Başkan Deniz ortaöğretime geçiş sistemini değerlendirdi
Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Adıyaman Şube Başkanı Ali Deniz, yeni ortaöğretime geçiş sistemi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Adıyaman Şube Başkanı Ali Deniz, yeni ortaöğretime geçiş sistemi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Başkan Ali Deniz, tüm öğrencileri merkezi olarak sınava sokan ve yerleştiren bir geçiş sistemin yerine bu yeni sistemde öğrencilerin sadece bir kısmının sınavla yerleştirilecek olması ve sınavın isteğe bağlı olmasının, sınav stresini azaltması yönüyle olumlu olduğunu belirtti.
Başkan Deniz, “Puan üstünlüğüne göre tüm okulların sıralanması, okullar arasındaki eşitsizliği ve hiyerarşiyi artırmakta ve özellikle düşük puanlı okullara ve öğrencilere yönelik olumsuz tutumlara ve etiketlemelere neden olmaktaydı. Yeni sistemde, sınavla öğrenci alacak okullar hariç, okulların çoğunluğunun bir taban puanı olmayacağından, bu okullar arasındaki başarı sıralaması ortadan kalkacaktır. Okullar, öğrenci başarısına göre daha heterojen bir şekilde oluşacaktır. Bu ise, okullar arasındaki katı hiyerarşiyi ve başarı farkını azaltacaktır. Ayrıca, bazı okullar ve öğrenciler doğrudan başarısız olarak etkilenmekten kurtulacaktır” dedi.
Bu gelişmelere rağmen, açıklanan yeni sistemde geliştirilmesi gereken bazı hususlar bulunduğunu dile getiren Deniz, “Merkezi sınavla öğrenci alacak okulların belirlenmesinde özellikle nüfus ve kentin büyüklüğü gibi nesnel kriterlerin mutlaka dikkate alınması gerekiyor. Fen liseleri ile sosyal bilimler liselerine ek olarak bazı anadolu liseleri, meslek liseleri ve imam hatip liselerinin de merkezi sınavla öğrenci almasının faydalı olacaktır. Merkezi sınav için öngörülen 60 sorunun kapsam geçerliliği düşük olacaktır. Bundan dolayı soru sayısı artırılmalıdır. Sınavın 6 ve 7. sınıfların konularını da kapsaması, halen 8. sınıfta bulunan öğrencileri okul dışı kaynaklara yönlendirme riski taşımaktadır. Dolayısıyla merkezi sınavın kapsamı 8. sınıf konularıyla sınırlandırılmalıdır. Sınavsız yerleşecek öğrencileri yerleştirmede katı bir merkezi yerleştirme anlayışı yerine daha esnek bir yaklaşım benimsenmelidir. Adrese dayalı yeni sistemin bir boyutu da, il ve ilçelerdeki okul kapasitelerinin ne kadar yeterli olduğunu ortaya koyacak olmasıdır. Bugüne kadar yapılan yatırımların ne kadar isabetli ya da ne kadar çarpık olduğu ortaya çıkacak, öğrenci yoğunluğunun çok, okullaşmanın az olduğu yerlerde ikili eğitime geçme zorunluluğu veya okullaşmanın çok öğrenci yoğunluğunun az olduğu yerlerde de bazı okulların atıl kaldığı durumlar söz konusu olacaktır. İl ve ilçelerdeki okul yatırımlarının bundan sonra öğrenci yoğunluğuna göre planlanması, sistemin uzun vadede işleyişi açısından önemlidir. Merkezi sınavla öğrenci alacak okullar için ‘nitelikli okul’ yerine ‘seçici okul’ tanımlaması yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.