(Özel haber) İTÜ'de konservatuvar eğitimi aldı, sokak düğünlerinde davul çalıyor
Diyarbakırlı 32 yaşındaki Mehmet Muhsin Demir, kentte yaşayan ve sayıları 15 bini geçen Dom'lar içinde üniversiteyi okuyan tek kişi olarak bir ilki başardı. Dom mahallesine de ilham kaynağı olan ve çocukların okula gitmesinin önünü açan Demir, yetkililerden iş istiyor.
Diyarbakırlı 32 yaşındaki Mehmet Muhsin Demir, kentte yaşayan ve sayıları 15 bini geçen Dom'lar içinde üniversiteyi okuyan tek kişi olarak bir ilki başardı. Dom mahallesine de ilham kaynağı olan ve çocukların okula gitmesinin önünü açan Demir, yetkililerden iş istiyor.
Bağlar ilçesinde bulunan Yeniköy Mahallesi'nde toplanan Dom'lar içinde 32 yıl önce hayata gözlerini açan Mehmet Muhsin Demir, 9 yaşına kadar eline aldığı zurnayı üfleyip zaman geçirdi. 9 yaşında ilkokul bire yazılan Demir, bu tarihten itibaren hem eğitimini hem de ilk günden beri tutkuyla yaptığı zurna ve davul çalmayı bırakmadı. Etrafında üniversiteye gitmiş gençlerin olmamasına rağmen Demir, baba mesleği olan çalgıcılığı bir adım öteye taşıyıp konservatuvar okumaya karar verdi. Birkaç ilde girdiği özel yetenek sınavlarında Dom oluşu nedeni ile uzak durulan Demir, yılmadı ve İTÜ Konservatuvar Halk Oyunları Bölümünü 2008 yılında kazanmayı başardı. Dom kültüründen gelmesi nedeni ile hep ötekileştirilen Demir, öğretmenlerin kendisine güvenmesiyle 2014 yılında üniversiteyi bitirerek Diyarbakır'daki Dom'lar içinde bir ilki gerçekleştirmeyi başardı. Dom mahallesindeki çocukların idolü haline gelen Demir, 3 yıldır işsiz olduğunu ve 5 çocuğuna bazen sokak düğünlerinde çaldığı davulla baktığını belirterek, iş istedi.
'Hep ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördük'
6 yaşında babası ile gittiği düğünlerde enstrümanla tanışan Demir, yaşantısı ile ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulundu. Çok küçük yaşlarda flüt çalmaya başladığını belirten Demir, yaşı ilerledikçe zurna, davul, bağlama gibi çalgıları kendi kendime öğrendiğini söyledi. Baba mesleğinin üniversite eğitimini almak için çok uğraştığını belirten Demir, 'Bayağı bir uğraştım, Türkiye'nin çeşitli yerlerinde konservatuvar sınavlarına başvurdum. Her seferinde Dom ve Diyarbakırlı Kürt olduğum için hayata bir sıfır yenik başlıyordum. Bu benim hayatımın bir parçasıydı ve buna alışmıştım. En sonunda İTÜ'de sınava girdim ve kazandım. Diyarbakır'da Dom olarak üniversiteyi okuyan tek kişi benim. Benden sonra örnek oldum çocuklara, kendimle gurur duyuyorum, Dom'lara örnek oldum. Şu anda bütün Dom çocukları okuyor, okumalarını da istiyorum, elimden geleni yapıyorum. 5 çocuğum var hepsi çok başarılı. Bundan 15-20 yıl önce davul zurna işimiz çoktu ve her yere gidebiliyorduk, herkes bizi tanırdı, ikinci sınıf vatandaş olarak bakıyorlardı bize. Çok zorluklarla uğraştık ve uğraşmaya devam ediyoruz. Kimse bize iş vermiyor, hangi kapıyı çalsak bizim yüzümüze kapanıyor, her kapıdan geri çevrildik. Hep ikinci üçüncü sınıf vatandaşı olarak görüyorlar bizi, onlar Dom'dur, çingenedir, hırsızdır gibi. Dışarıda kötü bir izlenim hemen Dom'la yükleniyor. Geçen gün bir yerde hırsızlık olayı olmuş, Dom mahallesine gidin demişler, bizim çocukların hiçbir alakası yok bunlarla. Ama biz açız, hiç kimse çalışmıyor, akşam eline evine torbalarla gitmediğin zaman bu çok bir durumdur. Bizde her vatandaş gibi çalışmak istiyoruz, çalıştığımız iş yerinden de bizden memnunlar. Şu anda sokak düğünleri gibi bir şey kalmadı, bizim mesleğimizi de elimizden aldılar. Bir ara okul okurken geçimimi davul çalarak yapıyordum, halk eğitimlerde çalışıyordum. Ben iş istiyorum, Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşıyım ve ötekileştirilmek istemiyorum' dedi.
