Bilal Çoban tarımsal kalkınmanın sağlanması için konuştu
HAZARSAM Başkanı Prof. Dr. Bilal Çoban, Elazığ'da tarım ve hayvancılık sektörünün gelişmesine ilişkin hazırladıkları proje hakkında açıklamalarda bulundu.
Hazar Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Prof. Dr. Bilal Çoban, HAZARSAM tarafından hazırlanan 'Elazığ'ın Kurtuluş Planı' isimli raporunun tarım ve hayvancılık sektörü ile ilgili bölümü hakkında açıklama yaptı.
Bilal Çoban, Elazığ'ın tarım ve hayvancılıkta zayıf yönlerini belirttiği açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
''Ülke genelinde görülen ekonomik kırılganlığın etkilerinin tabana yayılmasından kaynaklı makro faktörlerin tüm sektörel zayıflıkların yegâne temelini teşkil etmesi başta olmak üzere, gerek bitkisel üretim alanında gerekse hayvansal üretim alanında ekonomik dalgalanma dönemlerinde görülen çok boyutlu maliyet artışlarının yaratmış olduğu problemlere karşı zayıflık her iki sektörün kırılganlıklarını çerçeveliyor olması tehdit olarak sıralanmalıdır.
İlgili kurumların aromatik bitki çeşitlerini çiftçiye tanıtmak, öğretmek, destek sağlamak, pazar garantisi vermek konularında yetersiz kalması ve Dönüm/dekar başına maliyet klasik tarım ürünlerine nispeten yatırım maliyetinin yüksek olması da bir etkendir.
Aktif olmayan Politikacılar,Yerel STK ve ilgili kuruluşların pasifliği ve Üretici Birliklerinin Olmayışı, (Et, Süt, Sığır, Küçükbaş Hayvancılık, Arıcılık, Süt Ürünleri Üretici Birlikleri ve Borsası) dezavantajdır. Aynı zamanda Fırat Üniversitesi, Ticaret Odası, Belediye ve Valiliğin konunun önemini yeteri kadar göremeyerek, hazırlıksız yakalanmaları ve orta, uzun vadeli çözüm planları üretememeleri de olumsuzluklara ekdir. (Ziraat Fakültesinin Kurulmayışı, Veteriner Fakültesinin Alt Fakülte ve Yüksek Okullarla Desteklenmemesi, Zootekni, Gıda ve Gıda Teknolojileri Fakültesi, Süt ve Süt Ürünleri, Arıcılık, Mandıracılık...)''
Yerelde tarım ve hayvancılık sektöründe kalkınmanın sağlanması için yapılacakları açıklamasının yası sıra Prof. Dr. Bilal Çoban ''Malatya, Bingöl ve Tunceli’nin yanı sıra Elazığ’ında içerisinde yer aldığı TRB1 bölgesinde istihdamın üçte birini tarım sektörü oluşturmaktadır. Bu oran ulusal ortalamanın neredeyse 2 katıdır. Bu açıdan tarım sektöründeki yoğun istihdamın tarımsal üretime yansıması için tarımsal üretimde katma değerin ve verimliliğin artırılması, bölge kalkınması ve refahın eşitlikçi anlayışla kırsal nüfusa yayılması için önemli fırsatlar yaratacağı düşünülmektedir.
Bir bütün olarak gıda güvenliğinin uluslararası gıda tedarik zincirlerine bağlı olduğu düşünüldüğünde, gıda konusunda dış bağımlılığın ülke çapında minimuma indirilmesi büyük önem arz etmektedir. Gıda üretiminin temelinde de tarımsal üretim olduğu düşünüldüğünde, tarım sektöründe verimlilik ve katma değerin yükseltilmesi hem bir ihtiyaç hem de bir kırsal kalkınma fırsatı olarak ön plana çıkmaktadır.
Tıbbi Aromatik Bitki sektöründe, en az 20.000 dönüm/dekarlık bir alana dikim yapılması durumunda, yaklaşık 4.000 kişinin istihdam edilmesi ve yıllık 100 milyon TL’lik bir kazanç elde edilebilir.
Bu amaçla ilimizin bu büyük potansiyelinin doğru yönetilmesi, swot analizleri sonuçlarına göre projeksiyonların zamanında ve bilimsel yaklaşımlar dikkate alınarak akıllı sistemlerin son yıllarda tarımda kullanılmasından hareketle ilimiz tarım ve hayvancılığında kullanılması sonucunda;
Tarımsal ihraç ürünlerimizin pek çok ürünle öne çıkabileceği, tarıma dayalı sanayinin geliştirilmesiyle raf ömrü uzun mamullerin pazarlama sorununu çözebileceği, çevre ve insan sağlığını dikkate alan üretim modeliyle üretimin daha da anlam kazanmasıyla ilimizde mevcut 40.000 hanenin tarımdan gelir elde ettiği tarımsal veya hayvansal üretim yapılacağı öngörülmektedir. Dolayısıyla her hanede iki kişinin varlığı kabul edildiğinde yaklaşık 80.000 kişinin tarımsal üretimde doğrudan istihdamı yanında, ürünlerin işlenmesi, girdilerin tedarikçileri, nakliye, pazarlamacı ve satıcıların dolaylı sayıları düşünüldüğünde istihdam edilen kişi sayısının 100.000 kişi olacağı öngörülmektedir. Bu rakamlar büyük bir istihdam paketi niteliğinde ve önümüzdeki 10-12 yılda bu sektörün hak edeceği yeri alması beklenmektedir. 100.000 kişinin ürettiği üretim değerinin kıymetini oldukça yüksek olacaktır.'' dedi.