Diyarbakır'da Kudüs protestosu
Diyarbakır'da ABD'nin Telaviv Büyükelçiliğini Kudüs'e taşıması ve İsrail askerlerinin 62 Filistinliyi katletmesi, sivil toplum kuruluşları tarafından protesto edildi.
Diyarbakır’da ABD’nin Telaviv Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması ve İsrail askerlerinin 62 Filistinliyi katletmesi, sivil toplum kuruluşları tarafından protesto edildi.
Filistinliler için "Büyük Felaket" olarak tanımlanan Nakba’nın yıl dönümünde ABD’nin Tel Aviv’de bulunan büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması ve İsrail askerleri tarafından 62 Filistinlinin katledilmesi Diyarbakır’da yürüyüş ve basın açıklamasıyla protesto edildi. İslami Sivil Toplum Kuruluşları öncülüğünde düzenlenen yürüyüşe, AK Parti İl Başkanı Süleyman Serdar Budak ve partililer de katıldı. Vatandaşlar, öğleden sonra saat 14.00 sularında İstasyon Meydanında bir araya geldi. “Kudüs, İsrail ve ABD’ye mezar olacak” yazılı pankart açan kitle üzerinde ABD Başkanı Trump ve İsrail Başkanı Netanyahu’nun resimlerinin bulunduğu “Terörist” yazılı kukla ile birlikte Sur Çift Kapıya doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş boyunca tekbirler getiren grup, sık sık İsrail ve ABD aleyhinde sloganlar attı. Sur Çift Kapıda son bulan yürüyüş sonunda basın açıklaması yapıldı.
Kukla ayaklar altına alındı
Basın açıklaması öncesi ABD Başkanı Trump ve İsrail Başkanı Netanyahu’nun resimlerinin bulunduğu “Terörist” yazılı kukla yere atılıp, tekmelendi. Grup içerisinde bazılarının kuklayı yakmak istemesi üzerine güvenlik gerekçesiyle kukla uzaklaştırıldı.
“Sözde bağımsızlığın 70’inci yılını Müslüman kanı dökerek kutlama kararı almışlar”
Açıklamayı İslami Sivil Toplum Kuruluşları Yönetim Kurulu üyesi Yunus Memiş, okudu. Memiş, “Mübarek bir zaman dilimindeyiz. Yarın Şaban ayının son günü. Yarın gece tüm İslam coğrafyasında teravih kılınacak ve sahura kalkacağız. Çarşamba günü Hicri 1439’un Ramazan’ın ilk günü. Böyle mübarek günleri kana bulamak Siyonist aklın vazgeçilmezi oldu. Irkçı emperyalizm bu mübarek günleri yine kana buladı. Bugün işgalci İsrail yine Filistin’de katliam yapıyor. 50’den fazla şehidimiz 2000’in üzerinde yaralımız var. Seçildiği günden beri, aynen önceki ABD başkanları gibi, dünyanın baş belası olan Trump küstahlıklarına devam ediyor. Trump, 7 ay önce ‘ABD’nin İsrail Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyacağız’ demişti. Geçtiğimiz hafta Kudüs sokaklarına Arapça, İngilizce, İbranice ‘ABD Büyükelçiliği’ levhaları asılmıştı. Bugün 14 Mayıs. İşgalci İsrail’in sözde bağımsızlığının ilanının 70. yıl dönümü. Katil ABD ve işgalci İsrail bu sözde bağımsızlığın 70’inci yılını Müslüman kanı dökerek kutlama kararı almışlar. Şimdi bu şeytani kararın gereğini yapıyorlar” dedi.
