Diyarbakır'da Arakan protestosu

Diyarbakır'da cuma namazı çıkışı, bazı sivil toplum kuruluşlarının öncülüğünde bir araya gelen yüzlerce kişi, Myanmar'ın Arakan eyaletinde Müslümanlara yönelik saldırıları protesto etti.

Diyarbakır'da Arakan protestosu
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Diyarbakır’da cuma namazı çıkışı, bazı sivil toplum kuruluşlarının öncülüğünde bir araya gelen yüzlerce kişi, Myanmar’ın Arakan eyaletinde Müslümanlara yönelik saldırıları protesto etti.

Diyarbakır’da, kendilerine İslami Sivil Toplum Kuruluşları adını veren bazı sivil toplum kuruluşlarınca, Myanmar’ın Arakan eyaletinde Müslümanlara yönelik saldırılara ilişkin basın açıklaması yapıldı. Merkez Sur ilçesi tarihi İçkale’de bulunan Hazreti Süleyman Camii önünde cuma namazı çıkışı yapılan basın açıklamasına, sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin yarı sıra, yüzlerce vatandaş katıldı.

Sivil toplum kuruluşları adına açıklama yapan Mehmet Ali Zeybek, zulüm, kan, katliam, işkence, vahşet, barbarlık gibi ifadelerin dillerinden hiç düşmediğini ve bu kelimelerin sıradanlaştığını belirterek, "Son yıllarda İslam ümmetinin yaşadığı acı ve keder Arakan’dan dünyaya yansıdığı gibi kahredici olmamıştır. Müslüman kardeşlerimizin diri diri yakıldığı, bedenlerinin acımasızca parçalandığı görüntüler karşısında susmak, sessiz kalmak, harekete geçmemek yapılan katliamlara ortak olmakla eş değer olduğu bilinmelidir. Müslüman kanının deryalar oluşturduğu günümüzde, kimi okyanus ötesinden gelir topraklarımız işgal eder, fitne tohumları eker, suni savaşlarla canımızdan canlar koparır, kimi de bulunduğumuz topraklarda Firavunlaşır, Karunluk sevdasıyla bedenlerimizi, tarifi ve ifadesi literatürde olmayan yöntemlerle parçalar. Şu bilinmeli ki, yaşanan akıl almaz vahşetlere zemin oluşturan İslam dünyasının parçalanmışlığıdır. Bu nedenle oluşan zayıflık ve güçsüzlüktür. Coğrafyamızın farklı bölgelerinde yaşadığımız iç çatışmalar, bizi bizden uzaklaştırmış, kutuplara ayırmıştır" dedi.

"İnsanlığa düşen görev eyvallah etmemektir"

Bu parçalanmışlığı gören zalimler, kafirler ve onların yerli işbirlikçilerinin, son Müslüman toprağa düşene kadar zulümlerini, katliamlarını sürdürdüğünü anlatan Zeybek, "Mezhepçilik, ulusalcı bağnazlık, ben merkeziyetçilik ve ümmet olgusunu parçalayan daha nice akımlar, fasid düşünceler, günümüz Müslümanlarını, bireyleri, toplumları ülke yönetimlerini esir almış, karanlık bir girdaba sokarak gaflete düşürmüştür. Bu nedenle başta Myanmar’da Budist çeteler eliyle çocuklarımız vahşice katledilmekte, bacılarımızın namusuna el uzatılmaktadır. Amerikan postalları bedenlerimizi, siyonist şebekeler mukaddesatımızı çiğnemektedirler. Bugünlerde şahit olduğumuz Arakan Müslümanlarının yaşadıkları, yeni vuku bulan saldırılar değildir. Gerçek olan, bu sorunun, soykırım hesaplarının yüzyıllardır var oluşudur. Ve maalesef bir gerçek daha var ki, bu zulmü yaşayan Müslümanlar İslam dünyası tarafından bihakkın sahiplenilmemiştir. Bilişim çağı, kitle iletişim araçlarının hiperaktif oluşu, bugün itibariyle İslam ümmetine tüm gerçekleri, yaşanan mazlumiyeti ifşa etmektedir. Dünya zalimlerinin cürümleri çuvallara değil, karanlık gecelere sığmayacak kadar uzamıştır. Bugün insanlığa düşen görev, zalimlerin insanlık dışı eylemlerini artık görüp, eyvallah etmemeleridir. Zulmü en güçlü yöntemlerle zalimlerin yüzüne çarpmaktır" diye konuştu.

"Amaç, Müslümanları ülkeden tasfiye etmek"

Myanmar yönetiminin amacının Müslümanları ülkeden tamamen tasfiye etmek olduğunu aktaran Zeybek, şunları kaydetti:

"Gerçek böyleyken, emperyalizmin önde gelen beş aktörünün etkin olduğu Birleşmiş Milletlerin ise vahşeti kısa cümlelerle kınaması da Batı dünyasının İslam ve Müslümanlara bakışındaki düşmanca duruşu tekrar izhar etmiştir. Uluslararası kamuoyunun duyarsızlığı ve yaşanan barbarca saldırıları görmemezlikten gelmesi ibretliktir, utanç nedenidir ve Batı’nın yüzüne çalan yeni bir kara lekedir. Her ne gerekçe olursa olsun Arakanlı Müslümanların kendi topraklarında özgürce yaşamalarının zemini oluşturulmalı, bu yönde etkin adımlar atılmalıdır. Bu konuda girişimde bulunan tüm ülkeler, komşu ülkelerde oluşturulacak mülteci kamplarına Arakanlı Müslümanları taşıma, burada onları yerleşimci kılma gayretine girmemelidir. Bir süreliğine geçici tedbir olarak bu yola başvurulabilir, ama uzun vadede Müslümanların kendi topraklarında özgürce ve güvenli bir şekilde yaşamalarına katkı sunulmalıdır. Bir kez daha herkes şu gerçeği bilmeli ki, Arakan İslam toprağıdır ve öyle de kalacaktır. Bugün farklı hesaplar içerisine giren, bu İslam toprağının yeraltı ve yerüstü zenginliklerini sömürmeyi amaçlayan yerli ve uluslararası güçler, Allah’ın izniyle hedeflerine ulaşamayacaktır."

Açıklama sırasında, sık sık tekbir getirilerek, Myanmar aleyhinde sloganlar atıldı. Grup, açıklamanın ardından dağıldı.