Terlemek artık sorun olmaktan çıkıyor
Yaz aylarının korkulu rüyası olan terlemek, yoğun terlemenin bulunduğu bölgelere yapılan küçük müdahalelerle kabus olmaktan çıkıyor. Uzmanlar, ter kokusunun gidermesi için kullanılan markasız parfüm ve deodorantlarla da ilgili uyarıda bulunarak, bu tür maddelerin vücuda zarar verdiğini söyledi.
Yaz aylarının korkulu rüyası olan terlemek, yoğun terlemenin bulunduğu bölgelere yapılan küçük müdahalelerle kabus olmaktan çıkıyor. Uzmanlar, ter kokusunun gidermesi için kullanılan markasız parfüm ve deodorantlarla da ilgili uyarıda bulunarak, bu tür maddelerin vücuda zarar verdiğini söyledi.
Özellikle yaz sıcağında insanların kabusu haline gelen ter ve beraberinde oluşan koku, sorun olmaktan çıkıyor. Yoğun terlemenin olduğu bölgelere uzman hekim tarafından yapılan küçük müdahalelerle terleme ve koku, tarihe karışıyor. Konu ile ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Memorial Dicle Hastanesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hakan Tekin, terlemenin aslında normal bir vücut fonksiyonu olduğunu söyledi. Bedenin, vücut ısısını dengelemek için terleme işlemini meydana getirdiğini belirten Op. Dr. Tekin, anormal diye tabir edilen terleme miktarının toplumda yaklaşık yüzde 2-4 oranında olduğunu kaydetti.
Her beş insanın birinde diğerlerine göre biraz daha fazla terleme olduğuna dikkat çekmen Op. Dr. Tekin, 'Biz bunu anormal grup hastalık olarak değerlendirmiyoruz. Terleme anormal bir durum değil, öncelikle bunu bilmemiz gerekiyor, her koşulda kurtulmamız gereken bir durum da değil. Bu yüzde 2-4'lük bir kesimin bizim patalojik diye tabir edebileceğimiz normalden4-5 kat daha fazla terleyen insanlardaysa bir sağlık sorunu olarak kendini gösteriyor. Terlemenin aşırı olması halinde oluşturduğu koku, elbiselerin sık sık değiştirme ihtiyacı, ya da terlemeye göre elbise giyme ihtiyacı, insanların sosyal ve günlük yaşantısını, iş hayatını etkileyebiliyor. Bunun gerek psikolojik gerek ruhsal bozukluklara yol açtığını biliyoruz. Hastalık grubuna girenlerin bir uzman hekime muayene olduktan sonra basitçe ilk sırada kullandığımız kremler losyonlar geliyor. Krem ve losyonlarla beraber, el ayak tabanları, koltukaltı, kasık bölgelerindeki terlemeler nispeten düzeliyor' dedi.
'Her terleyen insanın tedaviye ihtiyacı yoktur'
Bazı durumlardaki terlemenin krem ve losyonlarla veya ağızdan verilen ilaçlarla tedavi edilemediğine dikkat çeken Op. Dr. Tekin, şunları söyledi:
'Tedavi alternatiflerine baktığımızda en başta, botoks işlemi yapılıyor, mikrodalga yöntemi ile buradaki ter bezlerinin tahrip edilmesi ile terleme azaltılabiliyor, yine lazerle bu işlem yapılabiliyor. Burada insanları kaygılandıran bir durum var, terlemem gerekiyor fakat böyle bir işlem yapılırsa terlemeyeceğim diye, bizim vücudumuzun koltukaltı bölgesi için konuşacak olursak yüzde 2'si bu bölgede. Dolayısıyla buradaki işlemden sonra sizin vücudunuzun yüzde 98 oranında ter bezleri yerinde duruyor. Koltukaltı bölgesi koltukaltı bölgesi olduğu için bakterilerin üremesi, kokunun oluşması biraz daha fazla diğer bölgelere göre. Her terlemesi olan insanın bir tedaviye ihtiyacı yok, bunu unutmayalım.'