“İsrail sözden anlamaz, İsrail ancak güçten anlar”
İsrail ile her türlü ilişkinin teröre ve akan kana ortak olma olduğunu vurgulayan Memiş, “Kim ne derse dersin, İsrail, meşru bir devlet değil bir terör örgütüdür. Kim ne derse desin, İsrail, bu coğrafyanın doğal bir üyesi değil bir işgalcidir. Kim ne derse desin, İsrail’le her türlü ilişki Siyonist teröre destek olmak, akan kana ortak olmaktır. Kim ne derse desin, ABD ve İngiltere, İsrail’in hamisidir. ABD ile stratejik müttefik olanların İsrail düşmanlığı tiyatrodur. İsrail’le her türlü anlaşmayı yapanların İsrail düşmanlığı tiyatrodur. İsrail’le mütemadiyen ticaret hacmini artıran hükümetlerin İsrail’in küstahlıklarına katkı sunduğunu kim inkar edebilir? İsrail’le bağımlılık ilişkilerini artıran hükümetlerin İsrail’e cesaret verdiğini kim inkar edebilir? Siyonist İsrail, şımarıklığının, küstahlığının, eli kanlı oluşunun gereğini yapıyor. Aklı başında olan hiçbir insan İsrail’den vicdan ve merhamet beklemez. Aklı başında olan hiçbir insan İsrail’den insanlık beklemez. Siyonist İsrail ile barış ve adalet kelimelerinin yan yana gelmesi mümkün değildir. İsrail’e söz söylemek gereksizdir. İsrail sözden anlamaz. İsrail ancak güçten anlar. Bizim sözümüz, sitemimiz, serzenişimiz, kendi geleceklerini İsrail’le iyi ilişki kurmakta gören herkesedir. İslam ülkelerindeki hükümetlere işgalci İsrail ile işbirliği kötülük olarak yeter” diye konuştu.
“Bir buçuk milyar Müslüman sekiz milyonluk İsrail’i tükürse boğar”
İsrail bu topraklarda olduğu müddetçe bu coğrafyaya barış gelmeyeceğini kaydeden Memiş, “Müslüman idareciler İsrail ile ilişkiyi ikbal meselesi olarak gördükleri müddetçe zalimlere karşı tek bir cesur adım atamayacaklardır. Ey İslam ülkelerinin yöneticileri, yanlıştan dönün. Ey İslam ülkelerinin yöneticileri, ABD’nin, İsrail’in peşinden gitmekten vazgeçin. Ey İslam ülkelerinin yöneticileri, eli ayağı parçalanmış çocuklar aşkına, kafası uçurulmuş, beyni dökülmüş çocuklar aşkına, gözlerindeki dehşetle yardım bekleyen çocuklar aşkına yanlıştan dönün. Herkes biliyor, herkes şahit ki, telefon diplomasisiyle, lanet okumayla, kınamayla zulüm bitmiyor. İsrail yaptırımdan anlar. İsrail güçten anlar. Allah için yırtıp atın İsrail ile yapılmış anlaşmaları. Bunları yapmaya gücünüz yetmiyorsa Allah için çıkın ve gerekçelerinizi söyleyin. Bir buçuk milyar Müslüman sekiz milyonluk İsrail’i tükürse boğar. Korkmayın, Allah aşkına cesur olun. Siz gereğini yapmazsanız bu milletin içerisinden İsrail’e ve dünyanın tüm zalimlerine haddini bildirecek yiğitler çıkacaktır. Cenabı Allah, zalimleri bizim elimizle cezalandıracaktır” ifadelerini kullandı.
“Pervasızca katliamlara devam edenler, yarın öfkemizle yüzleşeceklerdir”
Ardından konuşan Mavi Marmara gazisi Fikri Karavil ise, bugün meydanlarda yarın ise cephelerde olacaklarını vurguladı. Karavil, şunları söyledi:
“Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler yaşanan insanlık dramını görmezden gelse de Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı gerekli ve yeteri etkin tepkileri göstermezse de Müslüman milletler, sömürgeci ABD ve Siyonist işgalcilere karşı sesini yükseltmeye devam edecektir. İslam düşmanları şunu bilsin ki, bugün meydanlardayız, ama yarın cephelerde olacağız. Bugün çığlığımıza sessiz kalanlar, pervasızca katliamlara devam edenler, yarın öfkemizle yüzleşeceklerdir. Muhakkak ki bir gün özgür Kudüs’te, Mescid-i Aksa’da hep birlikte rabbimize yönelip şükür secdesinde bulunacağız.”
Konuşmaların ardından Ulucami İmamı Osman Yağmur dua etti.