızın yer alanında tüketen değil üreten olun. Eğitime ve yenilenmeye daima önem verin. Her şeyin yaşı olur ama eğitimin yaşı olmaz. Kendini yenilemeyen, geliştirmeyen toplumlar kaybetmeye mahkumdur. Yaptığınız iş kutsal bir meslektir ve eğitime, yenilenmeye, geliştirmeye çok ihtiyacı olan bir meslektir. Bunları yapamazsanız geri kalırsınız, bundan dolayı hem siz hem de toplum kaybeder. Son olarak şunu ifade etmek istiyorum. Yarınlarımızın umudu olan sevgili gençler, kendinize daima güvenin, daime en iyisi için çalışın. Geçmişe takılı kalmayın, her zaman için geleceğe odaklanın'.

Bakmadan Geçme