Malatya'daki FETÖ/PDY davası sürüyor
Malatya'da 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin görülen davada tutuklu sanıkların dinlenilmesine devam edildi.
Malatya'da 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin görülen davada tutuklu sanıkların dinlenilmesine devam edildi.
Yakınca Kapalı Spor Salonunda yapılan 5'inci duruşmanın öğleden sonraki celsesinde ilk olarak söz alan dönemin 2.Ordu Komutanı Adem Huduti'nin Koruma Astsubayı olan Fatih Gürcan, savunmasında 2013 yılında Malatya'ya tayin olduğunu ve 18 Ağustos 2014 tarihinde 2.Ordu Komutanlığı koruma astsubaylığı görevine başladığını belirtti.
Hakkındaki FETÖ/PDY terör örgütü üyeliği suçlamasını kabul etmesinin mümkün olmadığını savunan Gürcan, 'İddianamede bu yönde kayda değer somut bir delil yoktur' dedi. FETÖ ile hiçbir bağının olmadığını ileri süren Gürcan, darbe girişiminde bulunan şüphelilerle hareket etmediğini ve emir almadığını iddia etti.
'Rütbelilerin olduğu alanda astsubay olarak nasıl emir verebilirim'
15 Temmuz günü sadece Ordu Komutanı ve emir subayının emirlerini uyguladığını savunan Gürcan, bu süre zarfında emir doğrultusunda silahlı olarak makam odasının girişinde nöbet tuttuğunu söyledi.
Darbecilerle bir olduğu yönündeki iddiaları kabul etmeyen Gürcan, 'Albay Bahadır Erdemli'nin uzun namlulu silahla makama girmesini engelliyorum. Zeki Paşa'nın silahını alıyorum. Avni Angun'a silah çekildiğinde araya girip onu güvenli bir odaya götürüyorum. Yaptıklarımdan dolayı değil de yapmadıklarımdan dolayı tutuklanıyorum. O gün elimden gelen her şeyi yaptım. Orgeneral, Tümgeneral ve diğer üst rütbelilerin bulunduğu bir ortamda bir astsubay olarak nasıl bir emir verebilirim bunun da imkanı yok' diye konuştu.
'Şu an şehit ya da hain olarak toprağın altında olabilirdik'
Darbe girişimi esnasında gözünü kırpmadan şehit olmaya hazır olduğunu, ancak ordu komutanı Huduti'nin bu süreci kan dökülmeden atlatmak için uğraştığını ifade eden Gürcan, 'Bu kararın doğru olduğunu bir kez daha görüyorum. Yoksa şuan şehit yada hain olarak toprağın altında olabilirdik. 14 saat botunca uyumadan ordu komutanın can güvenliğini sağlamak için mücadele ettim. Darbeye teşebbüs edenlerin kaç kişi olduğunu bilmediğimizden müdahale edemedik. İlk kim ateş edecek, belli olmayan bir ortam vardı. Soğuk kanlılıkla görevimi en iyi şekilde yapmaya çalıştım' ifadelerinde bulundu.
Gürcan, darbe girişimi gecesi sadece emir komuta zinciri içerisinde verilen emirleri uyguladıklarını ifade ederek tahliye talebinde bulundu.
'En fazla organize eden kişi Bahadır Albay'
Savunma sonrası soru-cevap kısmında Mahkeme Başkanı Vedat Koç'un 'Bu olayı en fazla organize eden kişi kimdi?' sorusuna Gürcan, 'Bahadır Erdemli Albay' diyerek cevapladı.
Albay Bahadır Erdemli'nin, Ordu Komutanı Huduti'ye makamında silah çekmesi olayı sırasında da bizzat orda olduğunu ifade eden Gürcan, 'Bahadır Albay, silahı çekti ancak namlusunu Komutanımıza doğru tutmadı. Ben de daha sonra silahı elinden aldım' dedi.
Tuğgeneral Sevgili'nin emir astsubayı konuştu
Duruşmada daha sonra tutuksuz olarak yargılanan dönemin 2. Ordu Komutanlığı İdari Kurmay Yarbaşkanı Tuğgeneral Mustafa Serdar Sevgili'nin emir astsubayı Hasan Ayaz savunma yaptı.
