Polis Öğretmen ve Hemşirelere müjde!
AK Parti Seçim Beyannamesi ve Milletvekili Aday Tanıtım Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Vakit Türkiye Vakti' diyerek yola çıkıyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçimini yüzde 50'nin çok üzerinde bir oyla kazanmayı hedefliyoruz'' dedi. Erdoğan, polis, öğretmen, hemşire, din görevlisi ve diğer idarecilerin emeklilik ek göstergelerini de 3600'e çıkaracaklarını açıkladı.
Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti'nin milletvekili aday tanıtım toplantısına eşi Emine Erdoğan ile katılan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, salondaki partililerce coşkuyla karşılandı. Erdoğan, salondaki partililere eşi ile birlikte karanfil attı. Toplantıya Başbakan Binali Yıldırım, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Bakanlar Kurulu üyeleri, milletvekilleri ve adaylar katıldı. Erdoğan, konuşmasına, "Aynı Yoldan Geçmişiz Biz" şarkısını söyleyerek başladı.
Adayların 24 Haziran'da yapılacak seçimlerde milletvekili adaylığı sıfatıyla "bu kutlu yola" çıktığını ifade eden Erdoğan, Türkiye'ye ve millete hizmet için hep birlikte çıktıkları bu yolculuğa devam edeceklerini dile getirdi. AK Parti'nin 2002'den beri girdiği her seçimden birinci çıktığını anımsatan Erdoğan, "2002 yılındaki seçimlerde yüzde 34 oy oranına uluşarak iktidar olduk. 2007 seçimlerinde bu oranı yüzde 47'ye çıkardık ve yine tek başımıza iktidar olduk. 2011 seçimlerinde yüzde 50 seviyesine ulaştık ve tek başımıza iktidar olarak yola devam ettik. 7 Haziran 2015 seçimlerinde yüzde 41 düzeyindeki oy oranına rağmen tarihimizde ilk defa Mecliste çoğunluğu sağlayamadığımız bir seçim yaşadık. Biz, tek başımıza hükümet kuramadık ama diğer partiler de çoğunluğu sağlayıp milletin karşısına çıkamadılar. Bunun üzerine 1 Kasım 2015'de seçimleri yeniledik ve yeniden yüzde 49,5'lik oy oranıyla tek başımıza iktidara geldik. Ayrıca 10 Ağustos 2014 cumhurbaşkanlığı seçiminde ve 16 Nisan halk oylamasında yüzde 52'lik oy oranlarına ulaştık" diye konuştu.
"VAKİT TÜRKİYE VAKTİ DİYEREK YOLA ÇIKIYORUZ"
"Gezi olaylarıyla başlayan, 17-25 Aralık emniyet, yargı darbe girişimiyle süren, bölücü terör örgütünün çukur eylemleriyle kanlı bir hale dönüşen ve nihayetinde 15 Temmuz darbe girişimiyle zirveye ulaşan bir süreci de hep birlikte yaşadık" diyen Erdoğan, tüm bu saldırıların üstesinden sadece ve sadece milli iradeye olan bağlılıkları ve güvenleri sayesinden geldiklerini dile getirdi. Erdoğan, "Biz, böyle bir mirasla 'Vakit Türkiye Vakti' diyerek yola çıkıyoruz ve 24 Haziran'da cumhurbaşkanlığı seçimini yüzde 50'nin çok üzerinde bir oyla kazanmayı hedefliyoruz. Aynı şekilde milletimizin en az yarısının desteğini alarak TBMM'de de güçlü bir grup kurmamız gerekiyor. Bunların yolu da yine milletimizle olan gönül bağımızı güçlü tutmaktan geçiyor. Cumhurbaşkanı adayınız olarak şahsım, milletvekili adaylarımız sizlerle el ele vereceğiz ve inşallah her iki seçimden de yüzümüzün akıyla çıkacağız. Kardeşlerim, işte bu cesaret, bu heyecan, bu coşku Allah'ın izniyle bizlere 24 Haziran'da o beklenen neticeyi getirecektir" ifadelerini kullandı.
