Bakan Soylu 'İstanbul Seçimini Kaybedince Ağladım'
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, katıldığı bir televizyon programında ''Ben İstanbul seçimini kaybettiğimizde ağladım' ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun katıldığı bir televizyon programında annesi ile 2019 İstanbul Seçimi öncesi kurduğu diyaloğu şöyle anlattı: 'Biz İstanbul seçimini kaybettik, ben üzüldüm. Bunu da burada ilk kez söyleyeyim ağladım da… İstanbul seçimini kaybettiğimizde ağladım. Ağlamamın sebebi de şu: İstanbul bizim sevgilimiz… Bu toplumun sevgilisi. Bu coğrafyanın sevgilisi.
İstanbul, sadece İstanbullular tarafından sevilen bir İstanbul değil. İstanbul’u herkes tarafından sevilen, etrafındaki bütün coğrafya tarafından sevilen birileri tarafından da imrenilen bir şehir. Bizim bu şehre hizmetlerimizin olması gerekir.
Rahmetli annemi aradım, o da ağlıyordu. İki gün sonra babama geldim. 'Merak etme' dedi. 'Buralar kazanılır, 30 yıl burayı CHP kazanamaz. 30 yıl iktidar yüzü göremezler' dedi.'
Bakan Soylu programda verdiği yanıtların satır başlıkları:
-'Siyasete nerden baktıgınıza bağlı, siyasetin içine koyuyorsunuz buna bağlı. Dünyanın en zor coğrafyasının birisinde yaşıyoruz. Çocukluğumuzdan itibaren, bütün Türkiye’yi anlatanlar stratejik bir önemi anlatırlar. Üç tarafı denizlerle çevrili ve dünyanın kıtalarının arasında olduğunu değerlendiririz. Türkiye’nin önemi sadece stratejisi değildir. Çok kritik coğrafyalarda bulunan ülkelerde var. Türkiye’nin önemi Müslüman bir coğrafyada olmasıdır, kültürüdür, tarihidir. Bu ülkenin üzerinde bunlar karakter oluşturmuştur. Burda önemli olan bu kodların ele geçirilmesidir.'
-'Ülkemizde güçlü bir mücadele var. Dünyada siyaset bicimi iki türlüdür. Zenginlik fakirlik ve batılık doğuluktur. Din üzerinden şekil alır. Zeminin oturtulduğu alan bu alanlardır. Bize emanet olarak bırakılan kültür, başımızın tacıdır. Onun dışında başka öğretiler de var. Dinimizin bize bıraktığı öğretiler var. Bu coğrafya hepsinin sentezidir. Bir siyasi mücadele yapıyorsunuz, eğer bunu koltuk için yapıyorsanız, sert olmazsınız. Doğrularla yürürken esneme payı çok yüksek olur. Bizim milletimizin zaman kaybedecek kaybı yok. Bizim dünyaya söyleyecek sözümüz var. Anlatacaklarımız var.'
-'Şimdi biz Balat’tayız. Burada Kilise canı da çalıyor, dünyanın en güzel ezanı da okunuyor. Burası çok farklı bir coğrafya. Bunun için herkesin gözü burada. Onun için siyaset yaparken zihninizde bunlar oluyor. Sınıfsal pozisyonlar da böyle. Biz mazlumun mağdurun sesi diyoruz. Bu kolay kullanacak bir söz değil. Bunu bugün yapmamışız, 600 yıldır bunu yapıyoruz. Karşıdan size haksız saldırı gelebilir.
Elimizde güç varsa bu güç milletimizi yok etmeye yönelik değildir. Burada bu mücadele ülkeyi ileriye götürme mücadelesi, Türk siyasetinin dışında da verilen bir siyasettir. Menderes, Türk siyasetinin zeminini hazırladı. Batı’nın korktuğu da budur. Eğer Türkiye böyle devam ederse büyük güç olacak diye korkuyorlar. Türk siyaseti idam etmedi. Dış güçler böyle istedi.'
Konuşmasının devamında, Batı’nın Türk siyasetine her zaman karşı olduğunu söyleyen Bakan Soylu, “Sermayenin etkisi burada çok açıktır. Şimdi burada sözümüzün bir sertliği yoktur. Siyasetin kendine ait dili vardır. Siyaset geri adım atmasını da bilir. Siyasetteki sözün ederi şudur ‘Yalan mı doğru mu’ siyasetin oturduğu yer burasıdır.
Siyaset devleti yönetenlerle millet arasında köprüdür. Siyaset bu köprüyü oluşturur. Sert sözün bir maliyet söz konusu değildir. Ama yalan sözün maliyeti söz konusudur. 1960 darbesine giderken Türkiye bu yalanlarla gitti. Öğrencileri 5 bin silahla öldürecekler denildi.
Dönemin CHP Genel Sekreteri bunun yalan olduğunu açıklayalım diyor Milli Şefe. Burada sert sözler çok az konuşulur. Çünkü yalan konuşulur. Siyasette sert sözün bir maliyeti yoktur. Nezaketli olursunuz sert söz ortadan kalkar. Bu coğrafya sözün değil eylemlerle karşı karşıyadır. Hepimizin eksiği var. Eksiği olmayan Allah vardır. Her gün birçok olayla karşı karşıya kalıyoruz. Biz burayı bu ölçekte götürmek zorundayız. Siyasetin kendi doğası var” diyerek sözlerine devam etti.