24 Ağustos 2015'de Tuğgeneral Mustafa Serdar Sevgili'nin emir astsubayı ve aynı zamanda korumalığına atandığını ifade eden Ayaz, iddianame de de yer alan Sevgili'nin makam aracına silah koydurduğu iddiasını cevapladı. 15 Temmuz günü emrinde olduğu Mustafa Serdar Sevgili'nin kendisini çağırarak makam aracına G3 piyade tüfeğinin konulmasını emrettiğini ileri süren Ayaz, 'Bende emrin üzerine makam şoförünü ilgili yere göndererek zimmet karşılığında silahı alarak araca koymasını istedim' ifadelerini kullandı.
'Darbe girişimi olduğunu sonradan öğrendim'
Daha sonra yaşana gelişmeleri de ayrıntıları ile anlatan Ayaz, bir darbe girişiminin yaşandığını ise karargahta Albay Bahadır Erdemli'nin Kurmay Başkanı Angun'a silah çekmesi ile anladığını savundu. O ana kadar bir darbe girişimi olacağına dair düşüncesinin bulunmadığını kaydeden Ayaz, 'O ana kadar her şey normal mesai gibi görünüyordu. Komuta katı kalabalıklaştı bir süre sonra, kurmay başkanının o sırada 'Adamınızı çekin' diye bir şeyler söylediğini duydum. Bahadır Albay ise Kurmay Başkanına 'Sizinle özel bir şey konuşacağım' dediğini ancak Kurmay Başkanının bunu kabul etmediğini bunun üzerine de Bahadır Albayın silah çektiğini söyledi. Bu durum karşısında şok olduğunu ifade eden Ayaz, 'Kurmay başkanının geri çekilmesi ile ortam sakinleşti' dedi.
Sonrasında gittiği muhabere merkezinde sabaha kadar beklediklerini ve bu süre zarfında polisle telefonda işbirliği de yaptığını öne süren Ayaz, iddianamede kendisi ile ilgili 3 iddianın bulunduğunu belirtti.
'Rutin bir işlem olunca şüphelenmedim'
Mustafa Serdar Sevgili'nin makam aracına silah konulmasının tamamen verilen emir üzerine olduğunu ifade eden Ayaz, 'Kanunsuz bir emir yok, rutin bir iş olduğu için şüphelenmedim. Sadece silahın markası değişikti bu sefer' şeklinde konuştu.
'Darbe girişimini engellemeye katkı sundum'
Darbe girişimi sürecinde kimin darbeci olduğunu bilmediklerini ve dolayısıyla kime müdahale edeceklerini de bilmediklerini savunan Ayaz, karargahta bulunduğu süre içerisinde ise Emir Subayı Sedat Kaya'nın 'Burada kimse kalmasın' sözü üzerine oradan ayrıldığını ifade etti. Darbe sürecinin engellemeye yönelik katkı sağladığını ileri süren Ayaz, Tuğgeneral Mustafa Serdar Sevgili'den de bu süreçte bir emir almadığını savundu.
Ayaz ayrıda, Adem Huduti tarafından güvenlik güçlerine teslim edilen 'Darbeye karışan kişiler' listesinde isminin en alt sırada yer aldığını belirterek 'Komutanımız bu listenin Kurmay Başkanı tarafından yazıldığını söyledi. Kurmay başkanımız da benim ismimi listeye yazdığını hatırlamadığını ifade etti. Bana göre ismim liseye sonradan eklenmiştir' diye konuştu.
Tutuksuz yargılanan Yunus Belen'in savunması
Duruşmada daha sonra 2. Ordu Komutanlığı Karargah Destek Grup Komutanlığında Piyade Uzman Çavuş olarak görev yapan Yunus Belen savunma yaptı.
15 Temmuz günü kışlada nöbetçi olduğunu ve akşam 21.00 sıralarında kendisinin bir yüzbaşının çağırdığını ve Ani Müdahale Mangasından (AMM) asker getirmesini istediğini öne süren Belen, 'Nizamiyeye gittikten sonra burada Kemal Yüzbaşı 'Ordu yönetime el koydu, içeri giriş çıkış yasak' diye söyledi. Ve sonrasında bizi 2 Nolu nizamiyede mevzilere yerleştirdi. Burada 10 dakika kadar kaldım. Burada bana Kemal Yüzbaşı 'Heyecanlandınız mı?' diye bir şeyler söyledi. Sonrada 'Bu bir tatbikattı. Herkes görev yerlerine dönebilir' dedi. Bende dönerken aklıma gelen daha öncede de tatbikat yaptık ama ilk defa böyle bir tatbikat oldu. Döner dönmez hemen haberlere baktım darbe girişimi olmadığına dair haberler yoktu' diye konuştu.
