Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: 'Güçlü bir Türkiye'nin var olmasını hazmedemiyorlar'

Malatya Büyükşehir Belediyesi ile İnönü Üniversitesi tarafından ortaklaşa organize edilen 'Muhtarlar Akademisi'nde ilk dersi veren Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Güçlü bir Türkiye'nin var olmasını hazmedemiyorlar. Bu barbarlığı, bu faşist uygulamayı asla unutmayacağız dedi.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: 'Güçlü bir Türkiye'nin var olmasını hazmedemiyorlar'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Malatya Büyükşehir Belediyesi ile İnönü Üniversitesi tarafından ortaklaşa organize edilen ‘Muhtarlar Akademisi’nde ilk dersi veren Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Güçlü bir Türkiye’nin var olmasını hazmedemiyorlar. Bu barbarlığı, bu faşist uygulamayı asla unutmayacağız” dedi.

İnönü Üniversitesi Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi’nde Muhtarlar Akademisi’nin açılış dersini veren Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, dış politika ve dünya ülkeleriyle ilgili açıklamalarda bulundu. Sözlerine Mardin’de meydana gelen hain saldırıyı kınayarak başlayan Kurtulmuş, “Bugün Mardin’de şehit olan iki değerli kardeşimize Allah’tan rahmet diliyorum. İnşallah bu terörle mücadelede sürdürdüğümüz etkin mücadele çerçevesinde bütün terör örgütlerine en kısa zamanda diz çöktürecek ve bütün terör örgütlerine artık ülkemizde millete zarar veremeyecek duruma getireceğiz. Türkiye’de eninde sonunda millet kazanacak, terör mağlup olacaktır” dedi.

“Biz 3 milyon insanı alırız, onlar 3 bin tane Suriyeliyi görseler ayarları bozulur”

Dış politikayla ilgili de konuşan Kurtulmuş, “Dünyanın çok büyük değişimlerden geçtiği bir sürecin içerisindeyiz. Tabiri caizse dünyanın ekonomik ve siyasi olarak yeniden yapıldığı, yeniden yapılandırıldığı, birçok yok oluşları, yıkılışları, birçok yeniden oluşları yaşadığı bir dönemdeyiz. Esasından 1. Dünya Savaşı sonrasında devam eden dünyadaki siyasi ve ekonomik türbülanslar başka şekillerde devam ediyor ve henüz tam olarak oturmuş bir dünya sisteminden bahsetmemiz mümkün değil. Bugün Türkiye’ye demokrasi dersi veren başta Avrupa ülkeleri olmak üzere, batı ülkeleri nerede bir yabancı görse önüne engel koymaya çalışıyor. Biz bunu bir insanlık vazifesi olarak görüyoruz, o beyler bu işi bir şark meselesi olarak görüyor, bir doğu meselesi olarak görüyor. Gördüğünüz çok sembolik bir görüntüdür. Biz zihin dünyasının dışa vurumudur. Aylar evvel koşarak sınırdan içeri girmek isteyen bir mülteciye gazeteci elindeki kamerayla ayağını uzatıp, çelme takacak kadar aşağılaşıyorlar. Şehirlerinde futbol taraftarlarını izlediniz. Falanca takımın taraftarı orada bulunan Suriyeli mültecilere para saçıyor, onlar da af edersiniz bir maskaralık yaparcasına o paraları toplarken, eğleniyor, o sarhoş muslukları arasında onların bu zilletinden keyif çatıyorlar. Çünkü onlar için oraya gelen Suriyeliler bir insan değil, doğunun sümüklü pasaklı milletlerinden birisidir. Onlara insanca muamele etmeye de gerek yoktur. Biz 3 milyon insanı alırız, onlar 3 bin tane Suriyeliyi görseler ayarları bozulur. Sınırlarına duvar örmeye çalışırlar, tel örgüler koymaya çalışırlar. Bir kere daha ifade ediyoruz. Değil sınırlarımıza çelikten duvarlar, gök kubbenize çelikten kubbeler bile yapsanız, dünyadaki haksızlık böyle devam ettiği sürece mülteciler meselesini asla çözemeyecek, asla önleyemeyeceksiniz” ifadelerini kullandı.

“Sanki arkadan birileri bunların düğmesine bastı”

Kurtulmuş, Türkiye’deki terör örgütlerinin dış destekli olduklarını da belirterek, “Efendim FETÖ denilen eşkıya çetesi niye 15 Temmuz’da darbe teşebbüsünde bulundu. Niye Karlow suikastı yapıldı. Niçin DEAŞ yılbaşı gecesi bir militanı vasıtasıyla onlarca kişinin öldürüldüğü bir saldırıyı gerçekleştirdi. Niye Suruç’ta bomba patladı, niye Ankara Garı’nda bomba patladı, niye Sultanahmet’te bomba patladı. Niye Türkiye’de o canım şehirleri içlerine bombalar koyarak çukurlar kazdılar ve o canım kültür sanat eserlerini mahvettiler. Bütün bunların hepsini çok iyi okuyacağız, çok iyi anlayacağız. Bunların her birisi çok fazla parçadan oluşan bir puzzle düşünün, her bir parça başka bir şey. Parçaya takılıp kalırsak büyük resmi göremeyiz. Türkiye’de 16 Nisan’da bir seçim olacak. Bakıyorsunuz önce Avusturya’da dış ilişkiler bakanı diyor ki biz buraya Erdoğan’ın gelmesini istemiyoruz. Arkasından Almanya’dan sesler çıkıyor, arkasından başka ülkelerden çıkıyor. Hollanda’ya gitmiş olan Aile ve Sosyal Politikalar bakanımıza yapılan terbiyesizliği de seviyesizliği de hep beraber gördük. Niye yapılıyor bu. Sanki arkadan birileri bunların düğmesine bastı. Hepsi aynı andan niye ortaya çıkıyorlar. Bu bir zihin dünyasının dışa vurumudur. Söylediğim gibi güçlü bir Türkiye’nin var olmasını hazmedemiyorlar. Bu barbarlığı, bu faşist uygulamayı asla unutmayacağız. Çok öfkelendik, sabaha kadar uyuyamadık, çok kızdık ne yapacağımızı millet olarak baştan sona düşündük. Ama sonuçta biz hislerimizle hareket ederek değil, milletin hakkını hukukunu koruyarak hareket etmek durumundayız” ifadelerini kullandı.