Ucuz parfüm ve deodorantlara dikkat
Terlemeden kurtulmanın ve bunun için her şeye başvurmanın doğru olmadığını dile getiren Op. Dr. Tekin, 'Terlemenin kokusundan kurtulmak için kullandığımız deodorantlar spreyler, eğer güvenilir değilse nasıl imal edildiğini bilmiyorsak, içeriğindeki maddeler bizim açımızdan zararlı olabilecek maddelerse, bunlar sizde alerji yapabilir, egzama benzeri reaksiyonlar yapabilir, enfeksiyonlara yol açabilir. Kullandıktan sonra kızarıklık bir şişme gördüğünüzde mutlaka bir uzman hekime danışmakta fayda var' diye konuştu.
Özellikle yaz sıcağında insanların kabusu haline gelen ter ve beraberinde oluşan koku, sorun olmaktan çıkıyor. Yoğun terlemenin olduğu bölgelere uzman hekim tarafından yapılan küçük müdahalelerle terleme ve koku, tarihe karışıyor. Konu ile ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Memorial Dicle Hastanesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hakan Tekin, terlemenin aslında normal bir vücut fonksiyonu olduğunu söyledi. Bedenin, vücut ısısını dengelemek için terleme işlemini meydana getirdiğini belirten Op. Dr. Tekin, anormal diye tabir edilen terleme miktarının toplumda yaklaşık yüzde 2-4 oranında olduğunu kaydetti.
Her beş insanın birinde diğerlerine göre biraz daha fazla terleme olduğuna dikkat çekmen Op. Dr. Tekin, 'Biz bunu anormal grup hastalık olarak değerlendirmiyoruz. Terleme anormal bir durum değil, öncelikle bunu bilmemiz gerekiyor, her koşulda kurtulmamız gereken bir durum da değil. Bu yüzde 2-4'lük bir kesimin bizim patalojik diye tabir edebileceğimiz normalden4-5 kat daha fazla terleyen insanlardaysa bir sağlık sorunu olarak kendini gösteriyor. Terlemenin aşırı olması halinde oluşturduğu koku, elbiselerin sık sık değiştirme ihtiyacı, ya da terlemeye göre elbise giyme ihtiyacı, insanların sosyal ve günlük yaşantısını, iş hayatını etkileyebiliyor. Bunun gerek psikolojik gerek ruhsal bozukluklara yol açtığını biliyoruz. Hastalık grubuna girenlerin bir uzman hekime muayene olduktan sonra basitçe ilk sırada kullandığımız kremler losyonlar geliyor. Krem ve losyonlarla beraber, el ayak tabanları, koltukaltı, kasık bölgelerindeki terlemeler nispeten düzeliyor' dedi.
'Her terleyen insanın tedaviye ihtiyacı yoktur'
Bazı durumlardaki terlemenin krem ve losyonlarla veya ağızdan verilen ilaçlarla tedavi edilemediğine dikkat çeken Op. Dr. Tekin, şunları söyledi:
'Tedavi alternatiflerine baktığımızda en başta, botoks işlemi yapılıyor, mikrodalga yöntemi ile buradaki ter bezlerinin tahrip edilmesi ile terleme azaltılabiliyor, yine lazerle bu işlem yapılabiliyor. Burada insanları kaygılandıran bir durum var, terlemem gerekiyor fakat böyle bir işlem yapılırsa terlemeyeceğim diye, bizim vücudumuzun koltukaltı bölgesi için konuşacak olursak yüzde 2'si bu bölgede. Dolayısıyla buradaki işlemden sonra sizin vücudunuzun yüzde 98 oranında ter bezleri yerinde duruyor. Koltukaltı bölgesi koltukaltı bölgesi olduğu için bakterilerin üremesi, kokunun oluşması biraz daha fazla diğer bölgelere göre. Her terlemesi olan insanın bir tedaviye ihtiyacı yok, bunu unutmayalım.'
Ucuz parfüm ve deodorantlara dikkat
Terlemeden kurtulmanın ve bunun için her şeye başvurmanın doğru olmadığını dile getiren Op. Dr. Tekin, 'Terlemenin kokusundan kurtulmak için kullandığımız deodorantlar spreyler, eğer güvenilir değilse nasıl imal edildiğini bilmiyorsak, içeriğindeki maddeler bizim açımızdan zararlı olabilecek maddelerse, bunlar sizde alerji yapabilir, egzama benzeri reaksiyonlar yapabilir, enfeksiyonlara yol açabilir. Kullandıktan sonra kızarıklık bir şişme gördüğünüzde mutlaka bir uzman hekime danışmakta fayda var' diye konuştu.