Bağlar ilçesinde bulunan Yeniköy Mahallesi'nde toplanan Dom'lar içinde 32 yıl önce hayata gözlerini açan Mehmet Muhsin Demir, 9 yaşına kadar eline aldığı zurnayı üfleyip zaman geçirdi. 9 yaşında ilkokul bire yazılan Demir, bu tarihten itibaren hem eğitimini hem de ilk günden beri tutkuyla yaptığı zurna ve davul çalmayı bırakmadı. Etrafında üniversiteye gitmiş gençlerin olmamasına rağmen Demir, baba mesleği olan çalgıcılığı bir adım öteye taşıyıp konservatuvar okumaya karar verdi. Birkaç ilde girdiği özel yetenek sınavlarında Dom oluşu nedeni ile uzak durulan Demir, yılmadı ve İTÜ Konservatuvar Halk Oyunları Bölümünü 2008 yılında kazanmayı başardı. Dom kültüründen gelmesi nedeni ile hep ötekileştirilen Demir, öğretmenlerin kendisine güvenmesiyle 2014 yılında üniversiteyi bitirerek Diyarbakır'daki Dom'lar içinde bir ilki gerçekleştirmeyi başardı. Dom mahallesindeki çocukların idolü haline gelen Demir, 3 yıldır işsiz olduğunu ve 5 çocuğuna bazen sokak düğünlerinde çaldığı davulla baktığını belirterek, iş istedi.
'Hep ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördük'
6 yaşında babası ile gittiği düğünlerde enstrümanla tanışan Demir, yaşantısı ile ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulundu. Çok küçük yaşlarda flüt çalmaya başladığını belirten Demir, yaşı ilerledikçe zurna, davul, bağlama gibi çalgıları kendi kendime öğrendiğini söyledi. Baba mesleğinin üniversite eğitimini almak için çok uğraştığını belirten Demir, 'Bayağı bir uğraştım, Türkiye'nin çeşitli yerlerinde konservatuvar sınavlarına başvurdum. Her seferinde Dom ve Diyarbakırlı Kürt olduğum için hayata bir sıfır yenik başlıyordum. Bu benim hayatımın bir parçasıydı ve buna alışmıştım. En sonunda İTÜ'de sınava girdim ve kazandım. Diyarbakır'da Dom olarak üniversiteyi okuyan tek kişi benim. Benden sonra örnek oldum çocuklara, kendimle gurur duyuyorum, Dom'lara örnek oldum. Şu anda bütün Dom çocukları okuyor, okumalarını da istiyorum, elimden geleni yapıyorum. 5 çocuğum var hepsi çok başarılı. Bundan 15-20 yıl önce davul zurna işimiz çoktu ve her yere gidebiliyorduk, herkes bizi tanırdı, ikinci sınıf vatandaş olarak bakıyorlardı bize. Çok zorluklarla uğraştık ve uğraşmaya devam ediyoruz. Kimse bize iş vermiyor, hangi kapıyı çalsak bizim yüzümüze kapanıyor, her kapıdan geri çevrildik. Hep ikinci üçüncü sınıf vatandaşı olarak görüyorlar bizi, onlar Dom'dur, çingenedir, hırsızdır gibi. Dışarıda kötü bir izlenim hemen Dom'la yükleniyor. Geçen gün bir yerde hırsızlık olayı olmuş, Dom mahallesine gidin demişler, bizim çocukların hiçbir alakası yok bunlarla. Ama biz açız, hiç kimse çalışmıyor, akşam eline evine torbalarla gitmediğin zaman bu çok bir durumdur. Bizde her vatandaş gibi çalışmak istiyoruz, çalıştığımız iş yerinden de bizden memnunlar. Şu anda sokak düğünleri gibi bir şey kalmadı, bizim mesleğimizi de elimizden aldılar. Bir ara okul okurken geçimimi davul çalarak yapıyordum, halk eğitimlerde çalışıyordum. Ben iş istiyorum, Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşıyım ve ötekileştirilmek istemiyorum' dedi.