'Ateş etmeyin diye askerlere emir verdim'
Sürekli telefonla haberleri takip ettiğini belirten Belen, 'Ordu Komutanı ve Kurmay Başkanının Bahadır Erdemli tarafından rehin alındığını duydum ve çok şaşırdım bu duruma. Yüzbaşı Kemal Keskin 2 nolu nizamiyeye asker takviyesi istedi. Karargah dışı da kalabalıklaşmıştı bende askerlere, sivil halka ve polise ateş edilmemesi konusunda askerlere uyarıda bulundum' dedi.
Nizamiyede bulunduğu esnada Bahadır Erdemli'nin yanına geldiğini ve kendisine '4 ZTP gelecek, kapıdan içeri alacağız' dedi. Bende 'emredersiniz' dedim. Sonrasında 2. Nolu nizamiyede çatışmalar artınca korundum. Çatışmalar yoğun bir şekilde sürüyordu bir süre burada kalmak zorunda kaldık' ifadelerini kullandı.
Tutuksuz sanık Ahmet Aslan'ın savunması
Duruşmada sonraki savunması alınan isim ise 15 Temmuzda İstikam Alayında nöbetçi Uzman Çavuş olan tutuksuz sanık Seyit Aslan oldu. İddianamede üzerinde 1 ABD doları bulunan ve FETÖ/PDY Terör Örgütü üyesi olmakla suçlanan Aslan, olay gecesi verilen emir doğrultusunda Zırhlı Personel taşıyıcısı (ZPT)'yi garajlar bölgesine giderek hazırladıklarını söyledi. Bu sırada radyodan haberleri dinlemeye başladıklarını ve darbe girişimi olduğunu sonradan haberlerden duyduklarını öne süren Aslan, sabah 7'de Tabur Komutanı Ahmet Üçbudak'ın ZBT ile garajdan dışarı çıktığını gördüğünü dile getirdi.
Bu süre zarfında kendisinin telefonla aranarak garajdan çıkmaması ve Ahmet Üçbudak'ın emirlerine uyulmaması yönünde talimat verildiğini aktaran Aslan, sonrasında taburda diğer askerlerle toplandıklarını ve uzun süre burada beklediklerini söyledi.
'Listeden emniyette haberim oldu'
ZPT ile 2.Ordu Komutanlığına girmek isteyen ve vurularak etkisiz hale getirilen Yarbay Ahmet Üçbudak'ın hücum yeleğinde çıkan isim listesinde kendisinin de isminin olduğunu ve bu listeden de emniyette gözaltına alındıktan sonra haberdar olduğunu ileri süren Aslan, üzerinde çıkan 1 ABD dolarının ise FETÖ/PDY ile bir bağlantısının olmadığını savundu.
Hiçbir şekilde FETÖ/PDY ile bağlantı kurmadığını ileri süren Aslan, 'Ne dershaneleri, ne abileri neden sohbetlerine hiçbir şekilde katılmadım. Zaten yaşadığım hayat tarzı da FETÖ ile uyuşmuyor' diye konuştu.
'1 dolar düğünümden hatıra'
Üzerinde çıkan 1 Dolar'ın 2014 yılında yaptığı düğünden hatıra kaldığını öne süren Aslan, 'Kardeşim tarafından düğün konvoyunda çocuklar için zarfların içerisine tahmini olarak 35 adet 1 dolar konuldu. Düğün konvoyunda sadece bir kez çocuklar önümüzü keski ve burada hatırladığım kadarıyla 8-10 adet zarf dağıttık. Düğünden sonra kalan zarfları alarak cebime koydum. Malatya'ya geldikten bir müddet sonra 1 dolarları Türk parasına çevirdim ve sadece tek bir doları hatıra olarak saklamak istedim. Çünkü düğün hatırasını saklamak istedim' ifadelerine yer verdi.
