Çoban Hakkınızı Helal Edin

30 Mart seçimlerine Milliyetçi Hareket Partisi’nin Elazığ Belediye Başkan Adayı olarak giren Doç. Dr. Bilal ÇOBAN, partisinin il teşkilatı binası önünde basın açıklaması yaptı.

 

Yerel seçimlerin genel seçim havasına dönüştürüldüğünü savunan ÇOBAN, AK Parti’nin başarısının Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN’a ait olduğunu savundu.

 

“Bildiğiniz gibi çok uzun bir yoldan geldik. Hep beraber bu süreci doğru bir şekilde planladık. Çok doğru getirdik. Bu şehir için doğrusunu yaptık ve bu emeğimizin de kimse tarafından inkâr edilmesini arzu etmem. Çünkü işimiz gerçekten doğru yürümüştü. Fakat siz de takip ettiniz, bu süreç sadece bir yerel seçim değil, genel seçim havasına büründürülmekten de çıkarıldığı, kurtuluş savaşı gibi algılatıldı. Ben bu seçimin başarısının sayın Başbakan’a ait olduğunu ifade etmek isterim. Kendisini de kutluyorum. Çünkü yerel seçimleri bu havaya sokmak ve hem Türkiye’de hem de Elazığ’da bu sonucu almak O’nun açısından başarıydı. Bize şu soruyu soracaklar, diyecekler ki şehrin bu durumundan memnun musunuz? Bunun bir tek cevabı var. Evet veya hayır. Elazığlı hemşehrilerimiz evet dediler: Ama bu 4 bin yıllık kan hafızasıdır: Bu şehir devletine sürekli can vermiştir, bu şehir devletine sürekli asker vermiştir, bu şehir devletine şehit vermiştir. Ama bu süreçte devletle hükümet arasında farkı çok anlayamadı. Kurtuluş savaşı denilince de insanlar götürdü oy verdi. Bu insanımızın iyi niyetiyle yapmış olduğu bir hamledir. Bize oy veren vermeyen bütün hemşerilerimize teşekkür ediyorum. Bu şehir hepimizindir. Bu şehir bölünmesin, parçalanmasın diye inanılmaz derecede gayret sarf ettik. Hiçbir şekilde olumsuz bir şeyin üzerine bir başarı elde etmeye çalışmadık. Sonuçları itibariyle geldiğimiz noktada Elazığ’daki gençlere seslenmek istiyorum. Bize güvendiler, inandılar. Gençlere iş umudu, aş umudu olacağımızı fark ettiler. Gençlerin işsizlikte Türkiye 3. sü olduğunu, gelecek endişesi taşıdıklarını ve bu şehirde sadece temizlikçi veya güvenlikçi olmaktan başka çarelerinin olmadığını meydanlardan anlattık. Biz gençlerimizin sürekli yanlarında olacağız. Allah nasip ederse biz bu halimizle de yine gençlerimize umut olmaya devam ederiz.

Bu şehrin sevgili hanımlarına sesleniyorum; Özellikle evlerinin içinde bulunduğu, bir taraftan çocuğunun işinin olmadığı, bir taraftan yeterli gelirinin olmadığı, bir taraftan akan dam, kapının önünde oturacak bir kaldırımın olmadığı bir şehirde bayan olmak çok zor. Bu şehrin yükünü Elazığ’daki bayanlar çekiyor. İlk defa Elazığ’daki bayanlar bizi fark ettiler. Oy verip vermemeleri hiç önemli değil. Bize gönüllerini verdiler. Hepsine çok teşekkür ediyorum. Buradan sevgi ve saygılarımı gönderiyorum.

 

Bu şehire gönül vermiş Elazığ çocukları vardı. Bu şehirde ekmeğini kazanan, bu şehirde çay kaynatan herkes Elazığ çocuğudur. Elazığ çocuklarına seslenmek istiyorum; Bu şehrin geleceğini iyi planlamış, onlarla ilgili çok doğru bir kurgu kuracağımızı ifade etmeye çalışmıştık. Şunu hep söylemek isterim; Biz bu süreci fiili bir dua olarak algıladık ve hep öyle çalıştık. Dedik ki Allah kabul ederse bizim bu fiili duamızı kabul edecektir. Biz sadece çalışırız. Biz sadece çalıştık ve duamız kabul olmadı. Demek ki bizde arıza var. Bu sonuçları da hep böyle karşıladık. Ben her mitingi konuşmamda ‘Şu gökleri kaldıranın, donatarak dolduranın, ol deyince olduranın doksan dokuz adı ile’ diye başlayıp selam vermiştim. Biz hep ona inanmıştık. Allah ol deseydi bugün olmuştu. Allah ‘olma’ dedi, bugün olmadı. Ol diyenin bir gün bize de ol diyeceği günleri oturur bekleriz. Bu 10 sene olur, 20 sene olur. Ama bu inancı hiç yitirmediğimizi bilmenizi isterim. Sevgili dava arkadaşlarım; Hiçbir ayrım gözetmeden söylüyorum, Elazığ bizi anladı, Elazığ bizi algıladı. Elazığ’ın buna ihtiyacı vardı. Ama konjektör, Kurtuluş Savaşını başlatan ve hep böyle anlatan Başbakan’dan yana çalıştı. Allah şehrimiz için hayırlısını nasip etti deyip kenara çıkarız. Ama lütfen gözlerinizdeki ışık hiç eksilmesin. Hep yanımızdaydınız, hepinize çok teşekkür ederim. Hakkınızı helal edin.”