"GÜÇLÜ MECLİS, GÜÇLÜ HÜKÜMET, GÜÇLÜ TÜRKİYE"
Erdoğan, seçimlerde milletin karşısına hiçbir zaman eli boş çıkmadıklarını belirterek, milletin huzuruna bir yanlarında önceki hükümetleri döneminde yaptıklarıyla, diğer yanlarında bir sonraki dönemde yapacaklarıyla çıktıklarını dile getirdi. 6 Mayıs'ta İstanbul'da seçim manifestolarını açıkladıklarını aktaran Erdoğan, "Bugün, 'Güçlü Meclis, Güçlü Hükümet, Güçlü Türkiye' başlığıyla hazırladığımız seçim beyannamemizi, 'yaparsa yine AK Parti yapar' diyerek milletimizin taktirine sunuyoruz" dedi.
"2053 VE 2071'E DOĞRU EMİN ADIMLARLA YÜRÜYORUZ"
Erdoğan, beyannamelerinin giriş kapısı mahiyetindeki "Gelecek Vizyonumuz" başlıklı bölümü paylaşmak istediğini kaydederek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bugün tüm dünyada her alanda baş döndürücü hızda bir değişim yaşanıyor. Bir yandan teknolojik dönüşümler yaşanırken, diğer yandan sosyal ve kültürel alanda yeni eğilimler gözleniyor. Değişimi iyi algılayarak uyum sağlayanlar kazanırken, değişim sürecinde geri kalanlar ise eskisinden çok daha fazla bedeller ödüyor. Biz, dünyadaki eğilimleri, oluşan fırsatları, yeniden şekillenen ilişkileri dikkatle analiz ederek bir yol haritası ortaya koyuyoruz. Yeni dönemin ayırt edici vasıflarından olan dijitalleşmeye özel bir önem veriyoruz. Dijital Türkiye'nin vaktinin geldiğine inanıyoruz. Ülkemizi, cumhuriyetimizin kuruluşunun 100'üncü yılına daha güçlü bir şekilde yaşamak için 2023 vizyonumuzu daha önce ortaya koymuştuk. Yeni hükümet sistemiyle bu vizyonumuzu daha da güçlendirerek Türkiye'yi iş dünyamızın, genç girişimlerimizin, iş kadınlarımızın küresel ölçekte söz sahibi olduğu bir ülkeye dönüştüreceğiz. 2023'e beş kala kendimize ufuk çizgisi olarak belirlediğimiz 2053 ve 2071'e doğru da emin adımlarla yürüyoruz. Önümüzdeki dönemde gelişmekte olan ülkelerin üzerinde yüksek ve sürdürülebilir bir ekonomik büyüme sağlayacağız. Böylece dünya ekonomisinden aldığımız payı yüzde 1,5 düzeyine taşıyacağız. Korumacılık eğiliminin küresel düzeyde yükseldiği bir ortamda, geçici rüzgarlara kapılmayıp dışa açık, rekabetçi, serbest piyasayı esas alan ekonomik yapımızı güçlendirerek yola devam edeceğiz. Coğrafyamızın ve dinamik genç nüfusumuzun tüm avantajlarını da kullanarak ülkemizi küresel düzeyde bilgi üreten ve bilgiyi katma değere dönüştüren bir güç haline dönüştüreceğiz."
"KADINLARIN İŞ GÜCÜNE KATILMA ORANINI YÜZDE 40'IN ÜZERİNE ÇIKARACAĞIZ"
Kalkınma hedefleri çerçevesinde kadınların kalkınma sürecine daha aktif katılımını desteklemeye devam edeceklerinin altını çizen Erdoğan, "Bir yandan kadın girişimciliğini güçlendirirken, diğer yandan kadınların iş gücüne katılma oranını 2023 sonunda yüzde 40'ın üzerine çıkaracağız. Son 16 yılda yaptığımız atılımlarla özellikle alt orta gelir durumunda olan ülkemizi üst orta gelir grubuna yükselttik. Yeni hedefimiz ülkemizi yüksek gelirli ülkeler ligine taşımaktır. Türkiye'de bu güç var mı, var. Hiç endişemiz yok. Kapsayıcı bir ekonomik büyüme anlayışı içinde, ekonominin nimetlerini daha adaletli bir şekilde tüm toplumsal kesimlere paylaştıracağız. Bir yandan gelir dağılımını iyileştirirken, diğer yandan bölgeler arası dengesizlikleri azaltacağız. BM İnsani Gelişmişlik Endeksine göre yüksek insani gelişmişlik seviyesine çıkarmış olduğumuz ülkemizi en yüksek insani gelişmişlik seviyesine de ulaştıracağız. Önümüzdeki dönemde gelirini daha adil paylaşan ve nesiller arasındaki hakkaniyeti sağlayan bir toplum haline geleceğiz. Çalışma, istek, yetenek ve becerisine sahip herkesin üretime katkıda bulunduğu, demokratik standartları yüksek, her alanda kalkınmış bir ülke olma yolunda kararlılıkla ilerleyeceğiz" şeklinde konuştu.
