Ramazan ayında şeker hastaları dikkat
Sivas Numune Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Nazif Yıldırım, Ramazan ayında şeker hastalarının dikkat etmesi gerekenler konusunda uyarılarda bulundu.
Sivas Numune Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Nazif Yıldırım, Ramazan ayında şeker hastalarının dikkat etmesi gerekenler konusunda uyarılarda bulundu.
Uzan Dr. Yıldırım,'Ramazan ayında diyabet hastalarımızı öncesinde yaptığımız tetkiklere göre değerlendirmemiz gerekiyor. Eğer bu tetkikleri yaptırmayan hastalar var ise bir an önce dahiliye polikliniklerine başvurup bununla ilgili gerekli tetkikleri yaptırmalılar' dedi.
Şeker hastalarını risk gruplarına göre ayıran Yıldırım,'Türk Endokrin ve Metabolizma Derneğinin önerileri doğrultusunda hastaları yüksek riskli, riskli ve az riskli gibi sınıflara ayırıp ona göre beslenme, diyet ve ilaç kullanımı ile ilgili önerilerde bulunmamız gerekiyor. Çok yüksek riskli hastalardan kastettiğimiz üç aylık şeker ortalaması 10'un üzerinde olan hastalar, kan şekeri açlık ve tokluk değerleri normal sınırların üzerinde olan hastalar, sık hipoglisemi atağı geçiren hastalar, evde yalnız yaşayan hastalar ve şeker hastalığı ile birlikte diğer yandaş hastalıklar dediğimiz kalp-damar, yüksek tansiyon hastalığı gibi hastalıklar nedeniyle ilaç kullanan kişilerde oruç tutulmasını önermiyoruz. Düşük ve orta riskli hastalarda tedavilerinde, diyetlerinde ve egzersizlerinde bazı ayarlamalara gitmemiz gerekiyor. Örneğin insülin kullanıp şekerleri regüle olan hastalarda dozlarında azaltmalar yapabiliriz. Çok sık kullanılan metformin etken maddeli ilaçlarda değişiklik yapmıyoruz. Bazı yeni çıkan şeker hastalığı ilaçlarımız var, hastalarımızın idrara çıkmasını sağlayarak, idrarla şeker atılımını artıran ilaçlar, Ramazan ayında bu ilaçları da kesmemiz gerekiyor. Hipoglisemi riskini yani şekerin ani düşme riskini artıran ilaçların dozunu ayarlamamız ya da kesmemiz gerekiyor. Bunların dışındaki diğer ilaçlarda doz ayarlamasına gitmiyoruz. İlaçları sahur ve iftarda daha önce içildiği gibi aynı miktarda ve aynı orantıda aç veya tok karnına alınmasını öneriyoruz. Egzersizle ilgili önerilerimiz uzun süre aç kalındığı için iftara yakın saatlerde yoğun egzersiz, uzun süreli yürüyüşler önermiyoruz. Yemek sonrası kısa süreli yürüyüşler yapılabilir' dedi.
Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:
'Teravih namazına giden hastalarımız için camiye kadar olan yürüme süresini ve namaz sırasındaki hareketliliği göz önünde bulundurarak şeker düşme riski varsa yanında bir kesme şeker bulundurabilir. Günde en az 2,5-3 litre sıvı tüketilmesini, su alınmasını vurgulamak istiyorum. İftardan sahura kadar olan zaman diliminde dönem dönem su içilmeli. Bitki çayları özellikle sindirimi kolaylaştırma amacıyla papatya, melisa, nane-limon gibi çaylar içilebilir. Kan şekerinde düşme riskini sık yaşayan hastalarımız sahurla vaktinde yapmalılar. Yemek yedikten sonra yatmalarını değil, sahurlarını tam vaktinde yapmalarını öneriyoruz. Yaklaşık 16 saat açlık süresi var, sahuru ne kadar geç tamamlarlarsa kan şekeri düşme riski de o kadar az olur.'
Uzan Dr. Yıldırım,'Ramazan ayında diyabet hastalarımızı öncesinde yaptığımız tetkiklere göre değerlendirmemiz gerekiyor. Eğer bu tetkikleri yaptırmayan hastalar var ise bir an önce dahiliye polikliniklerine başvurup bununla ilgili gerekli tetkikleri yaptırmalılar' dedi.
Şeker hastalarını risk gruplarına göre ayıran Yıldırım,'Türk Endokrin ve Metabolizma Derneğinin önerileri doğrultusunda hastaları yüksek riskli, riskli ve az riskli gibi sınıflara ayırıp ona göre beslenme, diyet ve ilaç kullanımı ile ilgili önerilerde bulunmamız gerekiyor. Çok yüksek riskli hastalardan kastettiğimiz üç aylık şeker ortalaması 10'un üzerinde olan hastalar, kan şekeri açlık ve tokluk değerleri normal sınırların üzerinde olan hastalar, sık hipoglisemi atağı geçiren hastalar, evde yalnız yaşayan hastalar ve şeker hastalığı ile birlikte diğer yandaş hastalıklar dediğimiz kalp-damar, yüksek tansiyon hastalığı gibi hastalıklar nedeniyle ilaç kullanan kişilerde oruç tutulmasını önermiyoruz. Düşük ve orta riskli hastalarda tedavilerinde, diyetlerinde ve egzersizlerinde bazı ayarlamalara gitmemiz gerekiyor. Örneğin insülin kullanıp şekerleri regüle olan hastalarda dozlarında azaltmalar yapabiliriz. Çok sık kullanılan metformin etken maddeli ilaçlarda değişiklik yapmıyoruz. Bazı yeni çıkan şeker hastalığı ilaçlarımız var, hastalarımızın idrara çıkmasını sağlayarak, idrarla şeker atılımını artıran ilaçlar, Ramazan ayında bu ilaçları da kesmemiz gerekiyor. Hipoglisemi riskini yani şekerin ani düşme riskini artıran ilaçların dozunu ayarlamamız ya da kesmemiz gerekiyor. Bunların dışındaki diğer ilaçlarda doz ayarlamasına gitmiyoruz. İlaçları sahur ve iftarda daha önce içildiği gibi aynı miktarda ve aynı orantıda aç veya tok karnına alınmasını öneriyoruz. Egzersizle ilgili önerilerimiz uzun süre aç kalındığı için iftara yakın saatlerde yoğun egzersiz, uzun süreli yürüyüşler önermiyoruz. Yemek sonrası kısa süreli yürüyüşler yapılabilir' dedi.
Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:
'Teravih namazına giden hastalarımız için camiye kadar olan yürüme süresini ve namaz sırasındaki hareketliliği göz önünde bulundurarak şeker düşme riski varsa yanında bir kesme şeker bulundurabilir. Günde en az 2,5-3 litre sıvı tüketilmesini, su alınmasını vurgulamak istiyorum. İftardan sahura kadar olan zaman diliminde dönem dönem su içilmeli. Bitki çayları özellikle sindirimi kolaylaştırma amacıyla papatya, melisa, nane-limon gibi çaylar içilebilir. Kan şekerinde düşme riskini sık yaşayan hastalarımız sahurla vaktinde yapmalılar. Yemek yedikten sonra yatmalarını değil, sahurlarını tam vaktinde yapmalarını öneriyoruz. Yaklaşık 16 saat açlık süresi var, sahuru ne kadar geç tamamlarlarsa kan şekeri düşme riski de o kadar az olur.'