Çocukları soğuk algınlığına karşı koruyan 5 öneri
Soğuk algınlığının, küçük çocuklarda yılda ortalama 6-8, erişkinlerde ise 2-3 kez görülebildiğini belirten uzmanlar, çocukları soğuk algınlığına karşı koruyan 5 öneride bulundu.
Soğuk algınlığının, küçük çocuklarda yılda ortalama 6-8, erişkinlerde ise 2-3 kez görülebildiğini belirten uzmanlar, çocukları soğuk algınlığına karşı koruyan 5 öneride bulundu.
Bu hastalığa neden olan virüslerin, kişilerin birbirine doğrudan teması ya da havada asılı kalan damlacıkların solunması yoluyla yayıldığını ifade eden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ersin Gözkeser, havalar soğumaya başlayınca da insanlar zamanının büyük bir kısmını okul, iş yeri, toplu taşıma araçları, kafeterya gibi kapalı mekanlarda geçirmek zorunda kaldığını ve bunun da virüslerin yayılmasını kolaylaştırdığını söyledi. Memorial Dicle Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümünden Uzman Dr. Ersin Gözkeser, çocuklarda soğuk algınlığının nedenleri ve tedavisi hakkında bilgi verdi. Çocukları soğuk algınlığına karşı koruyan 5 öneriden bahseden Gözkeser, bu öneriler hakkında detaylı bilgiler aktardı.
"Çocukları kalabalık ortamlardan uzak tutun"
Soğuk algınlığı, havaların soğuduğu dönemde artış gösteren ancak nedeni soğukta üşümelerinden değil vakitlerinin çoğunu kalabalık ortamlarda geçirip virüsleri birbirlerine bulaştırması olduğunu ifade eden Gözkeser, "Çocuklar, virüs kapmadıkları sürece soğuk algınlığı veya diğer adıyla nezleye yakalanmazlar. Dolayısıyla çocuklara aşırı kalın giysiler giydirilse bile virüs kaptıkları sürece soğuk algınlığına yakalanmaları kaçınılmaz olacaktır. Dolayısıyla kalın kıyafetler çocuklardaki soğuk algınlığı için bir kalkan oluşturmadığı bilinmelidir" dedi.
"Kapalı ortamları havalandırın"
Öksüren, hapşıran ve yüksek ateş şikayeti olanların, mümkün olduğunca çocukların olduğu kapalı mekanlarda bulunmamaları gerektiğini ifade eden Gözkeser, toplu taşıma araçlarına binmemeleri, öksürürken veya hapşırırken gerekli önlemleri almaları ve hastalıkları süresince evde dinlenmelerinin önerildiğini söyledi. Gözkeser, "Özellikle çocukların bulunduğu kapalı ortamlar sıklıkla havalandırılmalı, nezle ve gripken sokağa çıkmak zorunda kalanlar ise tıbbi maskeyle dolaşmalı ya da ağız ve burnu kapatarak virüslerin yayılması önlenmeye çalışmalıdır" diye konuştu.
"Çocuklara temizlik eğitimi verin"
İş yerlerindeki kapı kollarının, asansör düğmelerinin, merdiven korkuluklarının, bankamatik düğmelerinin alış veriş sepetlerinin insanlar arası virüs bulaşmasında çok önemli rol oynadığını belirten Gözkeser, "Dolayısıyla bu yerlere dokunan çocukların ellerini ağız, burun ve gözlerine sürmemeleri, hasta olan çocukların sabunla el temizliğine dikkat edip hapşırma ve burun temizliği esnasında kullanılan kağıt mendillerin çöp kutularına atmaları, kağıt mendil bulunulmadığı takdirde çocuklara sol el dirseğine hapşırmaları öğretilmelidir" şeklinde konuştu.
"Şikayetlerde azalma olmuyorsa doktora başvurun"
Soğuk algınlığı şikayetlerinin ortalama 3-5 gün içinde yavaş yavaş ortadan kalkmasının beklendiğini ifade eden Gözkeser, "Eğer ortalama 3-5 gün içerisinde şikayetlerde bir azalma olmuyorsa tersine daha da artıyorsa, bir uzmana başvurulmalıdır. Virüslerin zayıflattığı ortamlarda fırsatçı enfeksiyon denilen ajanlar; orta kulak iltihabı, farenjit, rinofarenjit, sinüzit, boyun lenf nodu iltihabı, bademcik, alt solunum yolu hastalıkları, bronşit, pnömoni, astım alevlenmesi, nefrit ve romatizmal hastalıklar gibi önemli sağlık sorunlarına yol açabilir" dedi.
"Antibiyotik yerine sağlıklı beslenme ve uykuyu tercih edin"
Dr. Ersin Gözkeser, beşinci uyarısını da şöyle yaptı:
"Soğuk algınlığı viral bir enfeksiyon hastalığıdır. Dolayısıyla antibiyotikler soğuk algınlığı tedavisinde etkili değildir. Enfeksiyonun şiddeti etkene, çocuğun yaşına alerji ve beslenme durumuna göre değişir. Buna bağlı olarak aynı etken, aile bireylerinde farklı klinik tablolar meydana getirebilir. Beslenmesi bozuk olan çocuklarda komplikasyonlar çok daha sık görülmekte bu da bağışıklık sistemi ile beslenme arasındaki yakın ilişkiden kaynaklanmaktadır. Düzenli ve sağlıklı beslenmenin yanında egzersiz, istirahat, uyku ve moralle bağışıklık sistemine gereken destek verilip enfeksiyonla mücadele eden bağışıklık sistemi hücrelerinin güçlü olması sağlanacaktır".