"MEGA PROJELERİMİZİ BİRER BİRER HAYATA GEÇİRECEĞİZ"
Erdoğan, küresel düzeyde ekonomik ve sosyal gelişmeleri şekillendirmesi beklenen alanlardaki teknolojik gelişmelere yoğunlaşacaklarını dile getirerek, teknolojinin her alanında yetkin bir ülke haline geleceklerini ifade etti. Aynı zamanda insanları zihni ve fiziki becerilerinden faydalanabilecekleri yeni alanlarda istihdam edeceklerini aktaran Erdoğan, milli gelirden araştırma-geliştirmeye ayırdıklarını kaynaklarının payını yüzde 2'nin üzerine çıkararak imalat sanayisinde yüksek teknolojili üretimin payının hakim olduğu ekonomik bir yapıya sahip olacaklarını söyledi. Kamuda ve özel sektörde de kurumsal kaliteyi arttırmış bir Türkiye'yi hedeflediklerini belirten Erdoğan, "Sadece ulusal düzeyde değil uluslararası düzeyde de hizmet verecek şekilde mega projelerimizi birer birer hayata geçireceğiz. Ülkemizi eğitim, sağlık, iletişim, enerji, savunma sanayi, ulaşım ve ticarette yerli ve milli üretimde dünyada söz sahibi olan bir ülke haline dönüştüreceğiz. Özellikle savunma sanayisinde önümüzdeki dönemde Türkiye sadece kendi ihtiyaçlarını karşılamakla kalmayacak dünyanın önde gelen ihracatçıları arasında yer alacaktır. Ülkemiz için vazgeçilmez olan gıda ve enerji alanında en üst düzey tedbiri hayata geçireceğiz. Bu bağlamda akıllı ve yeşil kent projeleriyle şehirlerimizi daha yaşanılır bir niteliğe kavuşturacağız. Gelecek nesillerimize medeniyetimizin izlerini bulacakları, iftihar edecekleri bir şehir bırakacağız. Eğitim, kültür ve sanatta yenilikçi ürün ve yaklaşımlarda tüm insanlık için yeni atılımlar yapmaya devam edeceğiz. AB başta olmak üzere farklı bölgesel yapılarla ekonomik ve siyasi ilişkilerimizi daha da güçlendireceğiz. Yakın coğrafyamızda huzur ve refah ortamı için katkıda bulunmaya devam edeceğiz. Küresel düzeyde daha özgürlükçü, kapsayıcı, adaletli bir düzenin tesisine öncülük yapacağız. Türkiye, bugün olduğu gibi gelecekte de demokrasi ve adaleti sadece kendi insanı için değil tüm insanlık için istemeye devam edecek. Dünya 5'ten büyüktür çağrımızı kararlılıkla ifade etmeye devam edeceğiz. Güçlü ve büyük Türkiye'yi hep birlikte inşa edeceğiz. Vakit, Türkiye vakti" dedi.
