Besni'de 'Darbeci ve Vesayetçi Anayasadan, Sivil Anayasaya' konulu konferans
Adıyaman'ın Besni ilçesinde düzenlenen darbeci ve vesayetçi anayasadan sivil anayasaya konulu konferansın açılış konuşmasını yapan Eğitim Bir-Sen Besni Temsilcisi Mahmut Akdoğan, hayır oyu verenlerin terör örgütlerini sevindireceğini söyleyerek, Bu referandumda hayır demek PKK'lı olmak değildir. Ancak hayır demek PKK'yı sevindirmek demektir, FETÖ'ye bayram ettirmek demektir dedi.
Adıyaman’ın Besni ilçesinde düzenlenen "darbeci ve vesayetçi anayasadan sivil anayasaya" konulu konferansın açılış konuşmasını yapan Eğitim Bir-Sen Besni Temsilcisi Mahmut Akdoğan, hayır oyu verenlerin terör örgütlerini sevindireceğini söyleyerek, "Bu referandumda hayır demek PKK’lı olmak değildir. Ancak hayır demek PKK’yı sevindirmek demektir, FETÖ’ye bayram ettirmek demektir" dedi.
Adıyaman’ın Besni ilçe Eğitim Bir-Sen tarafından, konuşmacı olarak AK Parti Adıyaman Milletvekili Adnan Boynukara’nın katıldığı "Darbeci ve vesayetçi anayasadan, Sivil anayasaya" konulu konferans düzenlendi. Besni Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüğü Salonunda yapılan konferansa Milletvekili Adnan Boynukara, Eğitim Bir-Sen Adıyaman Şube Başkanı Ali Deniz, AK Parti Besni İlçe Başkanı Mustafa Çiğdem, Besni İlçe Milli Eğitim Müdürü Neşet Yazar, İl Genel Meclis Üyesi Ömer Şahin, Eğitim Bir-Sen Besni Temsilcisi Mahmut Akdoğan, okul müdürleri, öğretmenler ve vatandaşlar katıldı.
Konferansın açılış konuşmasını yapan Eğitim Bir-Sen Besni Temsilcisi Mahmut Akdoğan, "Ülkemizde yaşanan her askeri darbenin arkasında yer alan batılı güçler oyun kurucular vesayet sistemini devam ettirmek, vesayetin son kalesi parlamenter sistemin ikamesi için büyük bir özveriyle çalışıyorlar. 150 yıldır Türkiye’de oluşturulan bürokratik oligarşik vesayetin ortadan kaldırılması, verimlilik ve hizmet kalitesinin arttırılması, milletin daha hızlı hizmet alabilmesi bakımından Türkiye’nin her köşesinde olduğu gibi Memur-Sen Besni İlçe Temsilciliği olarak da tarihe karşı sorumluluklarımızı yerine getirmek için inadına değil, inandığımız için evet diyeceğiz" dedi.
Avrupa ülkelerine tepki
Akdoğan, Avrupa ülkelerine de tepki göstererek, "Bu referandum sürecinde İsveç, İsviçre, Avusturya, Belçika, Almanya ve Hollanda da ülkemiz aleyhine gelişen olaylara bakınca içimize kadar gönderdikleri maşalarıyla ülkemizde kaos ve korku oluşturma çabalarının yanında devlet adamlarımızın gurbetçi vatandaşlarımızla görüşmelerini bile köpekleriyle, atlarıyla ve coplarıyla engellemeye çalışmaları uluslar arası ilişkilerde geçerliliği olan tüm teamülleri yıkmış olan batı vahşi yüzünü bir kez daha göstermiştir.
Türkiye’nin gelişmesini istemeyen dışarıdaki mihraklar ve içerdeki uzantıları referandumda Hayır’ın çıkması için ellerinden geleni yapmış ve yapmaya devam edecektir. Türkiye’nin en büyük ihtiyacının 82 anayasasının tavsiyesi ve milletin anayasasının tahkimatı olması gerekir diye sesini yükselten bir kitle olarak, yeni Türkiye için sorumluluk alıyor, vesayet düzeninin millete vurduğu prangaları birlikte kırmak için evet diyoruz" şeklinde konuştu.
"Hayır demek PKK’yı sevindirmek, FETÖ’ye bayram ettirmek demektir"
Akdoğan, referandumda hayır oyu kullanmanın PKK ve FETÖ’yü sevindirmek olduğunu belirterek, "Bu referandumda hayır demek PKK’lı olmak değildir. Ancak hayır demek PKK’yı sevindirmek demektir, FETÖ’ya bayram ettirmek demektir. Bizler 15 Temmuzun nöbetçisi, 16 Nisan’ın da Evet’çisiyiz" ifadelerini kullandı.
Konuşmacı Milletvekili Adnan Boynukara ise, reffarandumda konunun amacının dışına çıkılmaya çalıştığına dikkat çekerek, "Millet net bir şekilde her şeyi izliyor. Bazı maddeler üzerinden yanlış bilgilendirmenin özel bir amacı olduğunu sanıyorum. Bu konuyu maddeler ve gerekçeler üzerinden tartışmalıyız. Öncelikle gerekçeleri anlatmalıyız. Durduk yere mi bu değişikliğe gidildi? Türkiye’nin bu değişikliğe gitmesinin 5 temel gerekçesi vardır. Bunun birisi dış etkenlerden, dört tanesi iç meselelerimizle ilgilidir. Dünyada soğuk savaşın bitmesinden bu yana kriz atmosferidir. Dünyanın her yerinde kriz var. İngiltere’nin Avrupa Birliğinden ayrılma eğilimiyle birlikte Avrupa’da kriz görüldü. Amerika’nın krize girdiğini son seçim ortaya koydu. Türkiye’nin kendi pozisyonuna ilişkin yasal düzenlemeyi getirmesi gerekirdi. Türkiye vesayet rejiminin en baskın olduğu ülkelerden birisidir. Milletin iradesinin yanına anayasal kurumlar diye başka iradeyi koyuyorsunuz. Vesayet kurumlarının en büyük göstergesi darbelerdir. Vesayetin yanında, ekonomik krizler, çift başlılığın neden olduğu siyasi krizler, istikrarsızlık temel gerekçelerdir" diye konuştu.