Cinayet davasında yalancı tanıklara suç duyurusu
Elazığ'da bir yıl önce 30 bıçak darbesiyle öldürülen 27 yaşındaki gencin davasının ilk duruşması yapıldı. Duruşmada mahkeme heyeti, ifade verenler arasında yalancı tanıkların bulunduğunu tespit etmesi üzerine suç duyurusunda bulundu.
Olay, 10 Temmuz 2014 tarihinde merkez Çaydaçıra Mahallesi TOKİ konutlarının yanındaki yol kenarında meydana geldi. Gece eve gitmek için işyerinden çıkan 27 yaşındaki 1 çocuk babası Fikret Pehlivan, sabah yol kenarındaki bir ağacın altında 30 yerinden bıçaklanarak öldürülmüş halde bulundu. Elazığ Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, yapılan çalışmalar sonucunda cinayet şüphelisi Y.C.'yi yakaladı. Cinayeti kabul etmeyen zanlı, eldeki deliller nedeniyle çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı.
Cinayetten 13 ay geçmesinin ardından tutuklu sanık Y.C.'nin yargılanması Elazığ 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. Duruşmaya tutuklu sanık Y.C.’nin yanı sıra tutuksuz sanık S.C., K.C. ile maktulün eşi Bahar Pehlivan, ailesi ve taraf avukatları katıldı. Mahkeme heyeti ilk önce tutuklu sanık Y.C'yi dinlendi. Y.C., savunmasında, “Ölen arkadaşımdır, onu öldürmem için sebep yoktur" dedi.
Zanlı, mahkeme heyetince Pehlivan'ın telefonundan kendisine mesaj atıldığını belirterek, “Olay günü maktul arkadaşımla konuştuk. Kendisi bana, ‘birinin yanına gidiyorum’ dedi. Ben de gitmemesi için mesajlar attım" diye konuştu.
Sanıklardan Y.C.'nin eşi S.C. ise, eşinin gece 01.30'da eve geldiğini, üzerinde sarı tişörtünde leke gördüğünü söyledi.
ZANLININ BABASI YALANCI TANIK TUTTU İDDİASI
Mahkeme heyeti, sanıkları dinledikten sonra tanıklara söz verdi. Tanıklardan cinayeti işlendiği yere yakın bir bölgede oturan A.Ü., kocası E.F. ile ilk ifadelerinde olay anını gördüklerini söylediklerini ancak olayın cinayet olması nedeniyle korktuklarını belirterek, yalancı tanıklık yaptıklarını itiraf etti. Eşi E.F.'yi zanlının babasının bulduğunu aktaran A.Ü., “Kocama, olay günü iki araç gördüğümüzü ve 3-4 kişinin kavga ettiğini söylemesi halinde banka ve mobilya borçlarımızı ödeyeceğini söylemiş. Maddi sıkıntımız olduğu için de eşim bunu kabul etti. Her ikimizde karakolda bunu söyledik. Ancak olayın cinayet olduğunu öğrenince her ikimizde giderek gördüğümüz ve bildiğimiz bir şey olmadığını söyledik. Cinayet olayı ile ilgili beyanda bulunduğumuzu bilmiyorduk. Ne ben, nede eşim bu şahsın öldürülmesi olayına tanık olmadık" demişti.
“KOCAM DEDİ, ÖYLE İFADE VERDİM”
Mahkemede bu kez savcılıkta verdiği ifadeyi yalanlayan A.Ü., “Oturduğumuz yerde bu olaydan bahsediliyordu. Bir gün önce oturduğumuz yerden baktığımızda ortam karanlıktı. Caddede araçlar duruyordu. Biz olay saatlerine yakın olduğundan bu şekilde ifade verdik. K.C'yi tanımam, kimse bize para teklif etmedi. Kocam bana öyle söyle dediği için bende o şekilde ifade verdim" dedi.
Savcılıktaki ifadeyi reddeden tanık E.F. ise, “Benim olayla ilgim yoktur. K.C bana para teklif etmedi. Bana polisler baskı yaptıkları için o şekilde ifade vermiştim. İsimlerini bilmediğim için polisleri şikayet etmedim" diye konuştu.
Diğer tanıkların da dinlenmesinin ardından taraf avukatları savunma yaptı. Savcı sanık Y.C'nin tutukluluk halinin devamını, tanıklar A.Ü., S.D., M.A.D hakkında ise yalancı tanıklıktan suç duyurusunda bulunulmasını istedi.
Mahkeme heyeti, sanık Y.C'nin tutukluluk halinin devamına, tanıklar A.Ü., S.D., M.A.D. hakkında yalancı şahitlikten suç duyurusunda bulunulmasına karar vererek, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.