Mahkeme duruşmayı yarın sabah saat 09.00'a erteledi.
Yakınca Kapalı Spor Salonunda yapılan 5'inci duruşmanın öğleden sonraki celsesinde ilk olarak söz alan dönemin 2.Ordu Komutanı Adem Huduti'nin Koruma Astsubayı olan Fatih Gürcan, savunmasında 2013 yılında Malatya'ya tayin olduğunu ve 18 Ağustos 2014 tarihinde 2.Ordu Komutanlığı koruma astsubaylığı görevine başladığını belirtti.
Hakkındaki FETÖ/PDY terör örgütü üyeliği suçlamasını kabul etmesinin mümkün olmadığını savunan Gürcan, 'İddianamede bu yönde kayda değer somut bir delil yoktur' dedi. FETÖ ile hiçbir bağının olmadığını ileri süren Gürcan, darbe girişiminde bulunan şüphelilerle hareket etmediğini ve emir almadığını iddia etti.
'Rütbelilerin olduğu alanda astsubay olarak nasıl emir verebilirim'
15 Temmuz günü sadece Ordu Komutanı ve emir subayının emirlerini uyguladığını savunan Gürcan, bu süre zarfında emir doğrultusunda silahlı olarak makam odasının girişinde nöbet tuttuğunu söyledi.
Darbecilerle bir olduğu yönündeki iddiaları kabul etmeyen Gürcan, 'Albay Bahadır Erdemli'nin uzun namlulu silahla makama girmesini engelliyorum. Zeki Paşa'nın silahını alıyorum. Avni Angun'a silah çekildiğinde araya girip onu güvenli bir odaya götürüyorum. Yaptıklarımdan dolayı değil de yapmadıklarımdan dolayı tutuklanıyorum. O gün elimden gelen her şeyi yaptım. Orgeneral, Tümgeneral ve diğer üst rütbelilerin bulunduğu bir ortamda bir astsubay olarak nasıl bir emir verebilirim bunun da imkanı yok' diye konuştu.
'Şu an şehit ya da hain olarak toprağın altında olabilirdik'
Darbe girişimi esnasında gözünü kırpmadan şehit olmaya hazır olduğunu, ancak ordu komutanı Huduti'nin bu süreci kan dökülmeden atlatmak için uğraştığını ifade eden Gürcan, 'Bu kararın doğru olduğunu bir kez daha görüyorum. Yoksa şuan şehit yada hain olarak toprağın altında olabilirdik. 14 saat botunca uyumadan ordu komutanın can güvenliğini sağlamak için mücadele ettim. Darbeye teşebbüs edenlerin kaç kişi olduğunu bilmediğimizden müdahale edemedik. İlk kim ateş edecek, belli olmayan bir ortam vardı. Soğuk kanlılıkla görevimi en iyi şekilde yapmaya çalıştım' ifadelerinde bulundu.
Gürcan, darbe girişimi gecesi sadece emir komuta zinciri içerisinde verilen emirleri uyguladıklarını ifade ederek tahliye talebinde bulundu.
'En fazla organize eden kişi Bahadır Albay'
Savunma sonrası soru-cevap kısmında Mahkeme Başkanı Vedat Koç'un 'Bu olayı en fazla organize eden kişi kimdi?' sorusuna Gürcan, 'Bahadır Erdemli Albay' diyerek cevapladı.
Albay Bahadır Erdemli'nin, Ordu Komutanı Huduti'ye makamında silah çekmesi olayı sırasında da bizzat orda olduğunu ifade eden Gürcan, 'Bahadır Albay, silahı çekti ancak namlusunu Komutanımıza doğru tutmadı. Ben de daha sonra silahı elinden aldım' dedi.
Tuğgeneral Sevgili'nin emir astsubayı konuştu
Duruşmada daha sonra tutuksuz olarak yargılanan dönemin 2. Ordu Komutanlığı İdari Kurmay Yarbaşkanı Tuğgeneral Mustafa Serdar Sevgili'nin emir astsubayı Hasan Ayaz savunma yaptı.