"CUMHURBAŞKANLIĞINI KAZANMAK KADAR MECLİSTE ÇOĞUNLUĞU ELDE ETMEYİ DE ÖNEMSİYORUZ"
Seçim beyannamelerinin ikinci kısmını yeni yönetim modelinin oluşturduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bilindiği gibi 24 Haziran seçimleri aynı zamanda yeni yönetim sistemimizi ilk defa hayata geçirmemize vesile olacak. Milletimiz, 24 Haziran'da bir sandıkta kendini temsil etmek üzere milletvekillerini, diğer sandıkta kendini yönetecek cumhurbaşkanını seçecek. Bunun için yeni dönemi 'Güçlü Meclis, Güçlü Hükümet, Güçlü Türkiye' ukdesiyle ifade ediyoruz. İnşallah bağımsız ve güçlü bir yargı ile de inşallah demokrasimizi sağlam temeller üzerine oturtuyoruz. Meclis ile cumhurbaşkanı ne kadar ahenk ve işbirliği içinde çalışırsa Türkiye o kadar kazanacaktır. Bunun için 24 Haziran'da cumhurbaşkanlığını kazanmak kadar Mecliste çoğunluğu elde etmeyi de önemli görüyoruz. Türkiye'de Meclisin itibarı en çok AK Parti iktidarları döneminde artmıştır. Partilerin aralarındaki kavgalar sebebiyle millete hizmet veremez hale gelmiş olan Meclisimizi tarihinin en büyük reformlarına imza atan bir kurum haline getirdik. 27 Nisan e-muhtırasından 15 Temmuz'a kadar demokrasimize yönelik tüm saldırılara karşı dimdik duran TBMM, milletimizin gözünde adına yakışır bir konuma gelmiştir. Yeni dönemde Meclisi daha güçlü bir yere taşımakta kararlıyız. Mevcut sistemde Meclis, kanun tasarılarını hazırlayan hükümetin gölgesi altında kalıyordu. Yeni sistemde ise hükümeti temsil eden cumhurbaşkanı bütçe dışında Meclise kanun teklif edemiyor. Böylece kanun yapma yetkisini tek başına ve sadece milletvekillerine vererek Meclisi gerçek gücüne biz kavuşturduk. Meclisin hükümeti denetleme yetkileri daha da arttırılmış, yeni dönemde de sürüyor. Cumhurbaşkanı tarafından kurulacak hükümet ise kararnameler ve diğer düzenleyici işlemlerle tamamen milletimize hizmete odaklanacaktır. Kararların daha hızlı alınacağı ve daha etkin uygulanacağı yeni sistem ülkemize çok ciddi zaman maliyeti olan sıkıntıları ortadan kaldıracaktır. Seçimlerin hemen ardından cumhurbaşkanına bağlı olan kamu yönetimi tepeden başlayarak aşağıya doğru yenilenecek, reforma tabi tutulacaktır. Bu konudaki halen devam eden hazırlıklarımızı seçimlerin ardından yürürlüğe sokacağız. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı da önem verdiğimiz bir başka husustur. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından diğer kurumlarımız yargıda da darbe ve vesayet kalıntılarını ortadan kaldırmak için gereken adımları attık. Yargının sadece kendi işiyle uğraşacağı bir sistemi kurma yolunda önemli mesafe katettik."
“YENİ DURUMLARA KARŞI GEREKEN TEDBİRLERİ SÜRATLE ELE ALACAĞIZ”
STK'ların hukuki statülerinden diğer kurumlarla ilişkilerine, mali kaynaklarına kadar tüm işlemlerinin şeffaf ve hesap verebilir bir yapıya kavuşturulacağını belirten Erdoğan, “Hukukun üstünlüğü ilkesini esas alarak herkesin hakkını daha iyi koruyabileceği yöntemler geliştireceğiz. Yargının milletimizin gözünde hak ettiği saygın yere gelebilmesi için gereken reformları kararlılıkla sürdüreceğiz. Yargı süreçlerini hızlandırma, kolaylaştırma ve basitleştirme çalışmalarına devam edeceğiz. Güvenlik konusunda ortaya çıkan yeni durumlara karşı gereken tedbirleri süratle ele alacağız. Mahalle ve semt bekçilerini yaygınlaştırarak tüm sokaklarımızı huzurlu hale getireceğiz. Güvenlik politikalarımızı hiçbir istisna olmaksızın tüm vatandaşlarımızı kapsayacak şekilde uygulayacağız. Örgütlü, siber, narkotik suçlar ve kaçakçılıkla daha etkin mücadele edecek yöntemleri geliştiriyoruz. Terör örgütleri ile mücadelemizi kesintisiz devam ettireceğiz” ifadelerini kullandı.
