BAD-DER'den iftar buluşması
Diyarbakır Birlik ve Akademik Düşünce Derneği (BAD-DER) tarafından bir otelde iftar buluşması gerçekleştirildi.
Diyarbakır Birlik ve Akademik Düşünce Derneği (BAD-DER) tarafından bir otelde iftar buluşması gerçekleştirildi.
Programa BAD-DER Yönetim Kurulu Genel Başkanı Muhammed Beybur, yönetim kurulu üyeleri Cengiz Aygün, Ahmet Alpaycı, Recep İdikut, Süleyman Aydın, Tekin Barut, Kutbetin Özmen, basın mensupları ve davetliler katıldı. BAD-DER dönem sözcüsü Ahmet Alpaycı, iftar öncesinde derneğin çalışmaları hakkında katılımcılara bilgi verdi. Alpaycı, yaptığı konuşmada, çok şey istemediğini, sadece herkes hakkınca muamele eden bir adalet istediğini belirtti. Alpaycı, ”Büyük acıların yaşandığı coğrafyamızda, tarihi bir süreç yaşanmaktadır. Bölgemizde cereyan eden olaylar ve yaşanan acılar hepimizin malumudur. Bölge halkı özlemle ve hasretle barışın, kardeşliğin hoş görünün, insani değerlere ve farklılıklara saygının ön plana çıktığı günleri beklemekte, bu günleri arzulamaktadır. Farklı görüş ve fikirlerin siyasi mecrada bulunması birer zenginlik olarak görülmesi lazım gelirken karanlık senaryoların sahneye konulması, olayların ülkemize yönelik gerçekleşmesi ve saldırıların olması kim ve kimler tarafından yapılırsa yapılsın tasvip etmemiz söz konusu değildir. Geçmişte yaşanan acılar ve geçmiş deneyimlerimiz tüm farklılıklarımızla birlikte yaşamamız gerektiğini bize ziyadesiyle öğretmiş olmalıdır. Her fırsatta dile getirdiğimiz üzere, halkın değerlerini hiçe sayan halk ile bütünleşmelerin ve halkın isteklerini göz ardı eden anlayışlar sorun üretmekten öte bir anlam ifade etmemiştir. Bizler dernek olarak milli ve manevi değerlerin aksine olacak çalışmaları, üzüntüye sebep olacak işleyişleri ve toplumdaki aksaklıkların tespiti ve çözüm önerilerini, bürokrasi, basın mensupları ve kamuoyuyla paylaşıp, aksaklıklar sona erene kadar, gündemde tutacağız. Birlik ve Akademik Düşünce Derneği, herhangi bir felsefi veya politik görüşün sesi değildir. Bütün politik görüş ve düşüncelerin, kendini yasalar ile milli ve manevi değerler çerçevesinde ifade edilmesi ve örgütlenebilmesi hakkını savunan düşünce okuludur. İnsani haklar çerçevesinde yapılacak her olumlu çalışmayı, kim yaparsa yapsın, destekler. Bu saatten sonra herkes kendisini sorumlu hissetmelidir. Bu nedenle tüm siyasilerin politik beklenti ve hesaplarından öte, ülkeyi, milli ve manevi değerleri, insan hayatını önceleyen bir sorumlukla hareket etmeleri gerekmektedir. Çok şey değil, sadece herkes hakkında muamele eden bir adalet istiyoruz. Güçlüye, bir avuç elite şemsiye olan değil, mazlumu, ezileni, sömüreni kısacası haklıyı görüp, tecelli edecek bir adalet istiyoruz. Çağrımız insani ve İslami duyarlılığını yitirmemiş, insanlık için, adalet için, ülkemiz için, özgürlük için, kardeşlik için, bir iddiası, bir sözü olan tüm insanlaradır” dedi.