Turizme 'Kent Konseyi' desteği
İlimizin turizm potansiyellerini öne çıkarmak ve değerlerimizi tanıtarak ekonomiye ve markalaşma sürecine katkıda bulunmak amacıyla çalışmalarını sürdüren, Kent Konseyi Kültür-Turizm ve Sanat Çalışma Gurubu, beşinci toplantısını gerçekleştirdi.
Kent Konseyi üyesi Zekai Akılotu'nun ev sahipliğinde Şüşnaz Kültür Evi'nde gerçekleştirilen çalışma gurubu toplantısına; tarih, turizm, kültür ve sanat alanlarında araştırma ve eserleri olan uzmanlar ile yıllarca Elazığ kültür ve turizmine hizmet etmiş ve hizmet etmeye devam eden akademisyen, bürokrat, STK mensupları ve kültür gönüllüleri katıldı.
Kent Konseyi Kültür-Turizm ve Sanat Çalışma Gurubu'nun çalışmaları ve bu çalışmalarla ilgili değerlendirmelerinin kamuoyu tarafından yakından takip edildiğini ve takdirle karşılandığını ifade eden Kenet Konseyi Başkan Yardımcısı Süleyman Yapıcı, amaçlarının, şehrin turizm ve kültür zenginliklerini öne çıkarmak ve eksikliklerinin giderilerek sektöre kazandırmak olduğunu dile getirdi.
HARPUT, TÜM YÖNLERİYLE ELE ALINMALI
Geçtiğimiz ay Harput'ta yaptıkları çalışmamızda Buzluk Mağarası, Ankuzu Baba ve Ölbe Vadisi ile ilgili değerlendirme yapmak için zamanlarının kalmadığını dile getiren Kent Konseyi Başkan yardımcısı Yapıcı, bu konularla ilgili çalışmamızı bu toplantıya ertelediklerini dile getirdi.
KİRAZ ÜRETİM MERKEZİ HARPUT
Harput ve çevre köylerinde kendine has aromatik lezzeti olan kaliteli kiraz üretiminin yapıldığına kiraz mevsiminde ve kirazların toplandığı bu zaman aralığında kiraz üretimi ile ilgili konuları da gündeme taşımayı gurubumuz olarak uygun gördüklerini ifade eden yapıcı; “Bu saha çalışmalarımızı diğer ilçelerle de devam ettirmeyi düşünüyoruz. Bu çalışmalarla ilgili rapor ve projeler gurubumuzun koordinatörü Sayın Prof. Dr. M. Taner Şengün hocamızın başkanlığında hazırlanarak ilgili makamlara sunulacağını dile getirdi.
BUZLUK MAĞARASI BAKIMSIZ VE İLGİSİZ
Harput'un tarihi ve turistik değerleri ile coğrafi güzelliklerinin yeterince değerlendirilmesi için özellikle öteden beri bilinen ve tarihi kaynaklarda adından övgüyle bahsedilen Buzluk Mağarasının bakımsızlık sebebiyle ziyaretçileri hayal kırıklığına uğrattığına dikkat çeken Kent Konseyi Başkan Yardımcısı Süleyman Yapıcı şunları ifade etti:
“Buzluk mağarası, jeomorfolojik oluşum açısından dünyada ender bulunan bir oluşumdur. Özellikle yaz aylarında içerinde oluşan buz sarkıtları mağarayı çok ilginç ve özel bir şekle sahip olmasını sağlamıştır.
Geçmişten günümüze kadar önemini koruyan Buzluk Mağarası Osmanlı Salnamelerinin tümünde Harput Kalesi ile birlikte asar-ı atikadan (tarihi eserlerden) sayılmıştır.
