Sevgi karşı cins ile sınırlı değildir
Uzman Psikolog Özge Genlik, sevginin karşı cins ile sınırlı olmadığını söyledi.
Uzman Psikolog Özge Genlik, sevginin karşı cins ile sınırlı olmadığını söyledi.
Uzman Psikolog Özge Genlik, 'Bugün 14 Şubat Sevgililer Günü. Sadece 'sevgilisi' olanların değil her özgür bireyin sevgi ile bağını yeniden gözlemlemeyi tercih edeceği umut ve ışık dolu bir gün. Sevgi, yegane gerçekliktir. Einstein ın yaşamının son günlerinde fark ederek açıkladığı üzere; 'sevgi, evrende var olan en güçlü kuvvettir ve aynı zamanda sonsuz mutlak ışıktır.' Günümüzde 'sevgi' kavramı bir nesneye, bir varlığa duyulan bir duygu olarak nitelendirilmektedir. Oysa ki sevgi bir duygudan ötedir. Sevgi bizi var eden bilinç boyutudur. Sevginin kelime anlamı; 'ölümsüzlüktür'. Nihai ebedi varlık olduğunu idrak eden kişi gerçek/ öz sevgiyi duyumsayabilir ve diğerine koşulsuzca sunabilir' dedi.
'Sevgi karşı cins ve cinsellikle sınırlı değildir'
Kendini bilen, varoluşsal olarak yaşamın özünü farkında olan birey için seven de sevilenin de bir olduğunu kaydeden Genlik, 'Öz sevgi yaşam enerjimiz ile kurduğumuz derin bağda gizlidir. Kendinizi ne kadar seviyorsunuz? Kendinizi ne kadar değerli buluyorsunuz? Sevgililer gününde iç gözlem yoluyla idrak etmeniz gereken iki önemli sorudur. Kendinizi ne kadar olduğunuz gibi kabul ederek seviyorsanız; dış dünyada bir diğerinden o yoğunlukta bir sevgi deneyimleyeceksiniz. Kendinizi ne kadar değer vererek, önemsiyorsanız; dış dünyadaki insanlar size o kadar değer verecekler. Herşey sizin kendinizi nasıl gördüğünüze ve bilinçli bir farkındalıkla kendinize nasıl yaklaştığınıza bağlı olarak sürekli dönüşüm halindedir' diye konuştu.
Her insanın varlığının eşsiz ve biricik olduğunu ifade eden Genlik, 'Eşsiz doğasını fark etme yolculuğunda insanoğlu ilişkiler sürecinde evrimleşir. Sevme doğası gereği ruh sağlığı ile ilişkilidir. Kendisine koşulsuz sevgi sunamayan bir bireyin, özündeki sevgiyi bir diğerine sunması olanaksızdır. Bunun da ötesinde yetişkin bir birey sevgi beklentisine zihinsel ve duygusal olarak odaklanıyorsa bu bir psikolojik dengede olmama halidir. Sevmek; bütünü ile kendini açmaktır. Karşılaştığı her duyguyu, her davranışı koşulsuzca kabul etmek ve deneyimlemeye izin vermektir. Seven özündeki sonsuz canlı yaşam enerjisi ile her an buluşan ve yaşam enerjisi ile yarattıklarını koşulsuzca verendir' açıklamalarında bulundu.
Genlik, 'Sevgi herhangi bir koşula bağlandığında, bireyin bebeklik ve çocukluk çağlarında sevgi ile yakınlık duyumsayamamasından ötürü, kendisini bütünüyle görememesinden kaynaklanan duygusal bir boşluk oluşur ve kişi bir çocuk gibi yakınlık ve sevgi ihtiyaçlarını diğerinden karşılamaya yönelir. Bu koşullu sevmeyi, ihtiyacın tatminine yönelik bir sevgi anlayışını ortaya koyar. Hakbuki sevgi özgür ve mutlak olandır. Sevgiyi bir sözcüğe, bir eyleme, bir hissiyata sığdırmaya çalışmak deliliktir. Öz sevgiyi bilen kişi; sevgisini göstermek için madde ve nesnelere yönelmez çünkü baktığı her yerde sevginin ta kendisini görmektedir. Sevgi her yerde ve her şeydedir. Bu şekilde görebilmek için öncelikle kendinizi koşulsuz sevmeye açmaya niyet edin. Sevgililer gününde; sadece bir kişiye yönelik değil tüm evrene yönelik sevginizi hissetmeye yönelin ve içinizdeki sevgiyi belki de sadece içten gelen samimi bir gülümseme ile ifade etmeyi seçebilirsiniz.Bugün, kendi yaratıcı gücünüz ile bağlantıya geçin ve özünüzdeki canlı yaşam enerjinizi nasıl içinizden geliyorsa o şekilde ifade etmeyi deneyin' ifadelerini kullandı.
Eğer içinizde sevgi duyumsamıyorsanız kendinize şefkat ve merhamet ile yaklaşmayı denemek gerektiğini belirten Genlik, 'Kendinizle rahatlatıcı ve destekleyici bir iç diyalog oluşturun. Mükemmel olmadığınızı ancak mükemmellikten var olduğunuzu bilin. İnsan varoluşu boyunca iki kez mükümmmel olur; biri doğduğu diğeri öldüğü andır. Doğum-ölüm döngüsünde her birimiz kendimizi arıyoruz, kendi ışığımız ile bütünleşmemiz için öncelikle kendimizi olduğumuz gibi kabul ederek koşulsuz olarak sevmeye ihtiyacımız var' şeklinde konuştu.