“EĞİTİMDE BİR KALİTE SEFERBERLİĞİ BAŞLATIYORUZ”
Seçim beyannamesinin 4. başlığını insan ve toplum olarak belirlediklerini kaydeden Erdoğan, “Eğitimin alt yapı desteğini geçtiğimiz 16 yılda büyük ölçüde tamamladık. Önümüzdeki yılda tüm okullarımız tam gün eğitime geçebilecek hale gelecektir. Yeni dönemde tüm imkanlarımızı ve gücümüzü eğitim-öğretimin niteliğini yükseltmeye harcayacağız. Hedefimiz tarihsel, kültürel ve toplumsal gerçeğimize dayalı potansiyelimizin tüm boyutları ile açığa çıkartılmasını sağlayacak bireyden topluma, yerelden evrensele, geçmişten geleceğe uzanan bir eğitim ortamını inşa edebilmektir. Bunun için eğitimde bir kalite seferberliği başlatıyoruz. Kurumsal yapılardan okul türlerine, öğrencilerin becerilerinin değerlendirilmesinden öğretmenlerimizin niteliklerine kadar eğitiminin her alanında çok önemli reformları hayata geçireceğiz. Müfredatı ülkemizin ihtiyaçlarına ve çağın gereklerine göre güncelleyeceğiz. Kültür ve sanat yeni dönemdeki önceliklerimiz arasında yer alacak bir diğer konudur. Kültür sanat faaliyetlerine daha fazla kaynak aktaracağız. Her alanda eksiklikleri tamamlayacağız, ülkemizi daha ileriye taşıyacağız. Kültürümüzün dünyaya tanıtımında çok önemli yeri olan sinema ve televizyon dizilerine özel destek vereceğiz. Kütüphanelerimizi yaşayan mekanlar anlayışıyla tüm vatandaşlarımız için cazibe merkezleri haline dönüştüreceğiz” açıklamasında bulundu.
“SAĞLIK SEKTÖRÜNDE DE YERLİLEŞTİRME ORANINI SÜREKLİ YÜKSELTECEĞİZ”
Sağlık alanının AK Parti'nin en başarılı olduğu alanlardan birisi olduğunun altını çizen Erdoğan, “Önümüzdeki dönemde sağlık hizmetlerinin kalitesinin artırılmasına yönelik çalışmalarımıza devam edeceğiz. Özellikle aile hekimliğini daha da yaygınlaştıracağız. Şehir hastaneleri projelerimiz meyvelerini vermeye başladı. Şuana kadar Yozgat, Mersin, Isparta, Adana, Kayseri şehir hastanelerimizi hizmete açtık. Artık dedelerimizin ninelerimizin duaları gelmeye başladı. Manisa, Elazığ, Eskişehir ve Ankara şehir hastanelerimizi bu yıl bitmeden açıyoruz. Ülkemize kazandıracağımız 40 bin yatak kapasiteli şehir hastanelerimiz ülkemizde sağlık hizmetlerinin standardını bir üst seviyeye yükseltecektir. Sağlık sektöründe de yerlileştirme oranını sürekli yükselteceğiz. Ülkemizdeki nüfusun gen havuzunu çıkartacak ve kişiye dayalı tıp uygulamalarını geliştireceğiz” dedi.
“HEDEFİMİZ, GÜNLÜK 4,3 DOLARIN ALTINDA BİR HARCAMA İLE YAŞAMAK ZORUNDA KALAN KİMSE BIRAKMAMAKTIR”
“Gençlerimize sadece güvenmekle kalmıyor, onlara her alanda en iyi geleceği hazırlamaya çalışıyoruz” diyen Erdoğan, nitelikli eğitimle gençlere sadece iş değil aynı zamanda kariyer sahibi olmalarını da hedeflediklerini söyledi. Erdoğan, “Üniversite ve yurt konusunda attığımız adımları taçlandıracak projeleri yeni dönemde hayata geçireceğiz. Siyasette gençlerin önünü açan biz olduk. Seçilme yaşını önce 25'e, şimdi de 18'e düşürerek gençlerin enerjisini siyasete daha fazla yansıtmayı amaçlıyoruz. Her alanda kadınların etkin birer fert olarak süreçlere katılımını artırmayı sürdüreceğiz. Kadına şiddetten çocuk yaşta evliliğe kadar kadınlarımızın mağduriyetine yol açan sorunlarla mücadeleyi sürdüreceğiz. Çocuklarımızın insani ve ahlaki değerlere sahip, bilinçli, iyi eğitimli, saygılı ve kendine güvenen fertler olarak yetişmesini sağlayacağız. Hedefimiz gelişmiş ülkelerdeki standartlara uygun şekilde günlük 4,3 doların altında bir harcama ile yaşamak zorunda kalan kimse bırakmamaktır. Yaşlılarımıza ve engellilerimize yönelik çok önemli projelerimiz var. Hepsini yeni dönemde hayata geçireceğiz. Sporu geliştirmeyi sürdüreceğiz. Türkiye dünyanın en gelişmiş sosyal güvenlik sistemine sahip ülkelerinden birisidir. Emeklilerimize Kurban ve Ramazan bayramlarında biner lire ikramiye vererek onlara önemli bir destek sağladık” diye konuştu.
