Şehit ağabeyine ailesinden destek
Erzincan'ın Tercan ilçesinde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in kahvehane ziyaretinde Açız, 128 milyar dolar nerede, yabancı uyrukluların burada ne işi var söylemlerine, 'Yalan söylüyorsunuz' diyerek tepki gösteren şehit ağabeyi Yusuf Budak'a bir destek de ailesinden geldi.
Erzincan'ın Tercan ilçesinde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in kahvehane ziyaretinde Mustafa Tercan, "Açız, 128 milyar dolar nerede? Açlıktan ölüyoruz, yabancı uyrukluların burada ne işi var" gibi söylemlerde bulunmuş, ardından orada bulunan şehit ağabeyi Yusuf Budak da duruma tepki göstererek "Yalan söylüyorsunuz" demişti. Yusuf Budak'a bir destek de kendi ailesinden geldi.
"Açız, 128 milyar dolar nerede, yabancı uyrukluların burada ne işi var" sözlerini söyleyen şahsın parayla tutulduğunu savunan Yusuf Budak'ın babası Veysel Budak, “Ben Mustafa'nın 7 sülalesini tanıyorum. Ülkemizde Alevilik-Sünnilik diye bir ayrım yoktur. Ülkemizde Erzincan'ın Tercan ilçesinde 3 tane dairesi var. Bir köyü var ve köyü başıboş bırakmış. Köy ile alakası yok ama kira paralarını alıp yatıp içiyorlar. Devletten de maaşlarını alıyorlar. Türkiye'de işsizlik var biz açız diyorlar. Ama ben buna inanmıyorum. Madem biz açsak bizim yanımızda 10 tane Afganlı çalışıyor. Bu Türkiye'deki işsiz vatandaşlar neden gelip çalışmıyor. Dün yaşanan olayların hepsi komplo başka bir şey değil” dedi.
Provokatörlerin hedeflerinin milleti birbirine düşürmek olduğunu aktaran baba Budak, "Amaçları Türkiye'yi bir birbirine düşürmek ve devletimizi kirletmektir. 80'li 90'lı yıllarda biz kuyruğa giriyorduk ki bir kilo çay alalım diye. O da torpilin varsa alıyordun. Aylarca sıralarda bekliyorduk ama şimdi öyle bir şey yok. Hükümetimiz olmasaydı 15 Temmuz'da ülkemiz ayakaltına gidecekti. Afette yanında adam babasına bakmıyor, devlet para veriyor git babana bak diyor. Bu devlet bize daha ne yapacak? Ben Mustafa'nın 7 sülalesini tanıyorum. Mustafa'nın 3 tane dairesi var. Kendisi emekli, oğlu veteriner ve özel kliniği var. Onu beğenmedi İstanbul'da ilaç firmasında çalışmaya başladı. Bir insanın 3 tane dairesi varsa fakir olur mu? Tercan'daki daireler Elazığ'daki dairelerden pahalı. 3 tane dairesi olan adam nasıl aç kalıyor” diye konuştu.
Olayın Erzincan'ın Tercan ilçesinde gerçekleştiğini söyleyen Yusuf Budak'ın kardeşi Fethi Budak, “Tercan ilçesinin yarı nüfusu Alevi yarısı Sünni olan bir yerleşke. Olay tamamen provokasyon, abimle de görüştüm. Olayın olduğu yer Alevilerin olduğu bir mekan, biz Sünni'yiz. Biz Tercan'da 30 yıldır Alevilerle kardeş gibi yaşıyoruz. En ufak bir problemimiz olmadı. Olayı gerçekleştiren kişi abim de anlattı. Meral Akşener içeri geliyor, ilk masada abimler oturuyor. Meral Akşener'i davet ediyorlar ama onlar 3 masa geçip direkt o adamın yanına gidiyor. Adam ayarlanmış bir adam. Adamı çok iyi tanıyorum. O cümleleri kurabilecek kapasitede bir adam değil. Ezberletilmiş birkaç cümleyi orada söylemeye çalışıyor. 128 milyar dolar ve Alevilik burada baskı altında gibi cümleler kullanıyor. Alevi kahvesi, kahveyi çalıştıranın alevi olduğu bir kahve. Ekranda olanların yarısı Sünni nasıl bir alevi baskısı olabilir. Olay tamamen provokasyon. Biz de memleket için bedeller ödedik. Bunun havasını da atmıyoruz. Gerekirse yine öderiz. Bizim ülkemizde bazı gruplar ayrıştırmaya çalışıyor. Sağı solu beceremezse, Alevi-Sünni. Onu beceremezse Türk-Kürt. Onu da beceremezse Hristiyan-Müslüman. Bir şekilde bizi ayrıştırmaya çalışıyorlar'' ifadelerini kullandı.
Türkiye Cumhuriyeti devletinde şu anda 1980'de Süleyman Demirel'in kandırdığı siyasi bir halkın olmadığını dile getiren Budak, "İnsanlar artık uyanık. Meral Akşener'in gittiği yerde bir kişi çıkıp 128 milyar dolar nerede, açız, lafları dönüyor. Açız diyen adam esnaf değil, korona virüsün vurduğu bir adam değil. Esnaf öldü, ben memurum. Devlet maaşımızı geri verdi. Devletimiz elinden geldiği kadar destek verdi. Ama bu adamlar böyle provoke edip halkı orada alevi sunileri birbirine nasıl düşürebiliriz. Tamamen bunun için düzenlenmiş bir gezi. Biz Meral Akşener'in yönettiği İçişleri Bakanı olduğu dönemleri de biliyoruz. Benim ortaokul yıllarımdı. Kusura bakmayın ama memleket açından ölüyordu. 4 gün eczane kuyruğunda bekliyordunuz. Benim okuduğum lise ile evim 1,5 kilometreydi. Sabah 07.00'da okula gidiyordum, 1 kilometre emekli maaş kuyruğunu gördüm. Şimdi polis emeklinin maaşını evine getiriyor. Korona virüs bu ülkede iktidarın dışında hangi iktidar döneminde gelmiş olsaydı ülke kesinlikle yıkılırdı" şeklinde konuştu.