Terörle mücadele devam edecek, yaralar sarılacak
Terörle mücadelenin sonuna kadar devam edeceğini belirten AK Parti Elazığ Milletvekili ve TBMM Başkanlık Divanı Üyesi Ömer Serdar, Anadolu mozaiğinin hiçbir zaman çatlamayacağını ve bin yıllık tarihsel bir birlikteliği de parçalamaya kimsenin gücünün yetmeyeceğini söyledi.
AK Parti Elazığ Milletvekili ve TBMM Başkanlık Divanı Üyesi Ömer Serdar, mecliste görüşülen terörle mücadelede eylem planı ile gündeme ilişkin TGRT Haber'e açıklamalarda bulundu. 7 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye'nin terör örgütleri DEAŞ, PKK ve DHKP-C'nin hedefi haline geldiğini belirten Serdar, “Bunlar, örgütsel faaliyetlerinin yanı sıra bir takım müşterek hareket ederek Türkiye'de eylemler yapmaya başladı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de bununla ciddi bir şekilde mücadeleye başladı. Mücadeleye başlarken de, özellikle PKK terör örgütü bir takım egonamik alanlar oluşturma sürecine girdi. Terör örgütünün burada yaptığı insanların özel hayatını daraltmak, mülkiyetlerine el koyup, ticaretlerini engellemek ve bölgede kaos oluşturmaktır. Sonuçta burada Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kendi vatandaşlarının kamu düzenini tesis etmek gibi bir görevi var. Bu yönde de güvenlik güçlerimiz tarafından ciddi bir mücadele başladı. Bölgede bir takım yerlerde sokağa çıkma yasakları oluştu. Bunun temeli şudur. Orada terörle mücadele ederken siz devlet olarak örgüt gibi hareket edemezsiniz. İnsan haklarına, hukukuna riayet ederek olmalıdır. Sivillere zarar vermeme adına çok hassas olmalısınız. Dolayısı ile bu süreçlerin biraz yavaş yürümesinin temelinde bu var. Ancak önemli ölçüde güvenlik güçlerimiz bölgede bir çok yeri terörden arınmış duruma getirdi” dedi.
“BİRLİKTELİĞİMİZİ PARÇALAMAYA KİMSENİN GÜCÜ YETMEYECEK”
Kalıcı bir şeyler yapmanın gerekliliğini de ifade eden Serdar, “Sosyal ve ekonomik boyutlarını ilgilendiren bir eylem planı gerekiyordu. Bakanlar kurulunun gündeminde de bu konular vardı. Kamu düzeni sağlandıktan sonra planlanan sosyal ve ekonomik alanda bir rehabilitasyon ve restorasyon çalışması yapmaktır. İnsanların bu konudaki mağduriyetlerini devlet olarak gidermektir. Eğitimde çocukların yaşamış oldukları eksikliği telafi etmek var. Bununla ilgili çalışmalar yapılıyor” diye konuştu.
AK Parti hükümetlerinin genel yaklaşımı olarak, kendilerinin o bölgeye bin yıllık geleneğin birlikteliğini oluşturan kardeşlik projesi olarak baktıklarını anlatan Serdar, şunları kaydetti:
“Terörle mücadele ederken sadece güvenlik konseptiyle bakamazsınız. Biz de AK Parti hükümetleri olarak sadece güvenlik konseptiyle olaya bakmadık. İşin sosyal, siyasal ve ekonomik olarak birçok perspektiften olaya baktık. Ancak 7 Haziran'dan sonra çözüm sürecinde ihanete uğramamız sonucu o bölge de güvenlik konusunda ciddi önlemler almamız gerekti. Devletimiz de gereken önlemi aldı, zaten vatandaşında beklentisi bu yöndeydi. Anadolu mozaiği hiçbir zaman çatlamayacak. Burada bin yıllık tarihsel bir birliktelik var. Bu birlikteliği de parçalamaya kimsenin gücü yetmeyecek.”
“HDP'LİLER KENDİLERİNE DESTEK AZALDIKÇA AGRESİFLEŞİYOR”
HDP'nin o bölgede terör örgütünün eylemlerine alkış tuttuğuna vurgu yapan Serdar, şu ifadelerde bulundu:
“HDP'ye demokratik hukuku zemininde mücadele etsin, ülkenin geleceğine dair perspektif ortaya koysun diye oradakiler oy verdi. Ama onlar bunu yapmadılar. 7 Haziran'dan sonra PKK'nın yaptığı her eylemi olumlar nitelikte beyanlar verdiler, bir takım manipülasyonlara girdiler. Devletin orada güvenlik güçleri ile yaptığı mücadeleyi manipüle ederek meclise ve kamuoyuna taşıdılar. Bunun için rehabilite aşamasında kamuoyu diplomasisi ile kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi de var. HDP bir siyasi parti gibi hareket etmiyor, terör örgütünün uzantısı gibi hareket ediyor. Onu da toplumumuzun görüyor. Zaman zaman kamuoyu araştırmasında görülüyor ki toplumda tamamen destek azalıyor, bunun getirdiği agresiflikle meclis programlarını devam ettiriyorlar. Batıda terör eylemi olduğu zaman bütün muhalefet ve sivil toplum kuruluşları devletin yanında durur. Devletin yanında durma olayı terör örgütüne ciddi anlamda korku verir. Bizim muhalefetimiz maalesef bu konuda yeterli duyarlılığı göstermedi. Bu durum Türk ve Kürt kardeşliğine hizmet eden bir anlayış değil. Toplumun gözü önünde bu gerçekleşiyor. Türkiye toplumu bunu her haliyle izliyor ve bu haliyle de özellikle hükümetimizin arkasında durduklarını görüyoruz.”
“BAŞKANLIK SİSTEMİNİ ÖNERİ OLARAK SUNUYORUZ”
Hakkari ve Şırnak il merkezlerinin taşınmasının terörle alakası olmadığını tamamen sosyo- ekonomik nedenlerden olduğuna da değinen milletvekili Serdar, bu durumunun uzun süredir hükümetin gündeminde olan konu olduğunu kaydetti. Türkiye'de parlamenter sisteminin arızaları olduğunu da dile getiren Serdar, Başkanlık sisteminin öneri olarak topluma aştıklarını ancak muhalefet kişiselleştirerek bir takım manipülasyonlara girdiğinin altını çizdi. Başkanlığını bir sistem aygıtı olduğunu tartışılıp, konuşulması gerektiğini kaydeden Serdar, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
“Biz başkanlık sistemini Türkiye'de karar alma süreçlerinin daha hızlı işletilip, kuvvetler ayrılığının tam oturacağını denge ayarının oturtularak, bizi dahi ileriye götüreceğini söylüyoruz. Biz bunu topluma tartışma olarak açıyoruz, muhalefetin de varsa önerisi getirsin tartışılsın en uygun sistem bulunsun.”