“MALİ DİSİPLİN VE FİNANSAL İSTİKRAR KONUSUNDA EN KÜÇÜK TAVİZ VERMEYECEĞİZ”
Yeni dönemde güven ve istikrarı güçlendirmek için çalışacaklarının altını çizen Erdoğan, “Bizim ekonomide başarımızın sırrı güven ve istikrar iklimini sağlayabilmiş olmamızdır. Mali disiplin ve finansal istikrar konusunda en küçük taviz vermeyeceğiz. Yük sek büyüme ekonomi politikalarımızın lokomotifidir. Büyümeyi destekleyecek her adımı kararlılıkla atmayı sürdüreceğiz. Rekabet gücümüzün yüksek olduğu alanlardan başlayarak dijital dönüşüme hız vereceğiz. Yüksek katma değerli sektörlerin ekonomimiz içindeki payını artırarak rekabet gücümüzü yükselteceğiz. Üretimimizin ve ihracatımızın ithalata olan bağımlılığını azaltacağız. Sermaye piyasalarımızı yeni araçlarla derinleştirerek işletmelerimizin bu imkanları daha etkin kullanmasını sağlayacağız. Enflasyonla mücadele konusunda yeni ve çok ciddi önlemleri seçimden hemen sonra yürürlüğe koyacağız. Epeyce gerilettiğimiz, ancak son dönemde bir parça yukarıya doğru hareketlenen enflasyon sorununu ülkemizin gündeminden çıkartmakta kararlıyız. Cari açığı yapısal sorun olmaktan çıkartıp kalıcı bir şekilde düşüreceğiz. Böylece dış kaynak ihtiyacımızı azaltarak ekonomimizi daha dayanıklı hale getireceğiz. Yeni pazarlar bularak ürün çeşitliliğine giderek ihracatçılarımızın rekabet gücünü artıracağız. KOBİ'lerin verimliliğini artıracak, dijital dönüşümlerini destekleyeceğiz. Türkiye 100. yılına dijital dönüşümünü tamamlamış, yüksek verimlilikle çalışan güçlü bir sanayi sahibi olan, yüksek katma değerli tarımsal üretimi olan, küresel bazda örnek gösterilen bir hizmetler sektörü olarak girecek” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE'NİN OTOMOBİL PROJESİNİ HIZLA HAYATA GEÇİRECEĞİZ”
Beyannamenin 6. başlığını stratejik sektörler ve yenilikçi üretim olarak tespit ettiklerini belirten Erdoğan, “Bilim, teknoloji ar-ge konusunda başlattığımız çalışmaları milli teknoloji hamlesi ile yeni bir boyuta taşıyacağız. Araştırmacı yetiştirmeden ar-ge desteklerine kadar pek çok alanda yeni programları devreye alacağız. Antarktika'da kuruluş hazırlıklarını başlattığımız Türk Bilim Üssü'nü önümüzdeki yıl faaliyete açıyoruz. İmalat sanayimizin 130 milyar dolarlık ara malı ithalatını oluşturan 3 bine yakın ürünü 43 gruba ayırarak bunlara odaklanacağız. Yüksek teknolojiye dayalı yatırımlar için 6 endüstri bölgesine 15 tane daha ilave edeceğiz. Türkiye'nin otomobil projesini hızla hayata geçireceğiz. Deniz taşımacılığında ilk aşamada 20 yaşına geçmiş 100 civarındaki kosterden başlayarak gemi filomuzu hızla yenileyeceğiz. Katma değeri yüksek kimyasalların üretimini özendireceğiz. Savunma havacılık sanayi önem verdiğimiz başka alan. Yaşadığımız tecrübeler savunma sanayinde güçlü olmadan hedeflerimize ulaşamayacağımızı göstermiştir. Bunun için teknolojik dönüşümü arkadan takip eden değil, bu dönüşüme liderlik eden yatırımlara öncelik vereceğiz. Silahlı ve silahsız İHA'lar konusunda elde ettiğimiz başarı bize güç ve moral verdi. Afrin'de, Cerablus'ta bunu yaşadık. Şuanda iç güvenlikte bunu yaşıyoruz. Özel sektörün savunma, havacılık ve uzay alanlarında daha etkin hale gelmesi gerekiyor. Teşvik sistemlerini bu