24 Ağustos 2015'de Tuğgeneral Mustafa Serdar Sevgili'nin emir astsubayı ve aynı zamanda korumalığına atandığını ifade eden Ayaz, iddianame de de yer alan Sevgili'nin makam aracına silah koydurduğu iddiasını cevapladı. 15 Temmuz günü emrinde olduğu Mustafa Serdar Sevgili'nin kendisini çağırarak makam aracına G3 piyade tüfeğinin konulmasını emrettiğini ileri süren Ayaz, 'Bende emrin üzerine makam şoförünü ilgili yere göndererek zimmet karşılığında silahı alarak araca koymasını istedim' ifadelerini kullandı.
'Darbe girişimi olduğunu sonradan öğrendim'
Daha sonra yaşana gelişmeleri de ayrıntıları ile anlatan Ayaz, bir darbe girişiminin yaşandığını ise karargahta Albay Bahadır Erdemli'nin Kurmay Başkanı Angun'a silah çekmesi ile anladığını savundu. O ana kadar bir darbe girişimi olacağına dair düşüncesinin bulunmadığını kaydeden Ayaz, 'O ana kadar her şey normal mesai gibi görünüyordu. Komuta katı kalabalıklaştı bir süre sonra, kurmay başkanının o sırada 'Adamınızı çekin' diye bir şeyler söylediğini duydum. Bahadır Albay ise Kurmay Başkanına 'Sizinle özel bir şey konuşacağım' dediğini ancak Kurmay Başkanının bunu kabul etmediğini bunun üzerine de Bahadır Albayın silah çektiğini söyledi. Bu durum karşısında şok olduğunu ifade eden Ayaz, 'Kurmay başkanının geri çekilmesi ile ortam sakinleşti' dedi.
Sonrasında gittiği muhabere merkezinde sabaha kadar beklediklerini ve bu süre zarfında polisle telefonda işbirliği de yaptığını öne süren Ayaz, iddianamede kendisi ile ilgili 3 iddianın bulunduğunu belirtti.
'Rutin bir işlem olunca şüphelenmedim'
Mustafa Serdar Sevgili'nin makam aracına silah konulmasının tamamen verilen emir üzerine olduğunu ifade eden Ayaz, 'Kanunsuz bir emir yok, rutin bir iş olduğu için şüphelenmedim. Sadece silahın markası değişikti bu sefer' şeklinde konuştu.
'Darbe girişimini engellemeye katkı sundum'
Darbe girişimi sürecinde kimin darbeci olduğunu bilmediklerini ve dolayısıyla kime müdahale edeceklerini de bilmediklerini savunan Ayaz, karargahta bulunduğu süre içerisinde ise Emir Subayı Sedat Kaya'nın 'Burada kimse kalmasın' sözü üzerine oradan ayrıldığını ifade etti. Darbe sürecinin engellemeye yönelik katkı sağladığını ileri süren Ayaz, Tuğgeneral Mustafa Serdar Sevgili'den de bu süreçte bir emir almadığını savundu.
Ayaz ayrıda, Adem Huduti tarafından güvenlik güçlerine teslim edilen 'Darbeye karışan kişiler' listesinde isminin en alt sırada yer aldığını belirterek 'Komutanımız bu listenin Kurmay Başkanı tarafından yazıldığını söyledi. Kurmay başkanımız da benim ismimi listeye yazdığını hatırlamadığını ifade etti. Bana göre ismim liseye sonradan eklenmiştir' diye konuştu.
Tutuksuz yargılanan Yunus Belen'in savunması
Duruşmada daha sonra 2. Ordu Komutanlığı Karargah Destek Grup Komutanlığında Piyade Uzman Çavuş olarak görev yapan Yunus Belen savunma yaptı.
15 Temmuz günü kışlada nöbetçi olduğunu ve akşam 21.00 sıralarında kendisinin bir yüzbaşının çağırdığını ve Ani Müdahale Mangasından (AMM) asker getirmesini istediğini öne süren Belen, 'Nizamiyeye gittikten sonra burada Kemal Yüzbaşı 'Ordu yönetime el koydu, içeri giriş çıkış yasak' diye söyledi. Ve sonrasında bizi 2 Nolu nizamiyede mevzilere yerleştirdi. Burada 10 dakika kadar kaldım. Burada bana Kemal Yüzbaşı 'Heyecanlandınız mı?' diye bir şeyler söyledi. Sonrada 'Bu bir tatbikattı. Herkes görev yerlerine dönebilir' dedi. Bende dönerken aklıma gelen daha öncede de tatbikat yaptık ama ilk defa böyle bir tatbikat oldu. Döner dönmez hemen haberlere baktım darbe girişimi olmadığına dair haberler yoktu' diye konuştu.
