Balık’tan Gezi Parkı Değerlendirmesi

AK Parti Elazığ Milletvekili Sermin Balık, Gezi Parkı olaylarında Türkiye’nin içine alev topu atıldığını ama belirli çevrelerin amaçlarına ulaşamadan olayların kendiliğinden sona erdiğini söyledi.

Balık’tan Gezi Parkı Değerlendirmesi
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Elazığ Milletvekili Sermin Balık, Gezi Parkı olaylarında Türkiye'nin içine alev topu atıldığını ama belirli çevrelerin amaçlarına ulaşamadan olayların kendiliğinden sona erdiğini söyledi.
 
Sermin Balık, Türk milletinin zaten yakından takip ettiği Gezi Parkı olaylarının aslında ağaç meselesi olmadığını bildiklerini söyledi. Olayların kendiliğinden geliştiğini ve ülke olarak bir sıkıntı içine girdiklerini belirten Balık, asıl amacın Türkiye'yi batırmak olduğunu ancak bunu başaramadıklarını dile getirdi. Balık, "Hepimizin bildiği gibi Gezi Parkı olaylarının başlama sebebi 10-15 tane ağaç olarak lanse edildi, ama Türkiye'nin ortasına bir alev topu atıldı ve uzaktan izlenmeye başlandı. Elbetteki hepimizde biliyoruz ki bu sebep 10-15 tane ağaç değildi. Çünkü milyonlarca dolar Türkiye'ye zarara girdi. Kamu araçları yakıldı binalar yıkıldı vatandaşlar, esnaf büyük zarar gördü, buradan da görüldü ki asıl amaç 10-15 tane ağacı korumak değildi. Bunlardan elbetteki gençlerimizden kandırılıp buraya alet edilen evet burada bir ağaç katliamı varmış izlenimi yaratılıp bu masum gençlerin de burada olduğunu fakat, bu grubun çok azınlıkta olduğunu ve gözleri açıldıktan sonra bu çocuklarımızın evlerine çekildiğini çok iyi biliyoruz. İlk bir kaç günden sonra Gezi Parkı olaylarında yer alanlar Türkiye'yi şuanda Mısır'ın yaşadığı duruma çekmeye çalışan bir gizli güç olduğunu hepimiz biliyoruz. Elbetteki bunlara gizli güç dedik ama bu tamamen yurtdışı odaklı olmasına rağmen Türkiye'den de destekli büyük bir yıkım projesiydi. AK Parti'yi, sayın Başbakanımızı yıkım projesiydi ancak hem partimizin hem de başbakanımızın dik duruşuyla ve en önemlisi de milletimizin sağ duyusuyla biz bu olayı atlattık. Elbette ki çok yaralar aldık, ama hükümet bundan bir zarar gördü mü görmedi mi? Hükümet açısından bu bir kayba sebep olmadı. Ama bu kayba sebep verilmeyişin sebebi başbakanımızın çok dik durması olayları tamamen kendi kontrolü altında tutması ve her şeyden önce vatandaşlarımızın hassasiyetiydi. Siz yüzde 50'nin gücünü düşüncesini ve iradesini yok sayamazsınız bir ülkede. Bu hükümet yüzde 50'nin daha fazlasıyla iktidara gelmiş bir hükümet, bunu yok sayamazsınız. Dünya Türkiye'deki bu küçük çaplı gösterileri olayları büyütüp medyaya Türkiye yanıyor, Türkiye'ye gitmeyin, Türkiye'de iç savaş var izlenimi yaratırken bütün yurtdışındaki basın kuruluşları bundan çarşaf çarşaf söz ederken ne yazık ki Mısır'da bir darbe olduğunu demokrasiye büyük bir hançer saplandığını ve Mısır'da bir katliam yaşandığını sütunlarına taşımadılar. Buna darbe dahi diyemediler" dedi.
 