alanları kapsayacak şekilde genişletiyoruz. Altay milli tankı seri üretim aşamasına geldi. Motorları yerli olarak tasarlayıp üretecek adımları attık. Bu çalışmaları yeni dönemde hızlı sonuçlandırıp ticari kullanım aşamasına getireceğiz. İnsansız savaş uçakları konusunda Ar-Ge çalışmaları başlatacağız. Açık denizlerde de görev yapabilecek havuzlu çıkarma gemisinin üretimini süratle tamamlayarak donanmamıza dahil edeceğiz. Hava savunma sistemleri projelerinde önemli mesafe kat ettik, bunları hızla bitireceğiz. Uzayda bayrağımızı temsil edecek çalışmaları yürütecek uzay ajansımızı bu yıl kuruyoruz. Yerli ve yenilebilir enerji kaynaklarımızı mümkün olan en üst seviyede değerlendirmeyi hedefliyoruz. Bor başta olmak üzere ülkemizin sahip olduğunu yerli ham maddeleri en etkin şekilde kullanma çalışmalarına devam edeceğiz. Tarım politikalarımızı, tarım ve gıda güvenliğimizi temin edecek şekilde geliştireceğiz. Hedefimiz 2023 yılında tarımsal milli gelirimizi 150 milyar dolara, tarımsal ihracatımızı da 50 milyar dolara çıkartmaktır. Tarım desteklerini yeniden düzenleyerek daha etkin hale getireceğiz. Sudan'da kiralanan 780 bin hektar tarım arazisini yatırım yapmaları için girişimcilerimize açacağız. Hayvan varlığımızı artırarak kırmızı et tüketiminde kendi kendine yeten bir ülke haline geleceğiz. Doğu Anadolu bölgemizde hayvancılığın geliştirilmesine önem vereceğiz. Ulaştırma ve lojistik alt yapımızı geliştirmeye devam edeceğiz. Otoyol ağımızı iki katına çıkartacağız. Bölünmüş yol ağımızı 26 bin kilometreye çıkarttık, bunu da 36 bin 500 kilometreye ulaştıracağız. Havacılık ve denizcilik sektörlerinde ülkemizi dünyanın en önemli transit merkezlerinden birisi haline getireceğiz. Hızlı tren hatlarını süratle tamamlayarak milletimizin hizmetine sunacağız. Demiryolu ağımızı 25 bin kilometreye, hızlı tren hatlarımızın uzunluğunu 13 bin kilometreye çıkartacağız. Özel sektörü demir yolu taşımacılığında da etkin olmaya teşvik edeceğiz. İstanbul ile birlikte 9 yeni havalimanını daha hizmete alacağız. 2020 ve 2021 yıllarında 2 yeni uyduyu daha uzaya göndererek bu alandaki yerimizi perçinleyeceğiz” şeklinde konuştu.
“ŞEHİRCİLİK KONUSUNDA ÇOK ÖNEMLİ ATILIMLAR GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”
Seçim beyannamesinin 7. başlığının çevre, şehircilik ve yerel yönetimler olduğunu belirten Erdoğan, “ÇED süreçlerinin daha etkin kullanımını, uygulanmasını temin edeceğiz. Su havzalarının tamamını koruma altına alacak bütüncül bir yönetim modeline geçeceğiz. Orman alanlarımızın büyüklüğünü ülkemizin üçte birini kapsayacak şekilde 233 milyon dekara çıkartacağız. Şehircilik konusunda çok önemli atılımlar gerçekleştireceğiz. Tarihimizden aldığımız ilhamla insanın aynası olarak gördüğümüz şehirlerimizi karakter sahibi mekanlarla estetik, huzurlu ve güvenli hayat alanları haline dönüştürmekte kararlıyız. Şehir ve şehir yönetimini birbirini tamamlayıcı unsurlar olarak görüyoruz. İnsanı merkeze alarak kültürün, sanatın, yeşil vazgeçilmez parçaları olduğu şehirler kurmak ve yaşatmak istiyoruz. İstanbul başta olmak üzere marka değeri yüksek şehirlerimizi küresel düzeyde cazibe merkezleri haline dönüştüreceğiz” ifadelerini kullandı.