Kısıtlamalar ne zaman kalkar?

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Hasöksüz, kısıtlamaların ne zaman biteceğine dair önemli açıklamalarda bulundu.

TAKİP ET

Hasöksüz, "Eylül ayında vaka sayılarının 3 binli rakamlara ulaşmasıyla kısıtlamalar getirildi. Demek ki vaka sayılarımız 3 binli rakamlardan aşağı inerse kısıtlamalar da yüksek ihtimalle kalkacaktır" dedi.

Pandemi boyunca en çok merak edilen soru "Korona virüs ne zaman bitecek?" sorusu oldu. Kovid-19 pandemisinin ortadan kalkmasında aşının rolünü vurgulayan Prof. Dr. Mustafa Hasöksüz, "Eğer aşılama olmazsa virüs yayılımı devam edecektir. Doğada virüs yayılımının devam etmesi demek, virüsün mutasyon riskinin de devam etmesi demektir. Şu ana kadarki virüste görülen mutasyonlar virüsün hastalık yapma özelliğini değiştirmemiştir. Sadece geçtiğimiz ay İngiltere ve Güney Afrika'da ortaya çıkan mutasyonlar virüsün bulaşma hızını artırmıştır." dedi.

Sabah'a konuşan Prof. Dr. Hasöksüz, kısıtlamalarla ilgili olarak da vaka sayılarına işaret ederek, "Vaka sayılarımız 3 binli rakamlardan aşağı inerse kısıtlamalar da yüksek ihtimalle kalkacaktır" dedi.

ÇİÇEK HASTALIĞINDAKİ GİBİ DÜNYA NÜFUSUNUN YÜZDE 70'İ BAĞIŞIKLIK KAZANMALI

"Hızlı mutasyon özelliği gösterebilen bu virüs dünyadan elini çekmediği sürece bu virüsle yaşamak zorundayız" diyen Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Hasöksüz, "Bu virüsün ortadan kaldırılması için belirli metotlar var. Bunlardan bir tanesi de eradikasyon için dünya nüfusunun %70'inin aşılanmış olması veya bağışık olmasıdır. Çiçek hastalığına sebep olan çiçek virüsünün ortadan yok olması için dünya nüfusunun en az %70'inin aşı olması ve bağışıklık kazanması gerekti" ifadelerini kullandı.

EĞER AŞILAMA OLMAZSA KORKULAN OLABİLİR

Son günlerdeki yeni virüs olarak adlandırılan mutasyon ile ilgili açıklamalarda bulunan ve pandeminin tamamen bitmesinde aşının önemine değinen Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Hasöksüz, "Bu virüs bu tip mutasyonları yapabilecek güce sahip. Eğer aşılama yapılmazsa aşıyla koronavirüs kontrol altına alınamazsa ve yayılırsa ilerisi için korkulacak derecede mutasyonlar söz konusu olabilir. Fakat şöyle bir durum da var; 2003 yılındaki birinci SARS enfeksiyonu/epidemisi bu virüslerin mutasyon geçirerek hastalık yapma özelliğini kaybetmesine de neden olduğunu göstermiştir. Bugün itibariyle virüsün nasıl bir mutasyon geçirebileceğine dair kimse net bir şey söyleyemez. Birçok ülkenin aşı çalışması devam ediyor. Umudumuz aşı uygulamalarının başarılı bir şekilde yapılması ve virüsün kontrol altına alınması… Virüs kontrol altına alınırsa mutasyon riski ortadan kalkmış olur. Bu sonuçlardan sonra normal hayatımıza dönebiliriz. Yoksa maske, mesafe, hijyen, aşılama, sadece bizim ülkemiz ve komşu ülkelerin aşılanması bu hastalıkla mücadelede yeterli değil. Dünya genelinde aşı uygulamalarının yapılması gerekir" dedi.

İNSANLARIN 'MUTASYON' KONUSUNDA YANLIŞ BİLDİKLERİ BİR ŞEY VAR

"Bugüne kadar ki mutasyonlar virüsün antijenik yapısını etkileyecek şekilde olmamıştır" diyen Prof. Dr. Mustafa Hasöksüz, sözlerine şöyle devam etti: "Bundan sonra yeni bir koronavirüs tipinin ortaya çıkması durumunda eğer antijenik yapısı farklıysa ona karşı da aşı yapılması gerekir. Şunu insanlar çok iyi bilmeliler ki; kötü yönde bir mutasyon olursa şu anki yaşadığımız virüs yok olmaz. O da devam eder. İnsanlar dünyanın her yerindeki tüm virüslerin aynı anda mutasyona uğradığını sanıyor. Bu konuda yanılıyorlar. En tipik örneği; hızlı bulaşma özelliği sağlayan virüs, Güney Afrika ve İngiltere'den çıktı. Yayılmaya başladı ama aynı zamanda bizim eski tip klasik virüsümüz de var. Şu anda iki tip virüs var. Mutasyon virüsün yapısını değiştirmemiş. Eğer yapısını değiştirseydi ona karşı da aşı geliştirilecekti. Grip aşılarının içinde dört farklı bir tip var. Eğer virüs engellenemezse ve sürekli mutasyona uğrayıp farklı virüsler ortaya çıkarsa hepsine karşı aşı geliştirmek zorundayız."

İLK DOZ AŞIYI VURULANLAR İKİNCİ DOZU DA AYNISINI VURULMALI

Koronavirüs aşısıyla ilgili planlamanın Sağlık Bakanlığı tarafından yapılacağına dikkat çeken Hasöksüz, "Aşıların mekanizmaları birbirinden çok farklı. Çin aşısı, inaktif. Türkiye'deki yerli aşı da inaktif. Bu nedenle benzer özellik sağlayabilirler. Mutlaka aynı tip aşının vurulması gerekir. Sağlık Bakanlığı bu konuda çok güzel planlama yapıyor. İkinci dozlar, birinci dozla başlayan aşıyla yapılmalı. Hangi aşıyla başlanıldıysa, ikinci dozda da aynı aşı vurulmalıdır." dedi.

KISITLAMALAR NE ZAMAN KALKAR?

Koronavirüs pandemisinin başından beri akıllardaki "Kısıtlamalar ne zaman kalkacak?, Hayat ne zaman normale dönecek?" sorularına da yanıt veren Hasöksüz, "Vaka sayılarına bağlı olarak şu anda alınan belirli kararlar var. 15 Şubat'ta okulların açılması gibi kararlar yeni alınan kararlar arasında yer alıyor. İkinci doz aşılama olduktan sonra kısıtlamalar konusunda yumuşama olacağını düşünüyorum. 50 milyon doz aşının uygulanmasıyla yaklaşık 40 gün içinde 25 milyon kişi bağışıklık kazanacak. Bu nedenle vaka sayısı düşecek. "Kısıtlamalar ne zaman kalkar?" sorusunda en güzel akıl yürütmeyi şu şekilde yapabiliriz; vaka sayılarının ne zaman arttığına ve kısıtlamaların ne zaman yoğunlaştığına bakalım. Eylül ayında vaka sayılarının 3 binli rakamlara ulaşmasıyla kısıtlamalar getirildi. Demek ki vaka sayılarımız 3 binli rakamlardan aşağı inerse kısıtlamalar da yüksek ihtimalle kalkacaktır." dedi.

Haber Merkezi

Bakmadan Geçme