Osmanlı vilayet salnamelerinde Buzluk Mağarası ile şu bilgiler verilmektedir:
‘Buzluk dediğimiz yer, sıcak ve kızgın günlerde gezilen en güzel tabiat harikalarından biridir. Harput'a yaya olarak 1 saat 15 dakika mesafede, Yassıca isimli dağın zirvesinde, büyük taşlar altında geniş ve derin bir mağara olup, içine ne kadar gidilse sonuna ve her yönüne kimse ulaşamamıştır. Bu mağara üç mevsimde yani bahar, güz ve kış mevsimlerinde sıcak Haziran başlangıcından itibaren yaz mevsiminin sıcak günleri başladığı zaman mağara tavanından damlayan sulardan, tavan kenarlarında akan sular sütun şeklinde buz haline gelirler.
Mağara zemininde irili ufaklı diklikler. İşte bu tabii buzlar, şiddetli yaz mevsimi uzayıp devam ettikçe hararetin giderilmesi sebep olur. Sonbahar mevsimi gelip geçince kış soğuklarının başlaması ile beraber o mağara garip bir hal ile sıcak kaplıca hamamına benzer bir sıcaklık yaymaya başlar.
Mağara içinde meydana gelen buzlar o civardaki bahçe sahipleri tarafından çıkarılıp satılır. Bu mağaranın buzuna kudret buzu denir ve insanlar arasında şifalı olduğuna inanılır. Beldemize atanan memurlar, misafirler, devlet büyükleri ve devletten bazı merak sahipleri bu tabiat harikasını görmek için mağara içine inmek zahmetine katlanırlar. Mağara içine girilecek yol pek dar tehlikeli olup mum yakılmadan girilemez, yol bilen olmadıkça inilip çıkılmaz. Buzluğun her cihetinde latif bahçeler bulunup suları da buzluk altından kaynadığından gayet soğuktur. Dişine ve midesine güvenemeyenler içemez.
Denizden 1.455 metre yüksekliğinde bulunan buzluk dağından ibarettir ki: bunun temelinde mağaradan akan sulardan Temmuz ve Ağustos aylarında Allah'u Teâlâ'nın kudreti ile nefis ve kendine mahsus berrak buzlar oluşur.
Yaz mevsiminin yayıcı sıcak günlerinde susayanlar bu soğuk buz kütlesi ile hararetlerini söndürürler.
Diğer buzlarda düşünülen hastalıklar ve ağrılar bu kudret buzunda yoktur. Bazı kimseler ve mevsime özel olan buz satıcıları donan buzları yaz mevsiminde demir alet ile kırıp yük yük getirip kasaba, vilayet merkezine hatta civar köylere nakledip üç okkasını on para gibi ucuz bir bedelle satarak istifade ederler.'
PROJE, HAYATA GEÇİRİLMELİ
Buzluk Mağarası'nın Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünde Tabiat Varlıkları Koruma Şube Müdürlüğü'ne bağlı olduğunu, bu şubenin de Şanlıurfa Tabiat Koruma Kurulu'na bağlı bulunduğunu ifade eden Yapıcı; “İlimizde meydana gelen 24 Ocak 2020 tarihinde 6.8 ve 27 Aralık'ta meydana gelen 5.3 depreminde buzluk mağarası içerisinde kaya düşmesi sonucu mağara, Şanlıurfa Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından geçici olarak kapatılmıştır.
Konu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünce Elazığ Belediyesi'ne bildirilmiş, bunun gereği olarak da mağara içine girilmemesi için fiziki önlemler alınmıştır. Buzluk mağarasına ulaşım, yol, aydınlatma, çevre düzenlemesi, dinlenme alanlarının yapılması, yeşillendirilmesi, sosyal donatıların ve alt yapı tesislerinin yapılması ile ilgili geçtiğimiz yıllarda yapılan rekreasyon projesi Şanlıurfa Tabiat Koruma Kurulu tarafından onaylanmıştı.
Onaylanan bu proje yeniden gözden geçirilerek bir önce çalışmaların başlatılması gerekmektedir. Buzluk Mağarası'nda gerekli çalışmaların bir önce yapılarak turizme yeniden kazandırılması gerekmektedir. Ziyarete kapalı olduğu halde buzluk mağarasını ziyarete gidenler maalesef büyük bir hayal kırıklığı yaşamaktadırlar.” Dedi.