'Ateş etmeyin diye askerlere emir verdim'
Sürekli telefonla haberleri takip ettiğini belirten Belen, 'Ordu Komutanı ve Kurmay Başkanının Bahadır Erdemli tarafından rehin alındığını duydum ve çok şaşırdım bu duruma. Yüzbaşı Kemal Keskin 2 nolu nizamiyeye asker takviyesi istedi. Karargah dışı da kalabalıklaşmıştı bende askerlere, sivil halka ve polise ateş edilmemesi konusunda askerlere uyarıda bulundum' dedi.
Nizamiyede bulunduğu esnada Bahadır Erdemli'nin yanına geldiğini ve kendisine '4 ZTP gelecek, kapıdan içeri alacağız' dedi. Bende 'emredersiniz' dedim. Sonrasında 2. Nolu nizamiyede çatışmalar artınca korundum. Çatışmalar yoğun bir şekilde sürüyordu bir süre burada kalmak zorunda kaldık' ifadelerini kullandı.
Tutuksuz sanık Ahmet Aslan'ın savunması
Duruşmada sonraki savunması alınan isim ise 15 Temmuzda İstikam Alayında nöbetçi Uzman Çavuş olan tutuksuz sanık Seyit Aslan oldu. İddianamede üzerinde 1 ABD doları bulunan ve FETÖ/PDY Terör Örgütü üyesi olmakla suçlanan Aslan, olay gecesi verilen emir doğrultusunda Zırhlı Personel taşıyıcısı (ZPT)'yi garajlar bölgesine giderek hazırladıklarını söyledi. Bu sırada radyodan haberleri dinlemeye başladıklarını ve darbe girişimi olduğunu sonradan haberlerden duyduklarını öne süren Aslan, sabah 7'de Tabur Komutanı Ahmet Üçbudak'ın ZBT ile garajdan dışarı çıktığını gördüğünü dile getirdi.
Bu süre zarfında kendisinin telefonla aranarak garajdan çıkmaması ve Ahmet Üçbudak'ın emirlerine uyulmaması yönünde talimat verildiğini aktaran Aslan, sonrasında taburda diğer askerlerle toplandıklarını ve uzun süre burada beklediklerini söyledi.
'Listeden emniyette haberim oldu'
ZPT ile 2.Ordu Komutanlığına girmek isteyen ve vurularak etkisiz hale getirilen Yarbay Ahmet Üçbudak'ın hücum yeleğinde çıkan isim listesinde kendisinin de isminin olduğunu ve bu listeden de emniyette gözaltına alındıktan sonra haberdar olduğunu ileri süren Aslan, üzerinde çıkan 1 ABD dolarının ise FETÖ/PDY ile bir bağlantısının olmadığını savundu.
Hiçbir şekilde FETÖ/PDY ile bağlantı kurmadığını ileri süren Aslan, 'Ne dershaneleri, ne abileri neden sohbetlerine hiçbir şekilde katılmadım. Zaten yaşadığım hayat tarzı da FETÖ ile uyuşmuyor' diye konuştu.
'1 dolar düğünümden hatıra'
Üzerinde çıkan 1 Dolar'ın 2014 yılında yaptığı düğünden hatıra kaldığını öne süren Aslan, 'Kardeşim tarafından düğün konvoyunda çocuklar için zarfların içerisine tahmini olarak 35 adet 1 dolar konuldu. Düğün konvoyunda sadece bir kez çocuklar önümüzü keski ve burada hatırladığım kadarıyla 8-10 adet zarf dağıttık. Düğünden sonra kalan zarfları alarak cebime koydum. Malatya'ya geldikten bir müddet sonra 1 dolarları Türk parasına çevirdim ve sadece tek bir doları hatıra olarak saklamak istedim. Çünkü düğün hatırasını saklamak istedim' ifadelerine yer verdi.
Mahkeme duruşmayı yarın sabah saat 09.00'a erteledi.