Uzman Psikolog Özge Genlik, 'Bugün 14 Şubat Sevgililer Günü. Sadece 'sevgilisi' olanların değil her özgür bireyin sevgi ile bağını yeniden gözlemlemeyi tercih edeceği umut ve ışık dolu bir gün. Sevgi, yegane gerçekliktir. Einstein ın yaşamının son günlerinde fark ederek açıkladığı üzere; 'sevgi, evrende var olan en güçlü kuvvettir ve aynı zamanda sonsuz mutlak ışıktır.' Günümüzde 'sevgi' kavramı bir nesneye, bir varlığa duyulan bir duygu olarak nitelendirilmektedir. Oysa ki sevgi bir duygudan ötedir. Sevgi bizi var eden bilinç boyutudur. Sevginin kelime anlamı; 'ölümsüzlüktür'. Nihai ebedi varlık olduğunu idrak eden kişi gerçek/ öz sevgiyi duyumsayabilir ve diğerine koşulsuzca sunabilir' dedi.
'Sevgi karşı cins ve cinsellikle sınırlı değildir'
Kendini bilen, varoluşsal olarak yaşamın özünü farkında olan birey için seven de sevilenin de bir olduğunu kaydeden Genlik, 'Öz sevgi yaşam enerjimiz ile kurduğumuz derin bağda gizlidir. Kendinizi ne kadar seviyorsunuz? Kendinizi ne kadar değerli buluyorsunuz? Sevgililer gününde iç gözlem yoluyla idrak etmeniz gereken iki önemli sorudur. Kendinizi ne kadar olduğunuz gibi kabul ederek seviyorsanız; dış dünyada bir diğerinden o yoğunlukta bir sevgi deneyimleyeceksiniz. Kendinizi ne kadar değer vererek, önemsiyorsanız; dış dünyadaki insanlar size o kadar değer verecekler. Herşey sizin kendinizi nasıl gördüğünüze ve bilinçli bir farkındalıkla kendinize nasıl yaklaştığınıza bağlı olarak sürekli dönüşüm halindedir' diye konuştu.
Her insanın varlığının eşsiz ve biricik olduğunu ifade eden Genlik, 'Eşsiz doğasını fark etme yolculuğunda insanoğlu ilişkiler sürecinde evrimleşir. Sevme doğası gereği ruh sağlığı ile ilişkilidir. Kendisine koşulsuz sevgi sunamayan bir bireyin, özündeki sevgiyi bir diğerine sunması olanaksızdır. Bunun da ötesinde yetişkin bir birey sevgi beklentisine zihinsel ve duygusal olarak odaklanıyorsa bu bir psikolojik dengede olmama halidir. Sevmek; bütünü ile kendini açmaktır. Karşılaştığı her duyguyu, her davranışı koşulsuzca kabul etmek ve deneyimlemeye izin vermektir. Seven özündeki sonsuz canlı yaşam enerjisi ile her an buluşan ve yaşam enerjisi ile yarattıklarını koşulsuzca verendir' açıklamalarında bulundu.
Genlik, 'Sevgi herhangi bir koşula bağlandığında, bireyin bebeklik ve çocukluk çağlarında sevgi ile yakınlık duyumsayamamasından ötürü, kendisini bütünüyle görememesinden kaynaklanan duygusal bir boşluk oluşur ve kişi bir çocuk gibi yakınlık ve sevgi ihtiyaçlarını diğerinden karşılamaya yönelir. Bu koşullu sevmeyi, ihtiyacın tatminine yönelik bir sevgi anlayışını ortaya koyar. Hakbuki sevgi özgür ve mutlak olandır. Sevgiyi bir sözcüğe, bir eyleme, bir hissiyata sığdırmaya çalışmak deliliktir. Öz sevgiyi bilen kişi; sevgisini göstermek için madde ve nesnelere yönelmez çünkü baktığı her yerde sevginin ta kendisini görmektedir. Sevgi her yerde ve her şeydedir. Bu şekilde görebilmek için öncelikle kendinizi koşulsuz sevmeye açmaya niyet edin. Sevgililer gününde; sadece bir kişiye yönelik değil tüm evrene yönelik sevginizi hissetmeye yönelin ve içinizdeki sevgiyi belki de sadece içten gelen samimi bir gülümseme ile ifade etmeyi seçebilirsiniz.Bugün, kendi yaratıcı gücünüz ile bağlantıya geçin ve özünüzdeki canlı yaşam enerjinizi nasıl içinizden geliyorsa o şekilde ifade etmeyi deneyin' ifadelerini kullandı.
Eğer içinizde sevgi duyumsamıyorsanız kendinize şefkat ve merhamet ile yaklaşmayı denemek gerektiğini belirten Genlik, 'Kendinizle rahatlatıcı ve destekleyici bir iç diyalog oluşturun. Mükemmel olmadığınızı ancak mükemmellikten var olduğunuzu bilin. İnsan varoluşu boyunca iki kez mükümmmel olur; biri doğduğu diğeri öldüğü andır. Doğum-ölüm döngüsünde her birimiz kendimizi arıyoruz, kendi ışığımız ile bütünleşmemiz için öncelikle kendimizi olduğumuz gibi kabul ederek koşulsuz olarak sevmeye ihtiyacımız var' şeklinde konuştu.