MANEVİYATI VE SEYİR GÜZELLİĞİ İLE ANGUZU BABA TÜRBESİ
Ankuzu Baba tepesinin Elazığ çevresindeki ve Harput platosundaki en önemli gün batımı ve gün doğumunun izleneceği geniş bir perspektife sahip olan önemli bir tepeyi oluşturduğunu, aynı zamanda tepe üzerinde bulunan Ankuzu Baba türbesi bu bölgedeki en önemli inanç turizmi değerlerinden biri olduğunu ifade eden Kent Konseyi Başkan Yardımcısı Süleyman Yapıcı şu görüşleri dile getirdi:
“Rahmet İshak Sunguroğlu Harput Yollarında isimli eserinde Anguzu baba ile ilgili şu bilgileri vermektedir.
‘Ankuzu veya Eykuzu namıyla bilinen bu ziyaretgâh, Harput'a 7-8 km. mesafede ve Harput'un kuzey doğusunda Buzluk Kayalıkları. Gâvur Taşı ve Ankuzu Taşı denilen üç muazzam ve yüksek kayalıkların en sonuncusu olan Ankuzu kayalığının tam zirvesinde, tek bir türbe içerisindedir.”
Bu türbenin ve kayalıkların etrafında bulunan bahçelere Ankuzu nahiyesi denilirdi. Yaz günleri, bu türbeye kurban adayanlar ve türbeyi ziyarete gelenler kafileler halinde bu kayalığa tırmanır, kurbanlarını keser, fakir fukaraya dağıtır, bu müstesna yerde oturur, yemeklerini yerler, dinlenir ve sonra türbeyi ziyaret ederek dönerlerdi.
Ankuzu Baba'nın 8. Ve 9. Yüzyılda Arap-Bizans mücadeleleri esnasında bölgenin fethine katıldığı tahmin edilmektedir.
Türbenin hemen yanı başında keskin kayalara gömülmüş bir insan ve bir at ayağı izinin mevcudiyeti halk arasında bu zatın, bir İslâm mücahidi olduğu ve burada şehit düştüğünü, bazıları da aslen bu civar halkından ve mazanneden (ermiş) bir zat olduğu halde, Yeniçerilerin zulmüne uğrayarak firar ve kayalıklara sığınmak isterken arkasından yetişilerek burada feci surette öldürüldüğü ve buraya defnedildiği rivayetleri vardı.
Türbenin kuzey tarafındaki kayalarda Ankuzu Baba'nın şehit olurken dökülen kan izleri bulunmaktadır. Ziyaretçiler, türbeyi ziyaret ettikten sonra bu izlerin önünde hürmetle dururlar, bu izlerin Ankuzu Baba'ya ve atına ait olduğuna inanırlardı.”
TÜRBEYE ULAŞIMI KOLAYLAŞTIRICAK ÇÖZÜMLER ÜRETİLMELİ
Ankuzu Baba türbesinin bulunduğu Ankuzu Kayalığı ve tepesi coğrafi açıdan bölgeye hâkim, manzarası gayet güzel bir mevki olup ulaşımı oldukça zor ve zahmetli olduğunu ifade eden Yapıcı, türbenin bakım ve yenileme çalışmaları ilgili Vakıflar Bölge Müdürlüğünce yapıldığını, bu mekana ziyareti kolaylaştırmak için Elazığ İl Özel İdaresi tarafından ahşaptan bir merdivenle ulaşımının sağlanması, manzaranın keyfini çıkarmak ve ziyaretçilerin dinlenmelerini sağlamak için ise dinlenme alanlarının, sosyal donatıların ve alt yapı tesislerinin projelendirilerek yapılması ve turizme kazandırılması gerektiğini ifade etti.
SAKLI GÜZELLİK ÖLBE VADİSİ
Harput bölgesinin doğal güzelliği “Ölbe kanyonu veya vadisi ve Deve Mağarası, Tarihi Harput şehrinin 7-8 km kuzeydoğusunda en yüksek noktalarını oluşturan Ankuzu Baba ve Gavur Yaşı tepelerinin güneyinde yer alan Karstik özelliklere sahip kaynakların bulunduğu doğu batı istikametinde Oymaağaç (Pekinik) köyüne kadar devam eden kendine özgü; mağaralar, küçük şelale karstik tüneller gibi doğal oluşumlar ihtiva eden Harput çevresindeki en önemli yüzey sularının kaynak olarak ortaya çıktığı ve içerinden aktığı bir kanyondur.