HALK TERÖR ÖRGÜTÜNDEN DESTEĞİNİ ÇEKTİ
 
Milletvekili Sermin Balık, çözüm süreciyle ilgili de düşüncelerini paylaştı. Balık, "35 yıldan beri Türkiye'de bu kanayan yaramız vardı. 35 yıldır Türkiye'nin sırtından indiremediği bir kanlı olay bu. Türkiye'ye maddi manevi çok büyük kayıplar yaratmış çok sayıda şehit verdiğimiz ailelerin içlerinin canlarının yandığı maddi olarak ülke ekonomisinde çok büyük sekteler vurdurulmuş bir yaramız terördür. Ancak 35 yıl sonra ilk defa terörü bitirebiliriz umudu insanların içinde doğdu. Silahlı mücadelemizi verdik ve son dönemlerde terör örgütüne büyük zararlar verildi, kendilerini toparlayabilecekleri durumda da değillerdi. Hem halktan ciddi bir destek alamıyorlardı hem askeri olarak büyük bir yara almışlardı ancak bu süreçte neden bu yola girildi diye bir şey doğurdu. O dönemde bazı köylerimizde terör örgütüne karşı bir sempati ve destek vardı ama insanlar terörsüz yaşamayı korkusuz yaşamayı bu birkaç ay içinde gördüler. Hayat korkusu can korkusu kapıma gelip evladımı götürürler korkusu olmadan yaşamayı bu son birkaç ay içinde gördüler. İnsanlar son bir kaç aydan beri doğuda ve güneydoğuda özgürlüğün tadına vardılar. Bundan sonraki teröre tekrar destek olacağını asla mümkün görmüyorum. Terör örgütünün halktan desteği çekildi. Bir daha destek verip de ülkesinde rahat huzur içinde dolaşamadığı bir ortama tekrar adım atmazlar buna ihtimal vermiyoruz. Biz şimdi askeri gücümüzü çekmiş değiliz, askeri mücadelemizi devam ettiriyoruz. Askeri güçlerimiz de mücadelelerini vermek istiyorlar. Bu süreç değer miydi, evet değerdi. Aylardan beri bu ülkede şehit aileleri artık ağlamıyor. Bu bizim için büyük bir kıvanç. Bundan sonrada bu süreci Türkiye'de kalıcı kılmak derdindeyiz. Bu süreci kalıcı kılmak için biliyorsunuz ki belirli kademeler vardır projenin ilk kademesini atlattık mı hepsi geri çekilecekti bu konuda çekilmenin tamamen sağlanmadığı bilinen bir gerçek. Herkes üzerine düşeni yapacak. Bu konuda hükümet eleştirilirken ne vaat ettiniz dendi. Başbakanımız defalarca açıkları burada bir şey vaat etmedik. Biz onlara yaşam hakkı vaat ettik gitsinler Türkiye dışında yaşasınlar. Ama benim topraklarımla benim insanımla bu olmayacak. Biz artık bu ülkede annelerin ağladığı canların yandığı bir iklim daha istemiyoruz biz bu yola çıkarken de şehit ailelerimizden izin alarak yola çıktık. Hepimizin amacı ortaktı Türkiye'de bir huzur, bir rahatlık ortamı olmasıydı. Tunceli cennet gibi bir şehirdir ama yıllardır İstanbul'un, Antalya'nın görmediği bir yerdir. Munzur muhteşem bir manzaradır ama gizli kalmış ya da başkaları tarafından benim diye ayrıştırılmış bir yerdir ve biz bu ayrıştırmalar olmasın diye girdik bu yola. Terör örgütü ya da BDP söylemlerinde Kürt halkının temsilcisi olduğunu söylüyor. Ben kesinlikle buna katılmıyorum. Çünkü Elazığ'da ilçelerimizin çoğu Zaza kökenli. Eğer Elazığ'a terör ulaşamadıysa bu insanlarımızın hassasiyetindendir. Bu insanlarımızın teröre yardım ediyor olarak algılanmasını yanlış buluyorum. Bu bir ayrıştırmadır. Bu ülkede Türk Kürt hiçbir zaman ayrılmadı. Ama bu ülkede terör sorunu vardı, bu ülkede bir bölücülük sebebi vardı, bu ülkede Kürt sorunu hiçbir zaman olmadı. Bu sorun varmış gibi gösterildi" şeklinde konuştu.