Dik yamaçları, Harput'a bağlanan tarihi yollar üzerinde bulunması dinlenme ve Harput'a girmeden önce tüccarların alışveriş yaptığı mekânları olması dolayısıyla Ölbe Kanyonu turizm açısından önemli bir yerdir.
Harput Platosu üzerindeki gözden uzak ve ulaşımı ancak bazı patika yollarla sağlanabilen Ölbe Kanyonu ve Deve Mağarasını yörede yaşayan halk dışında pek az insan bilmektedir.”
YÜRÜYÜŞ PARKURU OLARAK HİZMETE AÇILMALI
Ölbe vadisi için, bu noktadan başlayıp Oymaağaç köyünde tamamlanacak bir yürüyüş parkuru projesinin İl Kültür Müdürlüğü ve Fırat Kalkınma Ajansı tarafından projesi oluşturulduğunu ifade eden Yapıcı, “Bu yürüyüş parkurunun hizmete açılması, kaya tırmanışlarının yapılması, günü birlik piknik alanlarının oluşturulması, ıslah çalışmaları ile birlikte çevre düzenlemesi ve doğasına uygun küçük setler halinde çalışmalar yapılarak doğal güzellikleri ve çekici özellikleri ile doğal çevre planlaması yapılarak Elâzığ ve bölge turizmine kazandırılmalıdır.” Dedi.
KİRAZ ÜRETİMİ DESTEKLENMELİ, FESTİVAL DÜZENLENMELİ
Harput bahçeleri ve köylerinde yetişen üzüm, ayva, kiraz gibi meyvelerin ve üretilen pestil ve orciklerin bir marka değeri ve kendine has bir tadı ve aroması olduğunu ifade eden Kent Konseyi Başkan yardımcısı Süleyman Yapıcı, konu ile ilgili olarak önerilerini şu cümlelerle dile getirdi:
“Harput ve bahçeleri başta olmak üzere Alayaprak, Gökçebağlar, Obuz, Beşoluk, Kurtdere, Serince, Erbildi, Yenigün ve Oymaağaç'ta yaklaşık 500 dönümlük bir arazide mevsimine göre 3000 ile 5000 ton arasında kiraz üretilmektedir.
Kendine has tadı ve rayihası ve aroması olan bu kirazlar, yüksek rakım sebebiyle bölgemizde en son yetişmekte ve piyasaya sunulmaktadır. Üretilen bu kirazlar üreticilerin kendi imkânları ile veya halcilerin ve toptancıların bahçenin tüm ürünlerini satın alarak piyasaya sunulmakta ve çevre illere ihraç edilmektedir. Ancak kooperatifleşme olmadığı için pazarlanma sıkıntısı yaşanmaktadır.”
KOOPERATİF KURULMALI
Bölgede üretilen kirazların yeterince değerlendirilmesi için en büyük eksikliğin tanıtım ve üreticiler tarafından kurulacak bir kooperatifin bulunmaması olduğunu dile getiren Yapıcı, şunları ifade etti:
“Hepinizin malumu olduğu üzere tanıtım faaliyetleri ve bu faaliyetlerden biri olan festivaller, ülkenin var olan imajını düzeltmede, buna bağlı olarak da kentsel ve bölgesel ekonomik kalkınmada önemli etkenlerdir. Kiraz başta olmak üzere kendine has tadı ve araması olan Gezin Çileği ve diğer ürünlerin tanıtımı için festivaller düzenlenmelidir. Bununla birlikte üretim miktarının artırılması için özellikle Alayaprak'ın içme suyu, Harput mahalle ve köylerinin tamamını kapsayacak şekilde tarımsal sulama projesinin yapılarak faaliyete geçirilmesi gerekmektedir.”